Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

TRT Akademi, KBÜ’de öğrencilerle buluştu

Gündem Yayın: 01.03.2019 11:04
Yazar:
TRT Akademi, KBÜ’de öğrencilerle buluştu

TRT’nin profesyonelleri, Karabük Üniversitesinde geleceğin iletişimcileriyle bir araya gelerek “TRT Akademi Atölye Çalışmaları” kapsamında bilgi ve deneyimlerini paylaştı.

Türkiye Radyo Televizyon Kurumu tarafından Karabük Üniversitesinde 26 – 27 Şubat tarihlerinde “TRT Akademi Atölye Çalışmaları” düzenlendi.

TRT’nin tecrübeli ekibi tarafından iki gün boyunca üniversite öğrencilerine temel kamera eğitimi ve çoklu kamera çekimleri, belgesel yapım süreci ve radyo yayıncılığı hakkında eğitimler verildi. Atölye çalışmalarına öğrenciler büyük ilgi gösterdi.

Etkinliğe TRT Eğitim Dairesi Başkanlığı Müdürü Ekrem Özdemir, TRT Eğitim Dairesi Başkanlığı Eğitim Sorumlusu Erhan Görgülüarslan, Radyo Dairesi Başkan Yardımcısı Lütfi Kılınç, Prodüktör Zeynep Keçeçiler, Baş kameraman Murat Orhan ve TRT FM Frekans Programı Sunucusu Acar Acartürk konuk oldu.

“MİSYONUMUZ MEDYA İLE AKADEMİ ARASINDA BİR KÖPRÜ KURMAK”

TRT Akademi hakkında bilgi veren TRT Eğitim Dairesi Başkanlığı Müdürü Ekrem Özdemir, “TRT’nin yayıncılık birikimini hem akademiyle hem de medya profesyonelleriyle birleştiriyoruz. TRT Akademi söyleşileri, atölye çalışmaları ve bunun gibi faaliyetlerimiz sayesinde öğrencilerimize hem medya dünyasının hem de akademik dünyasının tartıştığı gündeme getirdiği geleceğe dair problem olarak gördüğü üzerinde incelemeler yaptığı konuları hem akademik bir dille hem de medya profesyonellerini hizmetine sunacağımız güncel bir dille aktarmaya çalışıyoruz. TRT Akademinin misyonu medya ile akademi arasında bir köprü kurmak.” diye konuştu.

‘BELGESEL SİNEMA’ BAŞARILI YÖNETMEN ZEYNEP KEÇEÇİLER TARAFINDAN ELE ALINDI

Prodüktör Zeynep Keçeçiler, genç iletişimcilere belgesel sinema ve direct (doğrudan) sinema hakkındaki deneyimlerini aktardı.

Belgesel sinemada, gerçek insanların hikayelerini doğal mekanlarında anlatmanın esas olduğunu belirterek, “Her şeyden önce belgesel kavramı başka türlerin devreye girişiyle ve zorlamasıyla çok değişik farklı anlatım dilleri oluşturmak zorunda kalıyoruz. Daha sinemasal, daha müdahalelerin olduğu, yönetmenin yönetmenliğini göstermek istediği söylemler oluşuyor. Belgesel sinema, merak uyandırır.” dedi.

Keçeçiler, Afganistan’ın kuzeyinde yer alan Tor kasabasındaki maden işçisi çocukların dramını ele aldığı “Afgan Kömürü” filmini belgesel sinemaya örnek göstererek, “Bu filmde benim yönetmenliğimle aslında karakterleri tanıyorsunuz. Yönetmen karaktere müdahalelerde bulunabiliyor. Siz öyküyü dönüştürürken bazen öykü ve bulduğunuz karakterde sizi dönüştürüyor.” diye konuştu.

Direct sinemanın ise 1960’lı yılların başında ortaya çıkan bir akım olduğunu söyleyen Keçeçiler, belgesel sinemacılar açısından çok önemli bir ilham kaynağı olduğunun altını çizdi. Somali’nin başkenti Mogadişu’da yaşayan bağımlı çocukların öyküsünü anlattığı “Nasır ve Diğerleri” filmini de Direct Sinema türüne örnek göstererek, “Var olan şeyi takip ediyorsunuz. Siz ona tanıklık ediyorsunuz. Yönetmen kameraya, öyküye hakim değil, hiçbir şeye müdahil olamıyorum. Karakter size yön veriyor.” diye konuştu.

