Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

SUSUZLUĞA HAZIR MIYIZ?

Köşe Yazıları Yayın: 06.01.2021 11:19

Çok değil bundan 25 -30 yıl önce, özellikle İstanbul’da hemen, hemen her evin banyosunda tavana yakın, ya da çatı katında plastik ya da galvanizli su depolarımız vardı!

Her gün yaşanan saatlerce su kesintisinin verdiği zorlukları aşmak için böylesine bir çareye başvurmuştu insanlarımız…

Çünkü o yıllarda o kadar susuz kalmıştık ki!

Bir ara bulutların arasına su bombaları atılmış ama yine de de susuzlukla baş edememiştik.

Sonrası yıllarda özellikle İstanbul’a çevre illerden, derelerden su aktarıldı, yeni yeni barajlar devreye girdi. Kısmen de olsa bir çözüm sağlandı…

Bu geçici çözüm az da olsa bir rahatlama sağlamıştı. Ama son yıllarda yaşanan su eksikliği ülkemizi giderek etkisi altına almaya başladı!

Özellikle bu yıl yaşanan susuzluk kendisini öylesine hissettirmeye başladı ki, insanlarımızı bekleyen susuzluk felaketi birkaç ay sonra tüm acımasızlığı ile karşımızda olacak.

Çünkü mevsimsel değişiklikler, doğaya verdiğimiz tahribat, su yataklarına acımasızca yapılan inşaatlar nedeniyle dağlarımızdan akan o şırıl şırıl su yatakları birer birer kayboldu! Çoğu doğal su kaynaklarımız da bir şekilde 49 yıllığına özel şirketlerin oldu!

Sadece dereler değil, göllerimiz bile kurudu!

Pekiyi bizi bekleyen bu felaket karşısında bizler ne yapıyoruz?

Hiç su tasarrufunu düşünenimiz var mı?

Olsa bile bu nüfusumuzun kaçta kaçı?

Şöylece günlük yaşamımızı bir düşünün!

Sabah uyanır uyanmaz ilk yaptığımız iş yüzümüzü yıkamak; sıcak bir kahve, çay için cezveye, çaydanlığa su doldurmak. Ya da pişecek aşımız için yemek tenceresine su koymak…

Hele ki ülke genelinde yaşadığımız Korona salgını nedeniyle de ellerimizi en az beş, altı kez yıkamak.

Ya yaşadığımız evin bahçesini her Allah’ın günü sulayanlar. Apartman görevlilerince musluklardan akan içme suyu ile temizlenen merdivenler, o apartmanda oturanların araçlarının yıkanması…

Hele ki, yaz aylarında en azından günde birkaç kez alınan duşlar, suların varlığını düşünmeden musluklardan akan oluk, oluk sular…

Şimdi bir an düşünün!

Değil kullanmak için, bir yudum içmek için dahi ihtiyacımız olan su olmadığında ne yaparız?

Haftalar önce yağmur duasına dahi çıkılan ülkemizi işte böylesine büyük bir doğa faciası bekliyor!

Çünkü su kaynaklarımız giderek azalıyor. Beklenen yağmurlar bir türlü yağmıyor. Yağsa bile ihtiyacımıza yetecek kadar olmuyor, barajlarımız dolmuyor.

İşte böylesine bir tablo karşısında yapacağımız yegâne şey su tasarrufu yapmak.

İnanınız her evde yapılacak bu tasarruf, en azından suya olan ihtiyacımızı bir süre daha karşılayacak. Yoksa halimiz harap!

Su olmadan yaşanacak bir hayat düşünün.

Afrika’da bir yudum su için insanların neler çektiğini bir hatırlayınız!

İnanınız önümüzdeki süreç Korona’lı günlerimiz kadar hassas, kritik…

Yeni yılda yağacak yağmur, kar bizlere ne kadar kaynak sağlayacak bilinmez ama kesin olarak bilinen şey; önümüzdeki yıllar susuz olacak!

Bu doğal afet, sadece evlerimizde değil, tarım alanlarımızda da yaşanacak. Kuraklık nedeniyle ülkemizi bekleyen afet tarlalarımızı da vuracak!

Bir tarım ülkesi olmaktan giderek uzaklaşan ülkemizde yaşanacak olası bir kuraklık nedeniyle tahıl, sebze, meyve üretimimizin de olumsuz yönde etkilenmesi kaçınılmaz.

Daha fazla vakit geçirmeden alınacak tedbirlerle susuzlukla şimdiden mücadeleye başlamak kaçınılmazdır.

Susuzluğu yaşamış bir yurttaş olarak; evimizde şimdiden tasarruf tedbirlerine başladık. Siz de kendi çapınızda bu tedbirleri uygulayınız lütfen.

Şırıl, şırıl tazyikle akan musluklarımızı daha kontrollü kullanalım, en azın ilk su tasarrufumuzu böyle yapalım.

