Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

YETER SÖZ MİLLETİN!

Köşe Yazıları Yayın: 29.01.2023 14:18
YETER SÖZ MİLLETİN!

Bir ülkenin önü nasıl kesilir? Kalkınması ve gelişmesi nasıl engellenir?

Gelin, sırasıyla, ülkenin yakın geçmişine bir göz atalım!

15 Mayıs 1925’de Türk Tayyare Cemiyetinin açılış töreninde Atatürk yaptığı konuşmada;
”İstikbal göklerdedir, göklerini koruyamayan milletler yarınlarından asla emin olamazlar. Ey Türk genci! kısa zamanda göklerde seni bekleyen yerini alacaksın” demişti. Atatürk’ün talimatıyla, aynı yıl yani 1925 de, Almanya’ya 18 teknisyen ve Fransa’ya uçak mühendisliği öğrenimi için 5 öğrenci gönderiliyor. 15 Ağustos 1925 de Türkiye’de ilk uçak fabrikası, Tayyare ve Motor Türk AŞ. ismiyle faaliyete geçiyor. Kayseri’de kurulan bu fabrika o dönemde dünyanın en büyüğüydü! (1932 de ismi Kayseri Tayyare Fabrikası olarak değişiyor.) O yıl 41 uçak imal ediliyor. Bunlardan birini Atatürk İran’a hediye ediyor. 1926 ile 1941 yılları arasında 7 ayrı tipte 212 uçak üretiliyor. Bu uçakların tamir ve bakımı için 6 Ekim 1926 da Eskişehir Tayyare Fabrikası kuruluyor. Ayrıca,1925 de Vecihi Hürkuş’un Halkapınar Tayyare atölyesinde yapılan ilk Türk tipi yolcu uçağımızda Türkiye Yunanistan arasında seferlere başlıyor. Atatürk ölmeden hemen öncede Etimesgut uçak fabrikası da faaliyete başlıyor.

Bu muhteşem ivme dostumuz (!) ve müttefikimiz (!) ABD nin hiç hoşuna gitmiyor. Artık Atatürk de hayatta olmadığı için, Uçak fabrikalarımızın faaliyetleri durduruluyor. Bir kısmı atıl şekilde, 1952 de MKE ye devrediliyor. bir kısmı da 1954 de Traktör Montaj Fabrikasına dönüştürülüyor. Daha sonra 1947 ile 1955 yılları arasında Değerli! müttefikimiz ! ABD den 1905 adet uçak satın alıyoruz. Bunların 850 adedi 1. dünya savaşında kullanılmış eski uçaklar. Bu sahte müttefikimiz tarımsal kalkınmamızın önünü nasıl kestiyse, sanayideki kalkınmamızın da önünü öyle kesiyor. Tabii bunu yaparken, içimizdeki vatan haini işbirlikçilerini de çok iyi kullanıyor.

23 Haziran 1954 tarihinde, Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasında, 6426 sayılı Vergi Muafiyetleri Anlaşması imzalanıyor.

Yalnızca Amerikalıların yararlandığı bu anlaşma, Türkiye’deki ABD varlığını devlet içinde devlet haline getiriyordu.
Kapütülasyonlar adeta geri gelmişti.

Türkiye ağır sanayi dalında bulunan; uçak, demirçelik, otomotiv, traktör, biçerdöver ve benzeri dallarda, kesinlikle yatırım yapmamalıydı. ABD bu konularda ihtiyaçları karşılayacaktı! Siz zahmet etmeyin ben size veririm diyordu!

ABD Türkiye’ye tarım ülkesi rolünü biçmişti. Sanayi ülkesi olmamızı istemiyordu. Neticede, Menderes’in başında bulunduğu Demokrat Parti de, üretimi tarımdan başlayarak geliştirme yöntemini benimsedi. Daha doğrusu benimsemek zorunda kaldı!

Tarımsal üretimin artırılabilmesi için özel teşebbüse büyük destekler sağlandı. Bu dönemde ABD’den 40.000 traktör alındı.

Makineli tarımın etkileri olumlu olmuştu, 1950’ye kadar buğday ithalatçısı olan Türkiye çok kısa bir sürede, 1954’te dünyanın dördüncü buğday ihracatçısı durumuna geldi.

Bu defada tarımda bu kadar güçlenmemiz değerli(!) müttefikimizi(!) rahatsız etti. Bu seferde peşpeşe yapılan, adeta dayatılan tarım anlaşmalarıyla elimizi kolumuzu bağladı.
69 yıl önce kapatılan Köy Enstitülerini de unutmamak lazım. Anadolu’nun dört bir yanında üreten, düşünen, donanımlı binlerce genç yetiştiren büyük bir aydınlanma hareketiydi…

ABD ile yapılan ikili anlaşmalar her geçen gün ekonomik bağımsızlığımızın yanı sıra siyasi bağımsızlığımızı da yok ediyordu.

ABD Marshall yardımları ile de ne kadar iyiliksever bir ülke! olduğunu gösterdi. Sürekli sırtımızdan hançerleyen, kuyumuzu kazan bu ülkeye o yıllarda minnet duyuyorduk! 60 lı yıllarda ilkokul öğrencisiydim. Okullarda bize zorla süt tozu içirmeye çalışılıyordu.
ABD Yaptığı propagandalarla milletimizi etkilemişti. Tüm bunları yaparken her zaman olduğu gibi hep içimizdeki vatan hainlerini kullandı!

100 yıldır bizimle uğraşıyor. Dün olduğu gibi bugün de kirli senaryolarını içimizdeki işbirlikçileri vasıtasıyla sahneye koymaya çalışıyor.

