Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Orman Ürünleri Meclisi Başkanvekili Sabri Avcı; “Ahşap, Kastamonu’ya Sanayi Olarak Değil Turizm Olarak Katkı Verecektir”

Kastamonu Yayın: 30.08.2014 07:33
Yazar:
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Orman Ürünleri Meclisi Başkanvekili Sabri Avcı; “Ahşap, Kastamonu’ya Sanayi Olarak Değil Turizm Olarak Katkı Verecektir”

KASTAMONU Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Orman Ürünleri Meclisi Başkanvekili Sabri Avcı, ahşabın Kastamonu’ya sanayi olarak değil, turizm olarak büyük katkılar vereceğini söyledi. Avcı, 4. Kastamonu Ahşap Fuarı’nı ziyaret etti. Fuar alanında stantları gezen Avcı, ürünler hakkında bilgiler aldı. SFC Entegre Orman Ürünleri standını da ziyaret eden Avcı, Kastamonu’da düzenlenen 4’üncü Ahşap Fuarına ikinci kez katıldığını ifade ederek, “Daha önce 2’inci Ahşap Fuarına katılmıştım. Bu yıl fuarın çok daha gelişmiş ve çok daha fazla katılımcının olduğunu gördüm. Bunun dışında çok daha fazlada kaliteli stantlar var. Öncelikle fuarın katılımcılara, ahşap sektörüne, Kastamonu’ya ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Tabii ki ahşap, artık Kastamonu ile bütünleşmiştir. Kastamonu, sadece evliyaların, enbiyaların, Şeyh Şabanı Veli Hazretlerinin diyarı olmakla kalmamış aynı zamanda ahşabında diyarı olmuş. Ahşapta bir karbon ve ahşap çok iyi bir mühendislik malzemesidir. Ahşabın hem ısı iletkenliği az, hem de yalıtım iletkenliğiyle yani yalıtım yönüyle çok güçlü bir malzemedir. Bu yüzden ahşap, hayatımızın her alanında kullanmamız gereken bir malzemedir. Özellikle ahşap, eşya ürünlerinde masa, sandalye, doğrama, kaplama, kapı, sehpa ve sayamadığımız her çeşit hayatımızdaki her alanda kullanabileceğimiz bir üründür. Çünkü ahşap, doğal bir üründür ve faydalı bir karbondur. Ahşap, bu yüzden sadece Kastamonu’ya ahşap sanayi olarak değil, turizm olarak çok ciddi katkılar verecektir. Çünkü her gelen turist, uygun, kaliteli, güzel ev eşyasını ahşaptan bulması durumunda daha çok turistin buraya gelmesi demektir. Yani ahşap sanayi, ahşap malzemeleri, buradaki turizmi çok ciddi şekilde tetikleyecek ve gelişmesine çok ciddi katkı verecektir. Bu nedenle Kastamonu’da özellikle küçük ölçekli ahşap sanayinin desteklenmesi, ahşap imalatının desteklenmesi Kastamonu’ya her yönde katkı verecektir. Sadece Kastamonu’ya değil, Batı Karadeniz Bölgesine çok ciddi katkılar sunacaktır. Hem burada insanların istihdam edilmesi, hem de buradan ihracatın olması yönünde çok ciddi katkılar verir. Bu nedenle Odalar ve Borsalar Birliği Orman Ürünleri Başkanvekili olarak aynı zamanda bir Kastamonu’nun hemşehrisi, Kastamonu sevdalısı olarak bu tür destekleri her zaman vereceğimi buradan bir kez daha açık bir şekilde söylüyorum. Çünkü Bartınlıyım, öğrenciliğim Kastamonu’da geçti. Bu yüzden Kastamonu’ya bir vefa borcum varmış gibi düşünüyorum. İnşallah Kastamonu için bu fuar, ülkemiz ve Kastamonu’muz için hayırlar getirir” dedi. SFC Entegre Orman Ürünleri Yönetim Kurul Üyesi Ömer Gülamoğlu’nun davetlisi olarak Kastamonu’ya geldiğini belirten Avcı, şunları söyledi: “Kastamonu ve ahşap deyince ilk aklına gelen isimlerden birisi Ömer Gülamoğlu’dur. Ömer Gülamoğlu, Odalar ve Borsalar Birliği Orman Ürünlerinde Başkan Yardımcımızdır. Hem ülke olarak bu sektöre çok ciddi katkılar veriyor, hem de Kastamonu’daki Ahşap Fuarına aşkla bir şevkle yaklaşıyor. Bu yüzden bütün Türkiye’deki bu paydaşlara ve bu sektördeki çalışanları Ahşap Fuarından haberdar ediyor, bu fuarı Türkiye’ye duyuruyor, ayrıca davet ediyor. Bizleri de buraya kendisi davet etmiştir. Ömer beyin, bundan sonraki fuarlarda da çok önemli görevler alacağını, önemli rol üstleneceğine inanıyorum. Bu yüzden başta Ömer Gülamoğlu’na ve fuara emekleri geçen diğer görevlilere teşekkürlerimi sunuyorum. Bir Kastamonu aşığı olarak, Kastamonuluların kendi kıymetini, kendisinin kıymetini bilinmesini öneriyorum”

