Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

“Basın Özgürlüğün En Etkin Aracıdır”

Gündem Yayın: 23.07.2015 14:06
Yazar:
“Basın Özgürlüğün En Etkin Aracıdır”

KBÜ Rektörü Prof. Dr. Refik Polat 24 Temmuz Basından Sansürün Kaldırılışının yıldönümü ve Basın Bayramı nedeniyle yaptığı basın açıklamasında, Basının Demokrasinin vazgeçilmez unsuru olduğunu söyledi.
Polat “1908 yılında Meşrutiyetin ilanıyla, 24 Temmuz günü Türk basınında sansürün kaldırılışının 107. yıldönümüdür. Demokratik hayatımızın vazgeçilmez unsurlarından biri olan, haber alma ve yayma özgürlüğünün en etkili aracı olan basın, demokrasinin yaşamasını ve gelişmesini sağlayan kurumların başında gelmektedir.

Toplumsal değerlere saygılı, kişisel, hak ve özgürlükleri temel alan tarafsız bir anlayışla görevini yerine getiren özgür basın demokrasilerin en büyük güvencesidir. Günümüzde hızla gelişen ve geniş bir alana ulaşabilen kitle iletişim araçlarıyla beraber etkinliği her geçen gün artan yazılı, görsel ve işitsel basın yaşadığımız dünyadaki ve ülkedeki gelişmeleri, doğru, tarafsız ve hızlı bir şekilde kamuoyunun bilgisine sunarak toplumu aydınlatmak, eksiklik ve aksaklıkları sorgulamak gibi önemli görev ve sorumlulukları üstlenmişlerdir.

Bu duygu ve düşüncelerle insanlara haber ve bilgi akışı sağlamak gibi önemli bir misyonu üstlenen, zor şartlarda büyük bir özveriyle görevlerini en iyi şekilde yapmaya çalışan, halkı doğru ve aydınlatıcı bilgilerle aydınlatan, toplumsal duyarlılık ve etik değerlere bağlılıkla görevlerini yerine getiren değerli basın mensuplarının ve basının her kademesinde görev yapan tüm emektarlarının, 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı’nı kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.” dedi.

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Karadeniz Ereğli’de ilk çilek hasadı yapıldı

Ekonomi Yayın: 26.04.2024 12:24
İhlas Haber Ajansı
Karadeniz Ereğli’de ilk çilek hasadı yapıldı

Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde ilk çilek hasadı yapıldı. Tarladan pazara inen çileğin üretiminin az olması nedeniyle kilogramı 150 TL’den satılmaya başladı.

Kdz. Ereğli ilçesinde demir-çelik fabrikasından emekli olan İsmet Koç eşi Ayşe Koç ile tarlasında bu yılın ilk çilek hasadını yaptı. Geçtiğimiz yıl aşırı yağışlar nedeniyle az üretilen çileğin bu yıl da kuraklık nedeniyle veriminin düşük olduğunu anlatan İsmet Koç, Osmanlı Çileğinin de çok azaldığını söyledi. Koç, “2024 çilek sezonu Kdz. Ereğlimize hayırlı olsun. Bu gün ilk hasadımızı topladık gördüğünüz gibi. Burası Kışla Mahallesi İnallı Sokak. Bu çilek Osmanlı Çileğinin kardeşi alo çileği. Allah nasip ederse 15-20 gün içinde de Osmanlı Çileği çıkar. Geçtiğimiz sene havalar hep yağmurlu gitti, böcekler yedi. Bu senede havalar kurak gidiyor. Hava yağarsa çilek bollaşır” dedi.

“Bir baba çalışıp 5 kişi yiyorsa olmaz”

Kendilerinin maddi olarak hiçbir ihtiyaçları olmadığı halde üretmeye devam ettiklerini ve insanlara örnek olmaya çalıştıklarını belirten Koç, “Benim maddi olarak bir şeye ihtiyacım yok. Kendim demir-çelik fabrikalarından emekliyim. İnsanları teşvik etmek için üretim yapıyoruz. Şu anda biber, patlıcan, domates dikme zamanı. İnsanlar diksin ki herkes kazansın. Devlet nereye kadar verecek. Bir baba çalışıp 5 kişi yiyorsa olmaz. Sonra çıkıp ‘o pahalı, bu pahalı’ diye bağırıyoruz. Köyde kokuyor diye ineğe bakmazsın, elinde burada köpek gezdiriyorsun. Bu nasıl olacak? Tarlanız yoksa evde mantı yapın, makarna kesin, el işi yapın” dedi.

“Asıl terapi tarlada çalışıp, üretmek”

İsmet Koç’un eşi Ayşe Koç da 15 yaşından beri üretim yaptığını belirtti. Ayşe Koç, üreterek elde ettiği gelirlerle iki çocuğunu da üniversitede okutup iş ve meslek sahibi olmalarını sağladığını söyledi. Koç konuşmasında şu sözlere yer verdi:

“Ben bunu ihtiyacım olduğu için yapmıyorum. Eşim emekli, evim var, kira vermiyorum. Çocuklarımın ikisi de evli ve çalışıyorlar. Bu ürettiklerim sayesinde iki çocuğumu da okuttum, mühendis oldular, kendi işlerini ellerine aldılar. Evde akşama kadar televizyona bakıp bir şey öğrenmiyorum. Akşama kadar ‘O onu demiş, bu bunu demiş.’ Aslında bu bana bir terapi gibi geliyor. Geçenlerde bir düğüne gittim, ara verildi; 7’den 70’e herkesin elinde telefon. Kimse bir biriyle konuşmuyor, telefona bakıyorlar. Asıl terapi gerçekten bu. Ben bu çileği her sene ekiyorum. Gençler bunu her sene ekmez. Çünkü yağmur yağmadığında bu her sene kuruyor. Kuruduğu için Ekim aylarında biz bunu tekrar ekiyoruz. Kdz. Ereğli’de benim çocukluğumdan bu yana yetişen tek çilek Osmanlı Çileğiydi. Sonradan sepetler çabuk doluyor diye alo çileği ortaya çıktı. Osmanlı Çileği üretmeyi çok istiyorum. Fidesi kaç TL’de olsa alacağım ama kimse vermiyor yada bulamıyorum.”