“Afgan Kömürü” ile “Nasır ve Diğerleri”nin çekimleri esnasında bir takım zorluklar da yaşadıklarını belirten Zeynep Keçeciler, “Çekimlerini yaptığımız bölgeler savaş ve politik istikrarsızlığın olduğu yerler. Ülkelerde çekim yaparken çok sıkıntılı anlar yaşadık. Çok az kişiyle o ülkelere gidip çekim yapabildik.” dedi.

ACAR ACARTÜRK İLE FREKANS RADYO PROGRAMI

Karabük Üniversitesi, TRT Akademi Atölye Çalışmaları kapsamında TRT FM’de yayımlanan Acar Acartürk’ün hazırlayıp sunduğu “Frekans” isimli radyo programına da ev sahipliği yaptı. Öğrencilerin katılımı ile renklenen program aynı zamanda öğrenciler için radyo atölyesi işlevi gördü. Radyo programında Acartürk, öğrencilere bilgi ve deneyimini aktardı.

“STÜDYO KAMERAMANLIĞINDA ÇABUK KARAR VERİP, DOĞRU UYGULAMALAR YAPMANIZ GEREKİYOR”

TRT baş kameramanı Murat Orhan ise öğrencilere kameramanlık mesleği hakkında bilgi vererek stüdyoda çekim teknikleri ve yöntemlerini uygulamalı olarak anlattı.

Kameramanlığı görüntüyle hikayeyi anlatma işi olarak tanımlayan baş kameraman Orhan, bir kameraman gözüyle habere bakış açısını anlatarak, “Her açıdan sizin çekim yaparken içinde bulunduğunuz projeyle ilgili nasıl dikkatle sunacaksınız onu aktarmanız gerekiyor. Bu da ciddi bir bilgi birikimi gerektiriyor, teknik bir bilgi gerektiriyor, estetik ve sanatsal bilgi gerektiriyor. Bütün bunları yaparken de sizin inisiyatif kullanmanız gerekiyor.” diye konuştu.

TRT’de stüdyo ve canlı yayın kameramanlığı biriminde çalıştığını belirten Orhan, stüdyo kameramanlığında ekip çalışmasına yatkın olmanın gerekliliğine vurgu yaparak konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

“Bizde bir işin içinde birden fazla kamera var ve eş zamanlı olarak aynı anda çalışmamız gerekiyor. Orada bir iş paylaşımı yaparak olayın bütünlüğünü olduğu anda ortaya çıkarıyoruz. Canlı yayın olduğu için de herhangi bir tekrar şansınız yok. Bunun için de çok hassas çalışmamız gerekiyor. Çektiğiniz görüntüdeki yaptığınız hata saniyesinde ekranda. O yüzden çok titizlikle ve dikkatle yapmanız gereken iş. Yaptığımız işlerin önemli bir bölümünü spor karşılaşmaları oluşturuyor. Bütün hava koşullarında yağmurun altında, karın altında çalışmak zorundayız. Stüdyo kameramanlığı dediğimiz zaman sadece stüdyonun içinde olan bir şey değil. Yarısı dışarıda yarısı içeride. Stüdyo kameramanlığında çabuk karar verip ve doğru uygulamalar yapmanız gerekiyor.”

Daha sonra baş kameraman Murat Orhan, Karabük Üniversitesi 3 Nisan Tv Stüdyosu’nda öğrencilere çekim teknikleri ve yöntemlerini uygulamalı olarak anlattı.

Atölye çalışmaları Radyo Yayıncılığı Radyo Dairesi Başkan Yardımcısı Lütfü Kılınç ve Acar Acartürk’ün radyo yayıncılığı ve radyo programcılığı hakkındaki eğitimi ile devam etti.

“HALKA ULAŞMANIN EN İYİ YOLUDUR RADYO”

Eğitimde radyo programcılığı hakkında bilgiler veren TRT Spikeri Acar Acartürk, TRT FM’in, Türkiye’de en çok dinlenen ve en fazla yayın yapan kanal olduğunu belirterek 4 milyona yakın aktif dinleyiciye sahip olduğunun altını çizdi.