Tıraş olurken, dişlerimizi fırçalarken musluğun kapalı olması, duş alırken daha az su harcamak, binlerce ton suyun boşa akmasını önleyecektir

Bir de şehirlerdeki suyu taşıyanboru hatlarındaki sukaçaklarını önlersek, bizleri bekleyen susuzluk felaketine karşı koymak adına; hem ülkemizin su kaynaklarına, hem de sulu tarıma büyük bir katkı sağlanmış olacaktır

Unutmayalım susuz hayat, yaşayabileceğimiz doğal felaketlerin en büyüğüdür…

 

Atilla Çilingir

www.atillacilingir.com

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Tıp öğrencileri önlüklerini giydi

İlçe Haberleri Yayın: 23.04.2024 20:24
İhlas Haber Ajansı
Tıp öğrencileri önlüklerini giydi

Karabük Üniversitesi (KBÜ) Tıp Fakültesi birinci sınıfta öğrenim gören 135 öğrenci, düzenlenen törenle beyaz önlüklerini giydi.

KBÜ Safranbolu Fethi Toker Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Prof. Dr. Sadettin Ökten Konferans Salonu’nda gerçekleşen törene; rektör yardımcıları Prof. Dr. Hasan Solmaz ve Prof. Dr. İsmail Rakıp Karaş, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Ak, İl Sağlık Müdürü Op. Dr. İsmail Kara, KBÜ Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Erkan Doğan ile akademisyenler, öğrenciler ve aileleri katıldı.

Törende konuşan Rektör Yardımcısı Hasan Solmaz, hekimlik mesleğinin, iyi bir iletişim, mütevazılık ve empatiyle çok başarılı ve faydalı bir meslek olduğunu belirtti. Hekimlik mesleğinin zor bir meslek olduğunu ifade eden Solmaz, “Fedakarlık isteyen, bazen uzun nöbetler tutulması gereken, eğitimi zor bir meslek. Orada da empati kurduğumuz zaman, o gelen hastanın kendiniz, bir yakınınız, komşunuz, arkadaşınız olabileceğini göz önüne alarak davranmanız başarı şansınızı artıracaktır” dedi.

Hekimlik mesleğinin, usta çırak ilişkisi ile gelişen bir meslek olmasından ötürü öğrenmesinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Solmaz, “Okudukça, yeni gelişmeleri takip ettikçe inşallah çok iyi ve başarılı hekimler olacaksınız ve sizlerin bu iyi hekimler olmanız neticesinde de hem ülkemizdeki hem dünyadaki sağlık sistemi, insanların sağlıklı olması daha iyi olacak. Sizleri ve ailenizi tebrik ediyorum ve eğitim hayatınızda da başarılar diliyorum” diye konuştu.

Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Ak da “Bugün burada sizlere önlüklerinizi beyaz olarak teslim ediyoruz. Siz ve önlüğünüz hayat boyunca hep beyaz kalsın. Kirletilmesine müsaade etmeyin. Sorumluluğunuzu hiç unutmayın. Sizler insan canı ile uğraşacaksınız. Bu uğurda yapacağınız fedakarlıklar için hiçbir zaman yakınmayın. Hastalarınız sizlerle en gizlilerini paylaşacak, konuşacaklar. Size duyulan güveni, namusunuz bilin. Unutmayın, tıp eğitimi bir yönüyle usta çırak ilişkisidir” dedi.

KBÜ Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Erkan Doğan ise önlük giyen öğrenciler için bugünden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacağını, çünkü bugün hekimlik mesleğinin simgesi olan beyaz önlükleri giydiklerini belirtti. Doğan, “Giydiğiniz bu önlük 2 sadece iki metrelik beyaz bir kumaş değildir, bu önlüğün anlamını çok iyi bilmek lazım. Önlüğün renginin beyaz olması hem fiziksel hem de vicdani temizliği temsil eder. Beyaz önlük saflıktır, temizliktir, güçtür, kudrettir, sorumluluktur, vebaldir. Üzerindeki lekeler, kanlar, kırışıklıklar ise çalışkanlıktır, gururdur, kutsallığın nişanesidir. En kutsal anlamı ise hastaların duası, yakınlarının minnettarlığıdır. Beyaz önlüğün bize yüklediği sorumluluklar vardır. İnsanlarla iyi iletişim kurmak, onların güvenini kazanmak, dertlerine çare olabilmek, insani ve vicdani davranmak, görevlerimizi yerine getirmek, mesleğimizin gerektirdiği bilgi ve beceriyi kazanarak profesyonelleşmektir” ifadelerine yer verdi.

Konuşmaların ardından Tıp Fakültesi öğrencileri, Solmaz ve Karaş, İsmail Ak, İsmail Kara, Doğan ve akademisyenlerin ellerinden beyaz önlüklerini giydi. Free Mover programı ile Karabük Üniversitesine gelerek 15 günlük eğitim alan Özbekistan Alfraganus Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri de hekimliğe ilk adımı atmanın heyecanını ve mutluluğunu yaşadı.