CHP İstanbul Milletvekili Selina Doğan, Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer ve Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcı, AK Parti ile yürütülen koalisyon görüşmeleri sürecini anlatmak ve bir dizi görüşme yapmak üzere Karabük’e geldi. 2 gün boyunca Karabük’te bir dizi ziyaret yapan vekiller, İşçi Lokalinde Gazetecilerle bir araya gelerek açıklamalarda bulundular
CHP Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcı, İstanbul Milletvekili Selina Doğan ve Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer, Büyük Kulüp’te basın toplantısı yaptı.
CHP Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcı, yaptığı açıklamada, 7 Haziran’da halkın AK Parti’yi tek başına iktidar yapmadığını söyledi. 7 Haziran seçimlerinin ardından çalışmalara başladıklarını ifade eden Yarayıcı, ön şartsız, koşulsuz, kırmızı çizgileri olmadan, ancak ilkeleri içinde barındıran ve bütün siyasal partileri dışlamadan herkesle görüşme sağlayarak çözümü ortaklaştırabilecek bir görüşme zinciri oluşturduklarını kaydetti. CHP’nin AK Parti’yle 5 görüşme sağladığını vurgulayan Yarayıcı, “Ancak ne yazık ki 5 görüşme içerisinde hiç bir net tavır alamadığımız gibi sadece partimize ve partililerimize ilişkin tanıma toplantılarını söyleyen bir bakış açısı, bir zihniyetle karşı karşıyaydık. Biz özellikle ve öncelikle temel ilkelerimiz dışında 5 tane temel sorunu da ilk önce söyleyip bunu kamuoyuyla paylaştık. Bunlarla birlikte kurulacak hükümeti daha sağlıklı, kalıcı, adil ve herkesi kucaklayıcı kapsayıcı bir çözüm noktasına görüşme olacağını söyledik ve böyle başladık görüşmelere. Şimdi gelinen noktada bu ilkeli davranışa rağmen çözüm notasında bulunmayan AK Parti’nin ve özellikle Cumhurbaşkanının Sayın Erdoğan’ın çözümsüzlüğe dair her türlü açıklamaları kamuoyunda mevcuttur. Özellikle hükümetin kurulmaması ve erken seçimin mutlaka ve ivedilikle yapılması noktasında yangından mal kaçırır gibi davrandığını hepimiz gördük. Ne yazık ki Suruç’ta başlayan katliam zincirinden sonra bugüne kadar gelinen her türlü baskı, şiddet, kaos ortamı Türkiye’yi germiştir. Yine özellikle şehitlerimizin cenazelerinde şehit yakınlarının haklı gerekçeleri olarak, baş kaldırdıkları, “bu gidişe dur” dedikleri, “bugüne kadar barış” dediniz “bundan sonra neden savaş diye ısrar ediyorsunuz” söylemleri feryatları ne yazık ki bir soruşturmayla susturulmaya çalışılmıştır. Biz herkese ve her şeye rağmen barış dilinden uzaklaşmayacağız” diye konuştu. Her zaman barışı, kardeşliği, sevgiyi, bu ülkedeki huzuru, güveni, istikrarı bütün halk için istediklerini ifade eden Yarayıcı, şöyle konuştu: “Bunun için mücadelemize devam edeceğiz. Tüm yaşananlar milletin gözü önünde cereyan etmiştir. Dolayısıyla bizim özellikle 5 sorun olarak ifade ettiğimiz şeylere değinirsek. Bir tanesi dış politika meselesi. Yani Suriye ve Orta Doğu ile başlayan, kanlı süreçte ne yazık ki 100 binlerce insanın ölmesine ülkemize 2.5 milyon kadar Suriyeli vatandaşın gelmesine, ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel anlamda her türlü sorunu ülkemize yaşattıkları bir süreçten bahsediyorum ki, bunun çözümü noktasında mutlaka bir araya gelmeli, kafa yormalı, çözüm yolu bulmalı, savaş ‘hayır’ demeli diye bir mesaj verdik. Buna sıcak bakmadılar. Suriye meselesinde ne yazı ki Dışişleri Bakanlığı döneminde bile Davutoğlu’nun sınıfta kaldığını bunu sağlıklı bir şekilde yürütemediğini gördük. Ardından ekonomiyle ciddi sorunlar yaşandığını, bugün bile doların 3 TL’nin üstüne çıktığını, sürekli tüketici bir toplum haline getirildiğimizi, üretemediğimizi, üretemediğimiz gibi bunu milli bir refah olarak tabana yayamadığımızı, bunun için gerekli önlemlerin alınması gerektiğini söyledik.”