Halka ulaşmanın en iyi yolunun radyo olduğunu ifade eden Acartürk, “En az kesilen iletişim aracı radyodur. TV yayınları çok rahat kesilebilir, radyo yayınlarının AM olanlarının kesilmesi imkansız. Afet dönemlerinde, sıkıntılı dönemlerde halka ulaşmak için kullanılmıştır. Yani yalnızca yayıncılık değil radyonun böyle bir köklü geçmişi var. İnsana farklı, toplumlara karşı farklı bir misyonu var. Bir de dokunuşu var.” diye konuştu.

Radyoda diğer iletişim araçlarında olmayan şeyin gizem olduğunu dile getiren Acartürk, “Radyonun gizemi önemli. Sözün büyüsü sesin gücü.” dedi.

Konuşmasında spikerlik ve sunuculuk arasındaki farktan da söz eden Acartürk, “Benim burada yaptığım sunuculuk mesela, spikerlik biraz daha ağırlıklı metin okumak üzerine. Radyoda spikerlikte ses biraz daha ön plana çıkar çünkü işitsele hitap ediyorsun, sunuculukta biraz daha enerji biraz daha empati ön plana çıkmaktadır.” dedi.

Acartürk konuşmasının sonunda ses organı çalışmasını uygulamalı olarak katılımcılara gösterdi.

“RADYOCULAR GÖRMEDEN SEVER, GÖRÜLMEDEN SEVİLİR”

Radyo Dairesi Başkan Yardımcısı Lütfi Kılınç ise konuşmasında ilk olarak iletişimin önemine değinerek, “İletişim kaynak, mesaj, kanal, kişi ve geri besleme süreci ile tamamlanır. Bu beş noktadan herhangi birini eksik yapmışsa ya da unutmuşsa doğru ve sağlıklı iletişimi tamamlamamışsınız demektir. Diğer beş ise: eğitim, bilgi, haber, eğlence, dinlence. Oluşturacağımız ve tasarlayacağımız programda bunlardan en az bir tanesi olmalı.” şeklinde konuştu.

Konuşmasında radyo yayını hakkında bilgi veren Kılınç, Türkiye’de ilk radyo yayının 1927’de yapıldığını belirterek “O günden bu yana geçen 92 yıllık süre içerisinde halkımızın gönlünde genel güzel ve özel bilgiler bulduğu mecradır radyolar. Bugün itibari ile ülkemiz genelinde kamu hizmeti yayıncılığı veya özel devlet radyoları itibari ile 1.100’ün üzerinde radyo kanalımız var. Bunların bir kısmı ulusal hatta sınır aşan seviyede yayın yapanlar, bir kısmı bölgesel yayın yapıyor. Bir kısmı da il yani daha lokal yayınlar yapıyor. Özellikle birçok yere gazete sayısından daha fazla radyo yayını ulaşıyor.” diye konuştu.

Radyonun insanı aktif hale getiren ve duygu dünyasını geliştiren bir araç olduğunu belirten Kılınç, “Radyo seslerden resimler çizer deriz biz ve her resim onu dinleyenin duygu dünyasına göre renk verir. Radyocular görmeden sever, görülmeden sevilir.” dedi.

İki gün süren atölye çalışmaları,  TRT Akademi ekibine hediye takdimi ve toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

CHP’de Eski Başkanlardan Karadağ’a Destek

Manşet Yayın: 29.03.2024 12:53
CHP’de Eski Başkanlardan Karadağ’a Destek

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) eski Başkanları dargınlıkları ve küskünlükleri bir kenara bırakarak eski Başkan Av. Erdoğan Dinçel’in organize ettiği İftar programı ile bir araya gelerek Başkan Adayı Bayram Karadağ’a tam destek verdiler.