Proje ortağı olduğumuz ve parasını verdiğimiz halde F35 leri vermemesi… Terör örgütlerine sürekli silah yardımı yapması…Fetöyü başımıza bela etmesi… Yunanistanı silahlandırarak bizi kuşatma altına almaya çalışması bu sözde müttefikin Türkiye düşmanlığının son kanıtlarıdır.

Ülkemiz bu kadar engellenmeseydi, bugün dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olabilirdik.

Milletimiz artık daha bilinçli, geçmişe göre daha çok araştırıyoruz, daha çok sorguluyoruz.

Bu aziz millet; Kimlerin ülkeye ihanet ettiğinin, Emperyalistlere kimlerin uşaklık ettiğinin farkında.!

Ey ABD! Elinden geleni ardına koyma! Hiç şüphen olmasın!100 yıldır yıkamadığın Türkiye Cumhuriyeti içimizdeki işbirlikçilerine ve tüm çabalarına rağmen sonsuza dek varlığını sürdürecek!

“Son sözü her zaman millet söyler.”
“YETER SÖZ MİLLETİN”

Not: Rakam ve tarihler ulaşılabilir kaynaklardan alınmıştır.

Paylaş:

Yorumlar

  1. Hayati Çelenk

    İlyas bey ne güzel anlatmışsınız. Merak ettiğim biz sonunda ABD’ye boyun edecekmiyiz, yoksa edecek kişiler mi yönetime gelecek. Kurtulamayacak mıyız bu illet müttefikten.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

İbrahim Sezer, gazetecilerle iftarda bir araya geldi

Zonguldak Yayın: 28.03.2024 12:12
İhlas Haber Ajansı
İbrahim Sezer, gazetecilerle iftarda bir araya geldi

Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde AK Parti Belediye Başkan adayı İbrahim Sezer, gazetecilerle iftarda bir araya geldi.

AK Parti Zonguldak Milletvekili Saffet Bozkurt, İlçe Başkanı Muhammet Mücahit Andiç, Karadeniz Ereğli Belediye Başkan adayı İbrahim Sezer, bazı meclis üyesi adayları ve partililer, ilçedeki gazeteciler ile iftar programında bir araya geldi. İftarın ardından Bozkurt, Andiç ve Sezer, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir tavuk çiftliği ortaklığı ile ilgili soruları yanıtlayan Sezer, kendisine yönelik sosyal medyadan yazılan yazılardan ötürü savcılığa suç duyurusunda avukatları aracılığı ile başvurduklarını ifade ederek şöyle dedi:

“10-11 yıl öncesine dayanan bu arkadaş ile bir ortaklığımız vardı. Süreç değişik sebepler var, benim için kaldırılamaz sebepleri var. Ortaklıktan ayrılma sebepleri var, 3-4 yıl oldu. Ben ortaklığı bitirme kararı aldım ve bu arkadaşla devam eden 3 tane davamız var bir tanesi lehimize neticelendi, bu davalar devam ediyor. Ben bu arkadaş ile ilgili bir şey konuşmak istemiyorum. Herhangi bir cevabımı da göremezsiniz” dedi.

Milletvekili Saffet Bozkurt da gazetecilerin görevlerini yerine getireceklerine inandığına değinerek, “Basının görevlerinden bir tanesi doğru bilgilendirmesidir. Basın doğru olanı mutlaka yazacaktır. Burada bakıyoruz bazı basın mensuplarının yayın organlarına Ereğli Belediye Başkan adayı şu ama o arkadaş aday değil ki. Aday olmadığı halde adaymış gibi yazılıyor. Halkın doğru bilgilendirilmesi adına gazetecilerin bir görevi vardır. Basınla ilgili bir olumsuzluğumuz olmaz. Çok nitelikli, kaliteli, karakterli, bu işi güzel yapan güzel arkadaşlar var. Bazı arkadaşlarımız bunları yapıyor dedik, bunlar doğru değil dedik. Özeleştiri yapıyoruz siyasetçi olarak basın da kendi özeleştirisini yapmalıdır” sözleri ile konuştu.

AK Parti Karadeniz Ereğli İlçe Başkanı Muhammet Andiç da, Murat Sesli’nin söylemlerine yönelik de açıklamalarda bulundu. . Andiç, “Eski belediye başkanının açıklamaları vardı. Eski belediye başkanı miting tarzı bir toplantı yaptı, yargı tarafından mağdur edildiğini, hakkında kumpas kurulduğunu hatta bunu Fetö’ye dayandırdı. Kendisi sürekli mağdur edebiyatı yapıyor. Resmileşmiş, kesinleşmiş, hatta infazı tamamlanmış infaz indiriminden yararlanmış cezaevinden tahliye olmuş. Memnu haklarını geri alması 2028. Yargıdan canı yanmış birinin kendi ifadesine göre söylüyorum hakkında hiçbir soruşturma bulunmayan kişi hakkında konuşmaya hakkı var mıdır yok mudur? Bunu tartışmak gerekir. Bir kişi hakkında istinatta bulunuyorsa kişi önce kendisinden başlamalıdır. Kendisinin kesinleşmiş hapis cezası var. Türkiye Cumhuriyeti’nde örneği olmayacak şekilde bir dublör kullanılarak seçim üzerine gidiliyor, başka bir açıklaması yok. Halkı kimse yanıltmasın. Kimse de adayım diye ortalarda gezmesin. Biz seçim kuruluna dilekçe verdik. İlçe seçim kurulu da dilekçemizin önemli kısmını da kabul etti” dedi.

Andiç, bir gazetecinin, anket sonuçlarına ilişkin “Durum şu an için çok iyi” dedi. Program karşılıklı diyalog eşliğinde geçti.