Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Kara: “Üreticimiz bugün yaşanan sıkıntıların sebebi değildir”

Gündem Yayın: 05.03.2019 14:46
Yazar:
Kara: “Üreticimiz bugün yaşanan sıkıntıların sebebi değildir”

Sebzeciler, Balıkçılar ve Kasaplar Odası Başkanı Cuma Kara, sebze ve meyve gibi ürünlerin fiyatlarındaki artışla ilgili açıklama yaptı. Kara, üretimde doğal afet vb. sebeplerden dolayı arz ve talep arasındaki dengelerin bozulduğunu  belirtti. Bunu avantaja çeviren fırsatçıları da olduğunu söyleyen Kara;  “Şimdi siz diyeceksiniz ki burada hiç mi fırsatçı yok? Elbette var. Devletimizin yeterli yapmadığı bu kontrolü çok iyi yapan, boşluğu gören, üreticiyle halcinin arasında ticaretini yapan büyük tüccarlar bulunmaktadır” dedi

Temel gıda olan sebze, meyve, et, bakliyat gibi ürünlerde devletin almış olduğu KDV oranının %8’ olduğunu, bu oranın ekmek de olduğu gibi %1’e çekilmesinin esnaflara nefes aldıracağını belirten Kara; “Bu %8’lik KDV oranı halkımıza da en az %10 daha ucuz sunulacaktır” dedi

Sebze ve diğer zorunlu tüketim mallarındaki son aylardaki aşırı artışlar piyasadaki dengeleri bozarken, vatandaşın alım gücünü iyice düşürdü. Vatandaş tenceresini zor kaynatırken,konuya ilişkin görüşlerini aldığımız Karabük Sebzeciler, Balıkçılar, kasaplar Odası Başkanı Cuma Kara, “Bizim üreticimiz bugün yaşanan sıkıntıların bir sebebi değildir” dedi

Geçtiğimiz hafta Tarım ve Orman Bakanı Bekin Pakdemirli’ye konuyla ilgili dosya sunduklarını ve gerekli sunumu yaptıklarını belirten Kara, “Son aylarda sebze ve meyvede yaşanan sıkıntıların başlıca sebeplerini şöyle sıralayabiliriz. Özellikle kış aylarındaki iklim, hava şartları, sel, fırtına gibi doğal afetler büyük bir etkendir. Bunların içerisinde doğal afetle hiç alakası olmayan ürünümüzde bulunmaktadır. Patates, soğan 9. Aylarda hasat toplamı yapılıp depolarda saklanan bir üründür. Burada uzun yıllardır bu mesleğin içerisinde olan bizler, halciler, pazarcılar olarak afaki fiyat artışlarının hiçbir zaman bir ayağı değiliz, olmadık. Biz bir hizmet sektörüyüz. Antalya’da veya Mersin’de üretim bölgelerinden ürününü getirip toptan satan esnafımız nakliye, işçilik ve ambalaj masrafından sonra %10 gibi küçük kar payıyla ürününü satmaktadır. Ürünü alan perakendeci, pazarcı veya marketçi kardeşlerimiz toptan ve perakendenin arasındaki fiyat farkı kar payı en fazla %25 %30 la ürününü satmaktadır. Bizim üreticimiz bugün yaşanan sıkıntıların bir sebebi değildir. Öncelikle kış aylarındaki iklim ve doğal afetler sebebiyle bir üretim boşluğu ve yetersizliği oluşmuştur. Özellikle domates ,biber, patlıcan grubunda çiftçimiz beklediği ürünü alamamıştır. 5 gün içerisinde serasında 1 ton biber veya patlıcan çıkaracağının hesabını yapan çiftçimiz 150/200 kg biber patlıcan ancak alabilmiştir. Bu ürünlerde depo sistemi olmaz. Tamamen arz-talep meselesidir. Ürün çok yetiştiğinde fiyatlar aşağı çeker, ürünün yetersiz olup talebin yüksek olduğunda fiyatlar yükselir. Örneğin elinizde topladığınız 500 kg domatesin başına o gün 50 müşteri geldiyse haliyle siz satıcı olarak ürününüzü en üst rakama satmanın hesabını yaparsınız.

Depolama sistemiyle sakladığımız patates, soğan gibi ürünlerde ise söküm ve yeni mahsulün çıkışı arasındaki 6-7 aylık süreçte ülkemizde harcanan miktar göz önünde bulundurulur. Bu süreçte ülkemizde harcanan mahsulün yeterli olup olmadığı siz devletimiz tarafından kontrol altına alınmalıdır. Esasen kontrolün bu mahsullerin ekilişinde başlayıp mahsulün sökümünde ülke olarak ne kadar ürettiğimizi tespit edip ne kadar tüketeceğimizin hesabını yaptığımız zaman sorunun çözümüne ulaşmış olacağız. Örneğin yıllık patates/soğan tüketimimizin 500 bin ton olduğunu düşünürsek elimizde 700 bin ton mahsul yetiştirdiğimizi de düşünürsek bu fazla olan 200 bin ton ürüne ihracat kapıları açılarak çiftçimizi de mağdur etmemiş oluruz. Veya hastalıklı üretim sebebiyle 700 bin ton üretim hesabı yaparak ektiğimiz patatesi 400 bin ton aldıysak tüketimimiz olan 500 bin tonun 100 bin tonluk açığını ithalat yoluyla kapatabiliriz” dedi

KONTROLLÜ ÜRETİM YAPILMALI

Geçmiş yıllarda denetimlerin, kontrolün yeterli yapılmaması sebebiyle fazla yetiştirilen mahsullerin maliyetinin çok altında satılarak hatta sene sonunda bitirilemeyip döküldüğünün hatta atıldğının bile olduğunun altını çizen KARA, “Bu durumda bir çok çiftçimiz de iflasın eşiğine gelmiş, iflas etmiştir. Bugün o çiftçilerimizin bir çoğu çiftçiliği bırakıp başka işlerle uğraşmak zorunda kalmıştır. Bu da bir üretim boşluğu sebebidir” dedi

