Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

ŞEHİTLERİMİZ VE ŞEHİTLİKLERİMİZ…

Köşe Yazıları Yayın: 31.07.2014 09:53

‘’ Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyiniz. Aksine onlar diridirler, ancak siz fark edemiyorsunuz.’’ (Bakara suresi 2/154)

Şahadet biz faniler için erişilebilecek en yüksek mertebedir.

Allah yolunda; vatan ve vazife uğruna seve, seve hayatlarını feda eden nice Koçyiğitlerin aziz kanlarıyla sulanmış bu ‘Gazi Topraklarda’ hür ve bağımsız yaşayabiliyorsak eğer; onlara olan minnet ve şükran borcumuzu asla unutmamalıyız.

Kolay değildir elleri kınalı o ana kuzularını toprağa vermek. Yüce yaratan böylesine büyük bir acıyı hiçbir ana babaya, eşe, çocuğa yaşatmasın.

Zordur evlat acısı, hem de acıların en büyüğüdür.

Sadece ‘Vatan sağ olsun’ der, o kanayan yürekler. Ve onlar bilirler ki, o kınalı kuzuları canlarından aziz bildikleri vatan toprakları uğruna Allah yolunda hayatlarını seve, seve feda etmişlerdir. Onlarda helal ederler evlatlarının kan ve can bedelini, ay yıldızlı bayrağımızın al rengi oldu derler evlatları için ve tüm acılarını kalplerine, beyinlerine büyük bir tevekkülle gömerler.

40 yıl öncesinden bilirim ‘şehitlik’ rütbesinin ne olduğunu, onlarla birlikte savaşan birisi olarak. Kıbrıs’ta savaş meydanlarında dağa, taşa işlenmiştir al bayrağımızın al rengi. O yiğitlerin kanlarıyla, onların kan ve can bedelleri ile yaratılmıştır o yavru vatan.

Tıpkı Çanakkale’leri, Dumlupınar’ları, Sakarya’ları kanlarıyla sulayarak; adeta kan çanağından bir vatan yaratan ecdadımız gibi.

1984 yılından beri de, güneydoğuda vatanımızın bölünmez bütünlüğüne kast eden PKK teröristlerine kanlarıyla, canlarıyla karşı koyan vatan evlatlarımızın bu ihanete geçit vermedikleri gibi.

Bu toprakların asıl sahibi ‘şehitlerdir’. Bu ulviyet, bu milli değer dünya var olduğu sürece hiçbir şekilde değişmeyecek/değiştirilemeyecektir.

Şehitlerimizi sarıp sarmalayan toprak ana’ya ‘şehitliklerimiz’ deriz. Her bir şehitliğimiz, Yüce Türk Milletinin namus ve şerefini temsil eder.

O şehitlikler ki, vatan topraklarımızın ‘bayraktarlığını’ yapan ‘şehitlerimizin’ ilahi kudretini de simgeler.

Bilindiği üzere son döneme damgasını vuran kimi açılımlar, kimi dönüşümler ile başlayan Kürt sorununun çözümü çerçevesinde muhatap alınan İmralı canisi ve PKK terörünü sonlandırmaya yönelik mutabakat süreci öylesine görüntülere sahne olmaktadır ki!

Bunlardan bir tanesi de; PKK’nın Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesinin Kato Dağında açmış olduğu sözde şehitlik görüntüsüdür.

Geçtiğimiz ramazan bayramının 2’nci günü, günlük bir gazetenin manşetine yansıyan bu görüntü; bir Kıbrıs Gazisi olarak içimi çok acıtmıştır.

Malum amaçları doğrultusunda yıllardan beri Mehmetçiğe, polisimize, masum yurttaşlarımıza acımasızca kurşun sıkan; onları kahpece şehit eden PKK terör örgütü militanları ve elebaşlarının ölülerinin gömüldüğü bu mezarlığın hemen girişinde; üstüne, üstlük bir de bebek katili APO’nun posteri ve PKK paçavrası da asılı durmaktadır.

Bu ne cürettir? Bu nasıl bir yönetim sorumsuzluğudur?

Şehitlerimiz ve Şehitliklerimiz Türk Milletinin kutsalıdır. Şahadet mertebesinin ne olduğunu yüce dinimiz çok güzel bir şekilde açıklamıştır.

Ülkemizin bölünmez bütünlüğüne kast ederek Mehmetçiğe, polisimize ve masum yurttaşlarımıza kurşun sıkarak, kahpece katleden PKK militanları ne zamandan beri şehit sayılmaktadır?

‘Kurtay Feraşin Şehitliği’ adı verilen bu mezarlık gibi Güneydoğuda 7 ilde daha benzer şekilde şehitlik açıldığı daha önce de gazete haberlerine konu olmuştu.

Bu nasıl bir açılımdır?

21 Temmuz 2014 tarihinde, yani mübarek ramazan ayı içerisinde Ceylanpınar’da 3 Mehmetçiğin PKK’nın açmış olduğu ateş sonucunda şehit olduğu haberi T.S.K tarafından açıklanmıştır.

Ülkemizi yöneten siyasi kanatın temsilcileri, bu gerçeği dahi ‘PYD’ yaptı açıklamasıyla geçiştirmeye çalışırken; aman açılım süreci bozulmasın denerek, giderek açmaza düşen bu süreç göz ardı edilmektedir.

