Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Tarih ve Kültür Gecesi’ne Yoğun İlgi

Kastamonu Yayın: 21.12.2015 09:37
Yazar:
Tarih ve Kültür Gecesi’ne Yoğun İlgi

KASTAMONU Türkiye Kamu Çalışanları Vakfı (TÜRKAV) Kastamonu Şubesi tarafından düzenlenen Tarih ve Kültür Gecesine, vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi.
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Onat’ın konuşmacı olarak katıldığı gecede, “Türk-İslam Medeniyetinin Yeniden İnşasında Maturidilik” konferansı düzenlendi.
Sosyal ve kültürel etkinlikler kapsamında çalışmalarını sürdüren TÜRKAV Kastamonu Şubesi, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Onat’ın katılımıyla “Türk-İslam Medeniyetinin Yeniden İnşasında Maturidilik” konferansı düzenledi. Konferans öncesinde vefatının 23. yılında Kastamonu’nun meşhur hattatlarından Emrullah Demirkaya’nın hat yazıları sergilendi.
“TÜRKİYE’NİN KADERİ MÜSLÜMANLARIN KADERİDİR”
Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda konuşan TÜRKAV Kastamonu Şube Başkanı Abdullah Ünal, İslam Dünyası’nda akan kana vurgu yaparak ölenin de öldürenin de Müslüman olduğunu ve savaşların ısrarla İslam Coğrafyası üzerinde cereyan ettirildiğinin altını çizdi. Bu gidişatın mutlak surette düzeltilmesi gerektiğini ifade eden Abdullah Ünal,
“Bizler yeni bir medeniyet inşasına yabancı bir gelenekten gelmiyoruz. Bu medeniyeti biz Hicaz’da kurduk, Anadolu topraklarında yeniden inşa ettik. Bugün ise, maalesef, İslam Medeniyeti’nin eski gücünden ve Müslümanların medeniyet iddiasından söz edilemiyor. Türk Milleti, gelecek açısından hayati önem taşıyan, tarihi bir dönüm noktasındadır. Bizler, dünya üzerinde etken olmak, onurlu bir şekilde yaşamak istiyorsak, yeni bir medeniyet hamlesine, Türk-İslam medeniyetinin yeniden inşasına ihtiyacımız vardır. Türkiye’nin kaderi bir buçuk milyarı aşan Müslümanların kaderidir” dedi.
“KENDİMİZİN FARKINDA OLALIM”
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Mezhepleri Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Onat ise, varlık-yokluk sınırında yaşanıldığını belirterek, Müslümanların ilimden habersiz yaşadıklarını söyledi.
Bilgiyi itibarsızlaştırmanın kime hizmet ettiğinin sorgulanması gerektiğinin vurgulayan Hasan Onat, Hz. Peygamber Efendimiz (SAV) ‘Aklı olmayanın dini yoktur’ buyurarak aklı kullanmanın ehemmiyetine dikkat çekti.
“Şu anda fazla uzağa gitmeye gerek yok” diyen Onat, “Her gün ülkemizde kan akıyor. Askerlerimiz şehit oluyor. Suriye’de akan kanın haddi hesabı yok. Kimin silahı ile? Amerikan ordusunun silah sponsorlarının paraları ile insanlar ölüyor. Müslümanlar bunu anlayamıyorlarsa helak olmaya müstahaktırlar. Türkiye’nin kaderi bir buçuk milyarı aşan Müslümanların kaderidir.
Yeni bir medeniyet inşa edilecekse bunun yeri Türkiye’dir.
Çünkü bizim çok köklü dallarımız vardır. Bu millet, İslam medeniyetinin baş mimarı ise, bunu tekrar yapabilir. Yeter ki kendimizin farkında olalım, kendimize dönelim” diye konuştu.
“AKLINI KULLANMAYAN İNSAN KÖLEDİR”
Aklın, bilgiyle iş yaptığını ve bildikleriniz kadarıyla kendisini tanıyabileceği aynı zamanda insan olabileceğinizi söyleyen Onat,
“Bu yüzden Kur’an’ın ilk emri ‘Oku!’ dur. Bu medeniyet yine oku emrinin etrafında şekillenecektir. Okumak- bilmek ancak bilgiyle mümkündür.
Bilimin olmadığı yerde medeniyet mümkün değildir. Yeni bir medeniyetin ilk basamağı okumak, bilimsel bilgiye sahip olmaktır. Okumak, özgürlüktür.
Bedir Savaşı sonrası Allah Rasûlü (s.a.s.) esirleri Müslümanlara okuma yazma öğretmeleri karşılığında serbest bırakıyor. Okuma yazma fiili esaretten bile insanı kurtarıyor.
Sahabe, aklına yatmayan bir şeyi Rasulallah’a sormaktan çekinmiyor. Stratejik düşünmeyi gerçekleştiriyor. Vahiy yoksa istişare şarttır. Fakat biz bu gün; büyükler bir şey söyleyince ‘Hikmetinden sual olunmaz.’ diyoruz.
Hâlbuki sual olunmayan hikmet, hikmet değildir. Din deyince Türklerin aklı başından gidiyor.
Aklını kullanmayan insan köledir. Cennete gitmek istiyor musun? Bunun bir tek yolu var, çalışmak. Bu gün önce iman sonra bilgi anlayışı var” şeklinde konuştu.
“GEÇMİŞİ YANLIŞ ANLARSANIZ KUTSALLAŞTIRIRSINIZ”
İslam’ın, siyasi meseleleri insanın sorumluluğuna bıraktığına işaret eden Onat, şöyle konuştu: “Devletin dini adalettir, adalet yoksa orada İslam yoktur.
Akıllı Müslüman yanlışların hamallığını yapmaz. Yüksek güven kültürü oluşturmamız lazım. Kur’an olmadan bu yüksek güven kültürünü yaratamazsınız.
Cenab-ı Hak; akla destek olsun diye vahiy göndermiştir.
Biz önce kendi bakış açımızı değiştireceğiz. Geçmişi yanlış anlarsanız kutsallaştırırsınız. Kutsallaşan mazi, ağırlığıyla sizi ezebilir.”
Program sonunda, Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Atalan ve TÜRKAV Kastamonu Şube Başkanı Abdullah Ünal, Prof. Dr. Hasan Onat’a teşekkür plaketi takdim etti.

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Drakula’nın hapishanesi Tokat Kalesi’nde 15 yıldır restorasyon sürüyor

Kültür Sanat Yayın: 02.05.2024 00:36
İhlas Haber Ajansı

Tokat Kalesi, film ve romanlara konu olan Drakula olarak bilinen Romanya Prensi ve Eflak Voyvodası’nın 15’inci yüzyılda 4 yıl boyunca esir tutulduğu iddialarıyla tarihi ve eşsiz bir yapı olarak öne çıkıyor. 2009 yılında başlanan restorasyon çalışmaları nedeniyle kale kapılarına zincir vurulduğunu söyleyen tarih araştırmacısı Aybike Gamze Gazioğlu, “Drakula’nın esir tutulduğu kale Tokat’tadır. Fatih’in elinde Drakula’nın kellesinin bulunduğu heykel ile restorasyonun
tamamlanarak bu kalenin yeniden açılmasını bekliyoruz” dedi.
Drakula olarak bilinen ve film ile romanlara konu olan Romanya Prensi ve Eflak Voyvodası 3’üncü Vlad Dracul’un 15’inci yüzyılda 4 yıl boyunca esir tutulduğu iddialarıyla tarihi ve eşsiz bir yapı olarak öne çıkan Tokat Kalesi’nde, 2009 yılında başlanan restorasyon çalışmaları nedeniyle ziyaretçilerine kapılarını kapattı. Aradan geçen 15 yıla rağmen restorasyon çalışmalarında bir ilerleme olmayınca tarihi kale açılacağı günü bekliyor.
“Drakula’nın esir tutulduğu yer Tokat Kalesi’dir”
Eflak Voyvodası Vlad Tepeş’in Tokat Kalesi’nde esir tutulduğunu ve Drakula efsanesinin kaynağının buradan geldiğini vurgulayan tarih araştırmacısı Aybike Gamze Gazioğlu, “Eflak vilayetinin beyinin oğlu Vilad Tepeş’in bulunduğu Tokat Kalesi’ndeyiz. Namı değer Kazıklı Voyvodadır. Biliyorsunuz Fatih Sultan Mehmet Han ile aynı sarayda büyümüştür. Ve ihanet sonucunda bu zindanlarda tutulmuştur. Bu zindanların altında geçitler mevcuttur. Fatih Sultan Mehmet Han o dönemde Kazıklı Voyvoda Vilad Tepeş’i buraya getirdiğinde şehri doğrudan götürmüyor. Buradaki mağara ve geçitleri kullanarak şehrin içinde gezdiği de söyleniyor. Yurt içi ve yurt dışında insanlar Tepeş ile alakalı Romanya’da doğdu büyüdü ve oraları mekânı olarak göstermeye çalışıyorlar. Vilad Drakula’nın esir tutulduğu kale Tokat’tadır. Bu adam vampir film, hikâye ve romanlarına esin kaynağı olmuştur. Bu esin kaynağının sebebi de o dönemde yaşayan Türk atalarını kazığa germiştir ve kanlarını içmiştir. Bu durum neticesinde de Fatih Sultan Mehmet Han onun kellesini alarak İstanbul’da gezdirmiştir. Bizim dileğimiz de buraya bir heykel yapılmasıdır. Fakat bu heykelin de Fatih’in heykeli olması yönündedir. Fatih’in elinde Tepeş’in kellesinin bulunduğu bir heykel olabilir. Böyle bir heykel ile Tokat kalesi turizme açılabilir. Tokat Kalesinde 8 yıldır süren restorasyon çalışmasından ötürü kaleye bir türlü gelemiyoruz. Geldiğimiz neticede kapıları da görüyorsunuz zincirli buluyoruz. Restorasyonun bir an önce başlayarak başlayıp bitmesi için mücadele ediyoruz. Biz Türk halkı olarak Tokat Kalesinde bir heykel yapılmasını talep ediyoruz. Buradan Vakıflar Genel Müdürlüğü, Turizm Bakanlığı ve bu alanda görevli olan mercilere sesleniyorum. Bizim tarihimiz Fatih’tir, Osmanlı’dır. Biz bu tarihimizin yaşatılmasını istiyoruz. Kont Drakula Tokat Kalesi’nde esir tutulmuştur. Biz de Fatih’in heykelinin yapılmasını istiyoruz. Heykel de istediğimiz özellikler de şunlardır. Heykelde Fatih Sultan Mehmet Han’ın elinde Drakula’nın başının bulunduğu şekliyle bir heykel talep ediyoruz. Biz tarihimize sahip çıkıyoruz ve biz tarihimizle güçlü bir milletiz ve güçlü olmaya da devam edeceğiz” dedi.
Gazioğlu, Tokat Kalesi’nin dünya çapında bir özelliği olduğunu belirterek, Drakula’nın burada esir tutulduğunun ve atalarına verdiği zararın bedelinin ödenmesi gerektiğini vurguluyor. Restorasyonun bir an önce tamamlanmasını isteyen vatandaşlar, bu tarihi yapıya dünya genelinde daha fazla dikkat çekilmesi için heykel talebinde bulunuyor.