Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Safranbolu’nun Koruma kararı alınışının 42. Yılı

Safranbolu Yayın: 11.10.2018 10:31
Yazar:
Safranbolu’nun Koruma kararı alınışının 42. Yılı

“En iyi korunan 20 kent” arasında bulunan ve Türkiye’de kent ölçeğinde UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki tek yer olma özelliği taşıyan Safranbolu’da, “Tarihsel ve Doğal Sit Alanı” kararı alındıktan sonra geçen 42 yıllık sürede, tarihi eserlerin geleceğe taşınması için çok sayıda restorasyon çalışması yürütüldü.

Osmanlı mimarisini, şehir hayatını ve kültürünü yansıtması dolayısıyla “Osmanlı’nın parmak izi” olarak adlandırılan, o dönemden kalma han, hamam, konak, çeşme, cami ve köprüleriyle açık hava müzesini andıran tarihi ilçede, vatandaşlar da koruma bilincini benimseyerek tarihi dokunun bugünlere gelmesine katkı sağladı.

Türk belgesel sinemacılığının ustası olarak gösterilen merhum Suha Arın tarafından 1976’da çekilen “Altın Portakal Ödül”lü “Safranbolu’da Zaman” belgeseli ile yüksek mimar Yavuz İnce’nin çalışmaları da ilçenin koruma altına alınarak kültürel varlıkların restore edilmesinin önünü açtı.

Safranbolu’nun koruma altına alınma sürecinin 1970’li yıllarda başladığını ifade eden Safranbolu Kaymakamı ve Belediye Başkanı Dr. Fatih Ürkmezer, sürecin 1970’li yıllarda başladığını belirtti.

Suha Arın, Mimar Yavuz İnce gibi Safranbolu sevdalısı büyüklerin koruma altına alınmada büyük rolleri olduğunu kaydeden Ürkmezer; “O dönemlerdeki çalışmalar Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ön görüsüyle günümüze bir dünya miras kenti olarak ulaştı.  Bu çalışmalar, 1994’te UNESCO tarafından da koruma altına alınarak daha da üst seviyeye ulaştı. Sadece genel yönetimin yönlendirmesiyle değil, Safranbolu halkının da çok büyük bir bilinci var, yaşadığı kenti sahiplenmesi, korumacılık anlayışı gibi. Onların sahiplenmesi ve devletin de yönlendirmesiyle Safranbolu sadece Türkiye’de değil, dünyada koruma altında olan 20 şehirden biri. Yine, 57 tarihi çeşme ile Sultan 2. Abdülhamid tarafından 1909 yılında “RÜŞDİYE” olarak yaptırılan binanın (Kalealtı İlkokulu) restorasyon çalışmalarının devam ediyor. Kent Tarihi Müzesi de tarihi cezaeviyle bir bütün olarak yeniden müze şeklinde hizmete sunulacak” dedi.

Safranbolu Belediyesi tarafından yeniden turizme kazandırılarak eski günlerine kavuşturulan ve bir cazibe merkezi haline getirilen  Akçasu Mahallesi’nde de 17 evin restorasyon projesinin tamamlandığını dile getiren Safranbolu Kaymakamı ve Belediye Başkanı Dr. Fatih Ürkmezer; “Tarihi Çarşı bölgesinde 67 dükkanın restorasyon projesini Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı desteğiyle yerine başlatıyoruz. Yerel yönetim ve genel idare temsilcisi olarak ilgili bölge kuruluşlarıyla iş birliği içerisinde Safranbolu’da korumacılığın gelecek kuşaklara aktarılması için çalışmaya bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devam edeceğiz. Safranbolu tarihi, kültürel değerleriyle bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da öne çıkmaya devam edecek” ifadelerini kullandı.

Ürkmezer konuşmasını şöyle tamamladı;  “Bartın karayolu üzerindeki yol güzergahındaki ağaçlar herkesin malumu. Bunlar da dahil olmak üzere doğal güzelliklerimiz, kültürel, tarihi sit alanlarımızla beraber Safranbolu, yerli ve yabancı turistlerimize hizmet vermeye ve kendini korumaya devam edecek.”

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Çocuklarının hastalığına teşhis konulup, tedavi ettirmek istiyorlar

Sağlık Yayın: 23.04.2024 20:12
İhlas Haber Ajansı

Ordu’da yaşayan evli çift, 10 yaşındaki çocukları Metehan’a tam anlamıyla teşhis konulup, tedavi edilmesini istiyor. Serebral palsi hastası olduğu düşünülen çocuk, akranları gibi yürüyüp oynayamadığı gibi şırınga ile özel mama ile besleniyor, sürekli olarak yatakta hareketsiz duruyor.

Altınordu ilçesinde yaşayan Nazmiye-Durmuş Bodur çifti, 11 yıl önce aldıkları bebek haberiyle mutlu oldu. Anne karnında yapılan kontrollerde hiçbir sorun görülmeyen ve dünyaya gelen bebeğe ‘Metehan’ adı verildi. Çift, yaklaşık 5 aylık olan bebeklerinin herhangi bir tepki vermediğini ve akranları gibi göz teması kurmadığını fark edince hasta olabileceğini düşündü.

Yüzde 100 engelli raporlu

Farklı hastanelerde ameliyat da olan ve şuanda 10 yaşında olan Metehan’a doktorlar tam olarak teşhis koyamadı, tedavi de edemedi. Aile, yüzde 100 engelli raporu bulunan çocuklarının hastalığına teşhis koyup tedavi edebilecek bir doktor bulabilmek istiyor.

Ayrıca Metehan’ın yatak yerine dik durabilmesi için dik durma sehpası gerekiyor. Bu nedenle Ordu Valiliği’nin izni ile yardım kampanyası başlatıldı. 100 bin TL olan sehpanın fiyatını karşılamayı durumlarının olmadığını söyleyen aile, bu konuda destek beklediklerini, kampanyanın 5 ay süresinin kaldığını belirtiyor.

“Henüz net bir teşhisi yok”

Anne Nazmiye Bodur, “Oğlum Metehan 10 yaşında, ağır engelli raporu var ve doğuştan bu şekilde. Yutma refleksi olmadığı için karnından besleniyor. Henüz net bir teşhisi yok, bunun için Ankara’ya gidip geliyoruz. Fizik tedavi dışında da bir tedavisi yok, epilepsisi de var. Teşhisi olmadığı için hastalığının adı yok, bu nedene iletişime geçebileceğim bir aile de yok” diye konuştu.

“Adı olmayan bir hastalık da olabilirmiş”

Son olarak Ankara’da bir test yaptırdıklarını ve orada da hastalığa dair bir şey çıkmadığını kaydeden Bodur, “Söylediklerine göre dünyada adı bilinmeyen bir hastalık da olabilirmiş. Hiçbir fiziksel hareket yapamıyor, sürekli olarak yatıyor. Kimi zaman söylenenlere gülüyor, tepki veriyor” ifadelerine yer verdi.

“Dik durması organları için gerekli”

Metehan için dik durma sehpası almak istediklerini, bunun için Ordu Valiliği izniyle bir yardım kampanyası başlatıldığını aktaran anne Nazmiye Bodur, şunları söyledi:

“Bu sehpa da 100 bin TL civarında. Oğlumun sürekli yatağa bağlı kalmasını istemiyorum. Henüz tanısı olmadığı için tedavisinin olup olmadığı bilinmiyor. Şuan kampanyamızın 5 ayı kaldı, doktorları, Metehan’ın dik durmasının organları ve kendisi için daha iyi olacağını söylediler. Yaşıtları şuanda okula gidiyor ama Metehan evde.”