Böylesine hassas bir konuda bile ne yandaş medyadan, ne de yandaş kalemlerden yaşanan bu teslimiyetlere karşın çıt çıkmamaktadır!

 Bu ‘Gazi Toprakların’ her karışı aziz şehitlerimizin kanlarıyla sulanmıştır. Bu güzel ülke hepimizindir. Doğusundan, batısına; güneyinden kuzeyine her zerresi şehitlerimizin kanlarıyla sulanmıştır.

 Tüm şehitlerimiz; kimliğine, inancına, mezhebine bakılmaksızın şehitliklerimizde kucak, kucağa yatmaktadır.

 Bu ulvi tablo tüm şehitliklerimiz için böyledir ve en çarpıcı örneği Çanakkale’dir. Ki, bu şehitliğimizde 250 bin vatan evladı Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Alevi’siyle, Sünni’siyle kucak, kucağa yatmaktadır. Ve hatta Anadolu’yu işgale gelen düşmanımızı dahi evlat bellemiş sarıp, sarmalamıştır o aziz mekân. Yüce Türk Ulusu böylesine büyük bir millettir.

Şehitliklerimiz Türk Milletinin kutsalı ve gururudur. Çünkü bu kutsalımızı yüce dinimizin şahadet hadisi ve milletimizin gurur timsali olan ay yıldızlı bayrağımız temsil eder.

Hiçbir güç ve o bilinen ağızlar; milletimizin ezici çoğunluğunun kutsalı ve gururu olan bu gerçeği değiştiremez.

Analar ağlamasın denerek türlü açılımlara imza atan ve mutabakat süreci bozulmasın düşüncesiyle hareket eden mevcut siyasi iktidarın temsilcileri de, bu görüntülere kayıtsız kalmamalı,  Güneydoğuda PKK Terör örgütüne karşı kahramanca savaşarak, ülke bütünlüğüne kast edenlere karşı şehit düşen evlatların yakınlarının acılarını görmeli ve böylesine önemli bir konuyu göz ardı etmemelidir.

İşte tam bu noktada ve bu satırlar aracılığı ile seslenmek istiyorum:

Sen ağlama şehit anası.

Sen başın eğme şehit babası.

Kimi açılımlar, dönüşümler, mutabakatlar bozulmasın denerek sizlerin o acılı yüreklerinizi görmezden gelenler olabilir!

Ama sizlerin gözlerinizden akan her damla yaşa; milyonlarca vatanseverin şükran borcu, minnet borcu var.

Emin olunuz ki, Şehitlerimiz ve Şehitliklerimiz; Büyük Türk Milletinin kutsalıdır, en yüce milli değerlerimizdir.

Dünya var olduğu sürece bu gerçek, hiçbir neden uğruna değişmeyecek; değiştirilmesine milletimiz asla müsaade etmeyecektir. Çünkü bu gerçeğin mührü, Şehitliklerimizde ve Şehitlerimizin başucunda dalgalanan ay yıldızlı bayraklarımızdır.

( Bu vesileyle Allah yolunda, vatan ve vazife uğruna şahadet mertebesine ulaşan tüm şehitlerimizi rahmet ve minnet duygularıyla anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum. Vatan onlara minnettardır.)

 

Kıbrıs Gazisi

Atilla ÇİLİNGİR

www.atillacilingir.com

24 Temmuz 2014

 

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Abdullah Avcı, kariyerine Türkiye Kupası ile taçlandırmak istiyor

Spor Yayın: 24.04.2024 00:48
İhlas Haber Ajansı
Abdullah Avcı, kariyerine Türkiye Kupası ile taçlandırmak istiyor

Trabzonspor Teknik Direktörü Abdullah Avcı, bordo-mavili takımdaki başarılı kariyerini Türkiye Kupası ile taçlandırmak istiyor.

Kulüp düzeyinde 10 yıla yaklaşan Başakşehir kariyerinin ardından kısa süren Beşiktaş macerası sonrası Trabzonspor’un başına geçen Teknik Direktör Abdullah Avcı, bordo-mavili takımda teknik adamlık kariyerinin en büyük başarılarına imza attı.

60 yaşındaki Avcı, bir Süper Lig şampiyonluğu ve iki Süper Kupa elde ettiği Trabzonspor’la bu kez Türkiye Kupası’nı kazanarak teknik adımlık kariyerini bir kupayla daha taçlandırmayı hedefliyor.

Hedefe doğru

Trabzonspor’un başına geldiği ikinci dönemde Trendyol Süper Lig’de üçüncülük hedefi ve Ziraat Türkiye Kupası’nda ise kupa hedefi koyan Avcı, hedefe doğru ilerliyor. Ligde bitime 5 hafta kala 55 puan ile üçüncü sırada yer alan bordo-mavililerin en yakın takipçisi ise 51 puanı bulunan Beşiktaş.

Ziraat Türkiye Kupası’nda da Fatih Karagümrük ile 24 Nisan Çarşamba günü Trabzon’da karşılaşacak olan bordo-mavililer, ilk maçta avantajlı skor elde etmeyi hedefliyor. Bu mücadelenin rövanşı 8 Mayıs Çarşamba günü İstanbul’da oynanacak.

Paylaş: