Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Karabük’te siyaset cadı kazanı gibi!…

Köşe Yazıları Yayın: 09.02.2019 12:10

BAŞ KÖŞE

NURETTİN ACAR

HABER MÜDÜRÜ

Karabük’te şu anda siyasiler arasında bir kavga var.. Bu kavganın taraflarından biri AK Parti Belediye Başkan Adayı Adayı Prof. Dr. Burhanettin Uysal, diğeri Karabük Belediye Başkanı ve MHP Belediye Başkan Adayı Rafet Vergili, Her iki Parti’nin Adayı da Cumhur İttifakında yer alıyor. Cumhur İttifakı derken bu ittifak Karabük’te geçerli değil ama, Liderlere baktığımızda birbirlerine kötü söylemlerden kaçınıyorlar. Ama Milletvekilleri olsun, Teşkilatlar olsun birbirlerini en ufak bir eleştiride Genel Merkez anında müdahale ediyor ki bunun örneklerini geçtiğimiz aylarda hep birlikte gördük, MHP Samsun Milletvekili Erhan Usta Partiden ihraç edilmiş bazı Teşkilatlar görevden alınmıştı.

Karabük’e baktığımızda her iki aday da birbirlerine ağız dolusu hakaretler ediyor ama Genel Merkezlerden tık yok. Ben görevden alınsınlar demiyorum en azından bir uyarı yapılsa kavgadan uzak bir siyaset geçirir Karabük ve Karabük halkı.

Tabi Madalyonun öbür tarafında bu kavgaya çanak tutanlar da göze çarpmıyor değil. Bunlar hep belirli kişiler, ondan alıyor lafı ona taşıyor, ondan alıyor ona taşıyor, sosyal medya ise işin diğer bir tarafı.

Şimdi ise Yenice bu kavga ortamına çekilmek isteniyor ki çekildi bile. Yarın Safranbolu, öbür gün Eskipazar, Ovacık, Eflani. Peki CHP bu arada ne yapıyor. CHP Karabük Belediye Başkan Adayı Mehmet Durum da bize göre kendisine bu kavgadan pay çıkarma peşinde gibi görünüyor. İYİ Parti Adayı Dursun Altıparmak ise sessiz ve derinden gidiyor. Altıparmak’a her ne kadar kadrolu aday denilse de belirli çevrelerce bir hayli seviliyor ve yadsınamayacak derecede de bir oy potansiyeli var. Bunun yanında Saadet Partisi ve Büyük Birlik Partisi de işine bakıyor, halkın içindeler ve halkın sorunlarını dinliyorlar, Karabük için yapacaklarını anlatıyorlar. İktidar Partisi adayı Prof. Dr. Burhanettin Uysal ile MHP Adayı Rafet Vergili ise şu sıralar projelerinden çok birbirlerinin hakkında nerde ne konuşmuşlar ortaya çıkarmaya başladılar. Ama daha Karabük Belediye başkanı Rafet Vergili’nin sayın Büyük TBMM eski Başkanı Mehmet Ali Şahin hakkında daha evvel söylediği o malum sözler ortaya çıkmadı, kim bilir yakın bir zamanda o sözler de ortaya çıkabilir ve kavga iyiden iyiye kızışabilir. Ama dedik ya kavga kimseye yarar sağlamaz aksine zarar verir bu zararı da hep birlikte çekeriz. İnşallah bu kavga bir an önce tatlıya bağlanır da kavga ortamından uzaklaşılır, aksi takdirde bunun sonuçları pek hayra alamet gibi görünmüyor.

Şu sıralar AK Parti-MHP arasındaki Cumhur İttifakı, CHP ile İYİ Parti arasındaki ittifak Karabük’te en çok konuşulan bir diğer konu. Safranbolu’da İYİ Parti adayı Mustafa Özata adaylıktan çekilerek bu konuda çok önemli bir adım atmış oldu. Şimdi sıra Karabük’e geldi ama Karabük’ün durumu oldukça karışık.

Ayrıca, Partilerin Belediye Başkanlığı aday adaylığı müracaat sürecinde  Karabük’te ilk Belediye Başkan Adaylığı kesinleşen isim Mehmet Durum oldu, Durum adeta yangından mal kaçırırcasına kendisini Belediye Başkan adayı ilan ettirdi. Durum’un bu kadar acele etmesinin sebebi neydi o gerçekten kafalarda soru işareti, bu parti çevrelerinde de böyle imiş, duyumlarımız bu yönde. Ama burada da CHP ile İYİ Parti arasında yapılacak bir ittifak anlaşmasında olay nasıl cerayan eder bunu hep birlikte göreceğiz. Mehmet Duruım adaylıktan çekilme konusunda kapıları tamamen kapatmış durumda. CHP Lideri kemal KIlıçdaroğlu ile İYİ Parti Lideri Meral Akşener “Biz ittifakta anlaştık, iki aday da çekilecek bizim belirlediğimiz aday ile Karabük’te seçimlere gireceğiz” derlerse  o zaman ne olacak? İşte bunlar hep kafalarda soru işareti. Bize göre, İYİ Parti adayı Dursun Altıparmak çekilmeyi kabul eder, CHP Adayı ise kabul etmez, çünkü adaylığını çok önceden açıklatan Durum’un kafasında elbet bir planı vardır. Bakalım ilerleyen günler ne gösterecek, Şunun şurasında kesin listelerin açıklanmasına ne kaldı?