4+4+4 Eğitim Sistemi Milli Eğitimle ilgili sıkıntılar yaşandığından bahseden Yarayıcı, şöyle devam etti: “4+4+4 gerici, bağnaz, yobaz bir zihniyete karşı daha bilimsel, daha üretken, gençlerimizin, çocukların ayakları üzerinde sağlam durabileceği, geleceğe ilişki üretebileceği ve artı değer katabileceği ekonomiye üretimlerde bulunmasını sağlayıcı bilimsel, özerk, demokratik bir mücadele ve üniversite gençliğin özellikle önünü açıcı bir bilimsel eğitimden bahsederken, ne yazık ki geçlerimizi terörist ilan ettiler. Bunla da ilgili çözüm noktasına yaklaşmadılar. Anayasa’da artık yargının bağımsızlığından bahsedemez hale geldik. savcıları, hakimleri istedikleri gibi atayan, özellikle Suriye meselesinden dolayı Adana’da tır dolusu silahlarla oraya gittiğinde bunun soruşturmasını yapan her türlü güvenlik görevlilerini gözaltına alın ve tutuklayan bir anlayışla karşı karşıyayız. Ülkemizde iç çatışmayı körükleyen ve kanla beslenen anlayışın getirdiği, bugüne kadar barış dendi, bununla ilgili çözüm noktalarında arayışlara girildiği söylendi, bizimde haberimiz olmayan ne tür görüşmelerin yapıldığı kamuoyuyla ve bizle paylaşılmayan görüşmeler bugüne kadar sağlıklı bir şekilde geldiğini düşünsek de ne yazı ki bugün hala savaş diyip inatla ısrarla bunun altını çizerek gereklerini yapmaya çalıştılar.”
“Büyük Bir Risk Aldık” Beş sorunla birlikte ilkelerini anlattıklarını kaydeden Yarayıcı, açıklamasını şöyle tamamladı: “Her zaman olduğu gibi ne yazık ki bununla ilgili sağlıklı adım atılamadı. Biz Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Meclis Başkanının seçiminde de, RTÜK seçiminde de her türlü anti demokratik uygulamaların karşısında olabilecek ve terörle ilgili, yani şiddete dayalı her tür teröre ilişkin bir komisyon kurulmasını önerdik ve Meclis’in acilen toplanmaya çağırdık, buna rağmen hepsinde ‘hayır’ cevabını aldık. Yani bu noktada partimiz, çözüm noktasında yaşa alanlarının her şeyine ilişkin adım atarken, kucaklayıcı olurken ve herkese eşit mesafede davranıp birlikte çözelim derken karşımızda ‘hayır’ cevabını sürekli aldık. Bundan sonraki süreçte biz yine barışı, sevgiyi, kardeşliği, ülkenin huzur ve refahı için halkımızın öncelikleri ne ise onla ilgili mücadelemize devam edeceğiz. O yüzden partimizin duygu, düşüncelerinden çok önce “Türkiye” dedik. Çünkü büyük bir riskti bu aldığımız, 13 yıldır bize uygulanan, halkımıza dayatılan her türlü baskı ve anti demokratik uygulamalar karşısında AK Parti’yle bile ortak bir hükümet kurma noktasına gelip bunu zorlayan da halkımızın daha huzurlu bir ortamda yaşamasını sağlamak isteyince olmasına rağmen bir sorumluluk aldık. Ama aslında sorumluluğun altına çok ciddi bir riskte yatıyordu. Ancak tekrar söylüyorum partimizin bir kaç oy kaybetme pahasına dahi olsa önceliklerimiz halkımızın güvenliğidir, can güvenliğidir, sağlıdır, mutluluğudur. Dolayısıyla bu noktadaki çözüm önerilerimizi 1 Kasım itibariyle tekrar dillendireceğiz. Umarım 1 Kasım’da yine halkımızın teveccüh ettiği, 7 Haziran’da tek başına iktidar göstermediği ve ondan sonra daha fazla demokrasiden, bağımsızlıktan, eşitlikten, insan hak ve hürriyetlerinden yana alacağı tavırla 1 Kasım’da gereken cevap verilecektir”
SORU POLEMİĞİ YAŞANDI
Yapılan bu açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını cevaplayan Milletvekilleri ile bir basın mensubu arasında soru polemiği yaşandı. Bir basın mensubunun ‘HDP ile aynı yolda yürümeye devam ediyorsunuz, barış sürecine devam için destek veriyorsunuz’ yönündeki sorusu ise tartışmalara neden oldu. CHP Karabük İl Başkanı Erdoğan Dinçel, gazeteciye “Siz soru sormaktan ziyade değerlendirme yapıyorsunuz” diyerek, “Biz hiçbir siyasi parti ile aynı çizgide yürümüyoruz. Değerlendirme yapmaktansa soru sorarsanız daha memnun oluruz. Partimiz hakkında bu tür değerlendirmeleri biz yapalım” diyerek tepkisini ortaya koydu.
Yine aynı gazetecinin “Barış süreci nedir. Biz Türkiye’de şuan barış olmadan mı yaşıyoruz. Hepimiz değişik ırklardan insanlarız. Hala barış sürecinin Türkiye’de olmadığını mı düşünüyorsunuz” sorusu üzerine Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcı, “HDP ile eşdeğer bir siyasi bir ideolojik yapıya sahip olduğumuzu, aynı yolda yürüdüğümüzü ifade etmek kesinlikle yanlış olacaktır. Biz CHP’liler olarak barışın tesis edilmesinden yanayız” şeklinde cevap verdi. Basın toplantısının ardından soru soran gazeteci ile İl Başkanı Erdoğan Dinçel arasında çıkan tartışmanın büyümesini partililer ve gazeteciler engellemeye çalıştı.
Gazeteci, “Size saygımızdan dolayı misafir diye bu ülkede Ermeni soykırımı var diyen hanımefendiye soru sormadım” diyerek tepkisini ortaya koyunca bir partili tarafından ağzı kapatılarak engellenmeye çalışıldı.