İftar yemeyi sonrası bir konuşma yapan Erdoğan Dinçel,  Pazar günü Türkiye ve Karabük için çok önemli bir seçime gidileceğini ifade ederek, “Genelde, ekonomik politikalar nedeniyle ülkemizin büyük sıkıntılar içinde olduğu, yerelde ise 15 yıldır boşa geçirilen bir dönemi geride bırakarak, bir yerel seçime gidiyoruz. Bizim için önemli olduğu gibi, ülkemizin bundan sonraki siyasi şekillenmesi açısından da son derece önemli bir seçim olacak. Sadece bir yerel yönetim seçimi olmaktan ziyade, önümüzdeki dönemde Cumhuriyet değerlerinin yerle bir edileceği bir anayasa değişikliğine yol açabilecek sonuçlar doğurması açısından ve bunun engellenmesi açısından son derece önemli bir seçime gidiyoruz. Bizler eski il ve ilçe başkanları olarak, 70’li yıllardan sonra belki de ilk defa Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir bütünlük içinde seçime girmesini sağlamak ve bu seçimden zaferle çıkabilmek için, güç birliği yapmaya ve adaylarımıza tam destek vermeye karar verdik. Baştan beri bu düşünce içindeydik ama bunu siz basın mensuplarının önünde kamuoyuna bir kez daha açıklamak istedik” dedi.

“KARABÜK  OLUMSUZ GELİŞMELERLE ANILMAKTA”

Karabük’ün  son yıllarda önemli icraatlarla ve olumlu gelişmelerle anılmaktan ziyade, ne yazık ki Türkiye’de çok olumsuz gelişmelerle gündeme oturduğunu belirten Dinçel; ” Sayın Belediye Başkanın göreve başladığı günlerde kendi yaptığı alt geçitte yağan yağmurlarda mahsur kalmasıyla Türkiye gündemine oturan Karabük, geçtiğimiz aylarda bir üniversite öğrencisinin cinayetiyle tekrar Türkiye gündemine oturdu. Ve bugünlerde ne yazık ki yine bir üniversite rezaleti ile Türkiye’nin gündeminde. Karabük çok daha güzel şeylerle anılması gerekirken, maalesef çok büyük olumsuzluklarla ülke gündeminde anılmaya başladı. Türkiye Karabük’ü konuşurken, bütün kanallarda Karabük tartışılırken, Karabük’le ilgili doğru yanlış pek çok şey gündeme taşınırken, ne yazık ki Karabük’teki sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, milletvekilleri, tartışmasız hepsi, bunu gündemlerine alarak, gündeme getirerek, bir eleştiri, bir özeleştiri veya bir açıklama, bir kınama yapmadıklarını görmekten son derece üzgünüz. Türkiye Karabük’ü konuşurken, Karabük başka yerlere bakıyor” dedi.

“VERGİLİ REKTÖR POLAT’A TAM DESTEK VERİYORDU”

Karabük Üniversitesi ile ilgili “Karabük Üniversitesini rezil ettiler”  şeklinde açıklama yapan Belediye Başkanı Rafet Vergili’yi hedef alan Dinçel, “Sayın Belediye Başkanımızın geçtiğimiz günlerde bu konu ile ilgili ‘Karabük Üniversitesi’ni rezil ettiler’ şeklinde bir açıklaması var. Karabük Üniversitesini bugünlere taşıyan, şimdi büyük eleştiriler yapılan eski Rektör Sayın Polat tartışılırken, görevden alınacağı konuşulurken Başkanın ‘Ben rektörümüze sonuna kadar kefilim ve ona güveniyorum’ dediği günleri unutmadık. Şimdi bu olumsuzluktan ‘Karabük Üniversitesini rezil ettiler’ diyerek sıyrılamazsınız. Bunda Cumhur İttifakının, ikisinin de sorumluluğu vardır. Hadi sorumlular konuşmuyor da, muhalefet neden konuşmuyor, onu da bilemiyorum. Bundan son derece üzgünüm” diye konuştu.

Erdoğan Dinçel’in konuşmasının ardından, Karabük Belediye Başkan Adayı Bayram Karadağ’da bir konuşma yaparak, desteklerinden dolayı bütün partililere teşekkür etti.

Düzenlenen programa, CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, İl Başkanı Vedat Yaşar ve Merkez İlçe Başkanı Ali Yavuz’un katılmaması ise dikkatlerden kaçmadı. (Ramazan Öztürk)