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Karadeniz Ereğli’de ilk çilek hasadı yapıldı

Ekonomi Yayın: 26.04.2024 12:24
İhlas Haber Ajansı
Karadeniz Ereğli’de ilk çilek hasadı yapıldı

Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde ilk çilek hasadı yapıldı. Tarladan pazara inen çileğin üretiminin az olması nedeniyle kilogramı 150 TL’den satılmaya başladı.

Kdz. Ereğli ilçesinde demir-çelik fabrikasından emekli olan İsmet Koç eşi Ayşe Koç ile tarlasında bu yılın ilk çilek hasadını yaptı. Geçtiğimiz yıl aşırı yağışlar nedeniyle az üretilen çileğin bu yıl da kuraklık nedeniyle veriminin düşük olduğunu anlatan İsmet Koç, Osmanlı Çileğinin de çok azaldığını söyledi. Koç, “2024 çilek sezonu Kdz. Ereğlimize hayırlı olsun. Bu gün ilk hasadımızı topladık gördüğünüz gibi. Burası Kışla Mahallesi İnallı Sokak. Bu çilek Osmanlı Çileğinin kardeşi alo çileği. Allah nasip ederse 15-20 gün içinde de Osmanlı Çileği çıkar. Geçtiğimiz sene havalar hep yağmurlu gitti, böcekler yedi. Bu senede havalar kurak gidiyor. Hava yağarsa çilek bollaşır” dedi.

“Bir baba çalışıp 5 kişi yiyorsa olmaz”

Kendilerinin maddi olarak hiçbir ihtiyaçları olmadığı halde üretmeye devam ettiklerini ve insanlara örnek olmaya çalıştıklarını belirten Koç, “Benim maddi olarak bir şeye ihtiyacım yok. Kendim demir-çelik fabrikalarından emekliyim. İnsanları teşvik etmek için üretim yapıyoruz. Şu anda biber, patlıcan, domates dikme zamanı. İnsanlar diksin ki herkes kazansın. Devlet nereye kadar verecek. Bir baba çalışıp 5 kişi yiyorsa olmaz. Sonra çıkıp ‘o pahalı, bu pahalı’ diye bağırıyoruz. Köyde kokuyor diye ineğe bakmazsın, elinde burada köpek gezdiriyorsun. Bu nasıl olacak? Tarlanız yoksa evde mantı yapın, makarna kesin, el işi yapın” dedi.

“Asıl terapi tarlada çalışıp, üretmek”

İsmet Koç’un eşi Ayşe Koç da 15 yaşından beri üretim yaptığını belirtti. Ayşe Koç, üreterek elde ettiği gelirlerle iki çocuğunu da üniversitede okutup iş ve meslek sahibi olmalarını sağladığını söyledi. Koç konuşmasında şu sözlere yer verdi:

“Ben bunu ihtiyacım olduğu için yapmıyorum. Eşim emekli, evim var, kira vermiyorum. Çocuklarımın ikisi de evli ve çalışıyorlar. Bu ürettiklerim sayesinde iki çocuğumu da okuttum, mühendis oldular, kendi işlerini ellerine aldılar. Evde akşama kadar televizyona bakıp bir şey öğrenmiyorum. Akşama kadar ‘O onu demiş, bu bunu demiş.’ Aslında bu bana bir terapi gibi geliyor. Geçenlerde bir düğüne gittim, ara verildi; 7’den 70’e herkesin elinde telefon. Kimse bir biriyle konuşmuyor, telefona bakıyorlar. Asıl terapi gerçekten bu. Ben bu çileği her sene ekiyorum. Gençler bunu her sene ekmez. Çünkü yağmur yağmadığında bu her sene kuruyor. Kuruduğu için Ekim aylarında biz bunu tekrar ekiyoruz. Kdz. Ereğli’de benim çocukluğumdan bu yana yetişen tek çilek Osmanlı Çileğiydi. Sonradan sepetler çabuk doluyor diye alo çileği ortaya çıktı. Osmanlı Çileği üretmeyi çok istiyorum. Fidesi kaç TL’de olsa alacağım ama kimse vermiyor yada bulamıyorum.”