Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Eğitim-Sen’den YÖK’e Çağrı

Gündem Yayın: 28.04.2020 12:50
Yazar:
Eğitim-Sen’den YÖK’e Çağrı

Eğitim-Sen Karabük İl Temsilcisi Bülent Vergili, yaptığı basın açıklamasında  “Eğitim Sen olarak YÖK’e çağrımız, bir dönemin azami süreye eklenerek kayıt dondurmaya gidilebilmesi önündeki muğlaklıkların ve fiili engellemelerin hızla kaldırılmasıdır. Aksi halde getirilen uygulamanın sorun çözmekten ziyade çok farklı düzeylerde sorunlara neden olacağı unutulmamalıdır” dedi.

Vergili açıklamasında şunlara yer verdi: “Yükseköğretim Kurulu Personel Daire Başkanlığı’nın tüm devlet üniversitelerine göndermiş olduğu 16.04.2020 tarihli ve 27115 sayılı kayıt dondurma/azami süre konulu yazısı ile lisansüstü öğrenim görmekte olan araştırma görevlilerinin Covid19 salgını nedeniyle bir dönemlik sürenin azami sürelerine eklenerek kayıt dondurma talebinde bulunabilmeleri sağlanmıştır.

Şüphesiz ki bu hakkın tanınması araştırma görevlileri için yerinde ve olumlu bir uygulamadır. Ancak YÖK’ün ilgili yazısında getirilen bir düzenleme ve halihazırda üniversitelerde farklılaşan uygulamalar nedeniyle kimi araştırma görevlileri bu haktan yararlanamamaktadır. Bu durum, eşitsizliğe neden olduğu gibi yapılan düzenlemenin amacına aykırı kimi özellikler taşımaktadır. Şöyle ki;

  • Kadrolarının bulunduğu üniversite dışında başka bir üniversitede öğrenim gören ÖYP’li araştırma görevlilerinin kayıt dondurma hakları fiilen ellerinden alınmaktadır. Çünkü bu durumda olan araştırma görevlilerine, kadrolarının bulunduğu üniversiteye dönme uygulaması getirilmiştir. Örneğin kadrosu X ilinde olan, ancak Ankara’da öğrenim gören bir araştırma görevlisi, bu haktan yararlanmak istese dahi birçok nedenle (çocuk ve yaşlı bakımı, sağlık sorunları, gideceği ildeki barınma sorunları, ulaşım sorunu vb.)bu hakkını kullanması engellenmiş olacaktır. Üstelik Ankara gibi büyükşehirlere getirilen seyahat kısıtlamasını aşabilmek, yüzlerce kilometrelik yolu gidebilmek, gittiği ilde konaklayabilecek yer bulabilmek ve tüm bunları yaparken hem kendisi hem de toplum sağlığı için risk oluşturmamak mümkün değildir. Kaldı ki pandemi nedeniyle getirilen kısıtlamaların kalkmasının ardından bu durumda olan araştırma görevlileri yeniden 35. madde kapsamında görevlendirme talep edecek ve bürokratik çok sayıda işlemle karşı karşıya kalacaktır. Dolayısıyla bu durumda olan araştırma görevlilerinin de öğrenim gördükleri üniversitede ve bulunduğu ilde kalarak kayıt dondurma hakkı sağlanmalıdır. Aksi halde YÖK, salgına karşı yeni bir hareketlilik yaratarak hem araştırma görevlilerini hem toplum sağlığını riske atacak ve araştırma görevlileri arasında eşitsizliğe neden olacaktır.
  • Bir diğer sorun da 674 sayılı KHK ile kadroları 50/d’ye dönüştürülen araştırma görevlileri için yaşanmaktadır. YÖK’ün bu durumda olan araştırma görevlilerinin kadrolarının öğrenim gördükleri üniversitede olduğu gerçeğini üniversitelere daha net biçimde hatırlatması gerekmektedir.Çünkü söz konusu araştırma görevlileri kayıt dondurma talebinde bulunduklarında, öğrenim gördükleri üniversite tarafından ÖYP kapsamındaki eski üniversitelerine gönderilme riskiyle karşılaşmaktadır. Bu durum da özlük haklarının yanı sıra ciddi sorunları beraberinde getirmekte, kayıt dondurma hakkının kullanılmasını fiilen engellemektedir.

Eğitim Sen olarak YÖK’e çağrımız, bir dönemin azami süreye eklenerek kayıt dondurmaya gidilebilmesi önündeki muğlaklıkların ve fiili engellemelerin hızla kaldırılmasıdır. Aksi halde getirilen uygulamanın sorun çözmekten ziyade çok farklı düzeylerde sorunlara neden olacağı unutulmamalıdır”

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Otomobil ile ezerek husumetlisini öldüren cinayet zanlısının cezası belli oldu

Gündem Yayın: 02.05.2024 00:12
İhlas Haber Ajansı
Otomobil ile ezerek husumetlisini öldüren cinayet zanlısının cezası belli oldu

Bolu’da husumetlisinin otomobil ile üzerinden geçerek ölümüne sebep olan sanığa, mahkeme heyeti haksız tahrik indirimi uygulayarak 16 yıl hapis cezası verdi.

Sultan köyünde 21 Ağustos’ta gece saatlerinde meydana gelen olayda, iddiaya göre İsmail Çetin (62), köy kooperatifi nedeniyle aralarında husumet bulunan İrfan Başkalaycı’nın aracının önünü kesti. Otomobilinden inen Çetin, elindeki bıçağı İrfan Başkalaycı’ya savurarak tehdit etti. İkili arasında yaşanan tartışmanın ardından Başkalaycı, otomobiline binip gaza basarak Çetin’in üzerinden geçti. İsmail Çetin, 3 yaşındaki torununun gözü önünde olay yerinde yaşamını yitirdi. Gözaltına alınan İrfan B. ise tutuklandı.

Öte yandan, İrfan Başkalaycı’nın oğlunun başkan olduğu köy kooperatifinde İsmail Çetin’in denetçi olarak görev yaptığı, kooperatifteki hesaplar sebebiyle olaydan yaklaşık 6 ay önce iki aile arasında gerginlik başladığı ve zaman zaman tartıştıkları öğrenildi.

Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuklu yargılanan İrfan Başkalaycı, karar duruşmasında hakim karşısına çıktı. Duruşmada son savunmasını yapan Başkalaycı, “Yüksek tansiyon, şeker ve kalp hastasıyım. Bana bıçakla yaklaşınca çok korktum. Tir tir titriyordum ne yaptığımı biliyorum’’ dedi.

Mahkeme heyeti, İrfan Başkalaycı’ya haksız tahrik indirimi uygulayarak 16 yıl hapis cezası verdi.