FIRSATÇILAR VAR

Yaşanan olumsuzlukları fırsata çevirenlerin olduğunu, devletin bu fırsatçıların elinden üreticiyi ve pazarcı esnafı kurtarması gerektiğini belirten KARA, “Şimdi siz diyeceksiniz ki burada hiç mi fırsatçı yok? Elbette var. Devletimizin yeterli yapmadığı bu kontrolü çok iyi yapan, boşluğu gören, üreticiyle halcinin arasında ticaretini yapan büyük tüccarlar bulunmaktadır. Örneğin 500 bin ton patatesin veya soğanın yetersiz olduğunun hesabını yapıp çiftçinin elindeki bu mahsulün %70’ini kendi depolarında, kendi kontrollerine aldıklarını düşünürsek kalan %30’luk ürün piyasadan çekilene kadar ellerindekini satmadıklarında kontrol büyük tüccar dediğimiz bu kişilerin bu fırsatçıların eline geçmektedir. Ondan sonra sayıları en fazla 10 olan bu fırsatçıların vicdanına kalmış bulunuyoruz. Ülkemizin halkımızın kaderi de bu fırsatçıların eline kalmış bulunuyor.Bugün devletimizin asıl yapması gereken bizleri ve halkımızı bu kişilerin elinden kurtarmak olmalıdır.

Kış şartlarından dolayı Çukurova bölgesinde 1. Ayda ekimi yapılması gereken patates soğan sel ve iklim sebebiyle 2. Ayda yapılmıştır. Yeni mahsulün yetişmesi de 1 ay daha ileri uzamıştır. Bununda hesabını yapan fırsatçılar bugün yine devreye girmişlerdir. Geçen yıl Ramazan ayında üretimin sadece Çukurova bölgesinde olduğu bir dönemde 15 20 günlük bir süreçte mahsulün yetersiz olduğun gören bu fırsatçılar yine devreye girmişti. O zamanki boşluk da devletimizin Çukurova bölgesine vermiş olduğu pamuk ekimine yönelik teşvikten kaynaklanmıştır. Pamuk ekimine verilen teşvik, patates soğan ekimi yapılan tarlaların %50sine pamuk ekimi yapılmasından doğmuştur. 15-20 gün demiştim. 15,20 gün sonra diğer bölgelerde Altınova, Niksar, Ödemiş gibi yerlerde ürün yetişmesiyle fiyatlar normale dönmüştür. Bu mesleğin sahibi olarak ticaretini yapan bizler diyoruz ki bu kontroller devletimiz tarafından yapıldığında ne çiftçimiz yetiştirdiği ürünü satamama korkusu yaşayacak, ne esnafımız ürün bulamama kaygısı yaşayacak ne de milletimizin kaderi bu fırsatçıların eline kalacaktır” dedi

KDV ORANI %1’E ÇEKİLMELİ!

Son olarak temel gıda olan sebze, meyve, et, bakliyat gibi ürünlerde devletin almış olduğu KDV oranının %8’ olduğunu, bu kdv oranın ekmek de olduğu gibi %1’e çekilmesi isteyen KARA; “KDV oranın yüzde 1 çekilmesi esnaflarımıza bir nefes aldıracaktır.. Bu %8’lik KDV oranı halkımıza da en az %10 daha ucuz sunulacaktır” diye konuştu

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Hava değişimleri nedeniyle grip vakaları arttı, servisler doldu

Sağlık Yayın: 27.04.2024 04:48
İhlas Haber Ajansı
Hava değişimleri nedeniyle grip vakaları arttı, servisler doldu

Trabzon’da havaların son günlerde bir sıcak bir serin seyretmesi ile birlikte gribal enfeksiyonların artış gösterdiği ve geçtiğimiz yıl Eylül ayından beri aktif olan grip salgının sürdüğü belirtildi.

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, “Influenza salgını bir türlü bitmedi; Eylül ayında başlayan salgın halen devam etmekte” dedi.

Bugünlerde havaların değişkenlik göstermesi ile enfeksiyonların da arttırdığını kaydeden Yılmaz, “Hava değişimleri zamanı enfeksiyonların en yoğun olduğu zamanlardır. Şu anda hava değişimi zamanı olduğu için enfeksiyon hastalıkları servisinde yer bulamıyoruz. Bu değişim ile birlikte her türlü enfeksiyon karşımıza çıkıyor. Influenza salgını bir türlü bitmedi; Eylül ayında başlayan salgın halen devam etmekte. Yazın inşallah olmayacağını düşünüyoruz. Koronavirüs kışın da vardı ancak Influenza’nın altında kaldı. Influenza daha ön planda karşımıza çıktı. Koronavirüs’ü yine göreceğiz ancak daha az karşılaşacağız diye düşünüyorum. Hijyen kurallarına uyulması gerekiyor, hasta olan kişi ile temasta bulunmamak gerekiyor, hasta olan kişinin maske kullanması gerekiyor. Artık dünya çok küçüldü seyahatlerin kolaylaşması ile birlikte. Hemen her yerde insan olabiliyor. Türkiye’den Çin’e giden de var, Çin’den Türkiye’ye gelenler de. Virüs çok kolaylıkla yayılabiliyor. Dünya genelinde değişik virüsler ile karşı karşıya kalınabiliyor ama toplum içinde belli bir bağışıklık oluştuğu için önceki kadar yayılmıyor, yayılanlar da o seviyede azalıyor ve kayboluyor” diye konuştu.