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Karadeniz Ereğli’de ilk çilek hasadı yapıldı

Ekonomi Yayın: 26.04.2024 12:24
İhlas Haber Ajansı
Karadeniz Ereğli’de ilk çilek hasadı yapıldı

Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde ilk çilek hasadı yapıldı. Tarladan pazara inen çileğin üretiminin az olması nedeniyle kilogramı 150 TL’den satılmaya başladı.

Kdz. Ereğli ilçesinde demir-çelik fabrikasından emekli olan İsmet Koç eşi Ayşe Koç ile tarlasında bu yılın ilk çilek hasadını yaptı. Geçtiğimiz yıl aşırı yağışlar nedeniyle az üretilen çileğin bu yıl da kuraklık nedeniyle veriminin düşük olduğunu anlatan İsmet Koç, Osmanlı Çileğinin de çok azaldığını söyledi. Koç, “2024 çilek sezonu Kdz. Ereğlimize hayırlı olsun. Bu gün ilk hasadımızı topladık gördüğünüz gibi. Burası Kışla Mahallesi İnallı Sokak. Bu çilek Osmanlı Çileğinin kardeşi alo çileği. Allah nasip ederse 15-20 gün içinde de Osmanlı Çileği çıkar. Geçtiğimiz sene havalar hep yağmurlu gitti, böcekler yedi. Bu senede havalar kurak gidiyor. Hava yağarsa çilek bollaşır” dedi.

“Bir baba çalışıp 5 kişi yiyorsa olmaz”

Kendilerinin maddi olarak hiçbir ihtiyaçları olmadığı halde üretmeye devam ettiklerini ve insanlara örnek olmaya çalıştıklarını belirten Koç, “Benim maddi olarak bir şeye ihtiyacım yok. Kendim demir-çelik fabrikalarından emekliyim. İnsanları teşvik etmek için üretim yapıyoruz. Şu anda biber, patlıcan, domates dikme zamanı. İnsanlar diksin ki herkes kazansın. Devlet nereye kadar verecek. Bir baba çalışıp 5 kişi yiyorsa olmaz. Sonra çıkıp ‘o pahalı, bu pahalı’ diye bağırıyoruz. Köyde kokuyor diye ineğe bakmazsın, elinde burada köpek gezdiriyorsun. Bu nasıl olacak? Tarlanız yoksa evde mantı yapın, makarna kesin, el işi yapın” dedi.

“Asıl terapi tarlada çalışıp, üretmek”

İsmet Koç’un eşi Ayşe Koç da 15 yaşından beri üretim yaptığını belirtti. Ayşe Koç, üreterek elde ettiği gelirlerle iki çocuğunu da üniversitede okutup iş ve meslek sahibi olmalarını sağladığını söyledi. Koç konuşmasında şu sözlere yer verdi:

“Ben bunu ihtiyacım olduğu için yapmıyorum. Eşim emekli, evim var, kira vermiyorum. Çocuklarımın ikisi de evli ve çalışıyorlar. Bu ürettiklerim sayesinde iki çocuğumu da okuttum, mühendis oldular, kendi işlerini ellerine aldılar. Evde akşama kadar televizyona bakıp bir şey öğrenmiyorum. Akşama kadar ‘O onu demiş, bu bunu demiş.’ Aslında bu bana bir terapi gibi geliyor. Geçenlerde bir düğüne gittim, ara verildi; 7’den 70’e herkesin elinde telefon. Kimse bir biriyle konuşmuyor, telefona bakıyorlar. Asıl terapi gerçekten bu. Ben bu çileği her sene ekiyorum. Gençler bunu her sene ekmez. Çünkü yağmur yağmadığında bu her sene kuruyor. Kuruduğu için Ekim aylarında biz bunu tekrar ekiyoruz. Kdz. Ereğli’de benim çocukluğumdan bu yana yetişen tek çilek Osmanlı Çileğiydi. Sonradan sepetler çabuk doluyor diye alo çileği ortaya çıktı. Osmanlı Çileği üretmeyi çok istiyorum. Fidesi kaç TL’de olsa alacağım ama kimse vermiyor yada bulamıyorum.”