Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

ONLAR SIĞINMACI DEĞİL, BİZİM İNSANIMIZ

Köşe Yazıları Yayın: 16.11.2022 11:16
ONLAR SIĞINMACI DEĞİL, BİZİM İNSANIMIZ

Yıllar önce Ankara’da bir konserde dinlemiştim Kerküklü büyük sanatçı Abdurranman KIZILAY’ı., Gür sesiyle söylediği türkü ve hoyratlar arasında yer alan  “Ay Dolanay, Altın Hızma Mülayim ve Bu Hal Ne Haldır” türküleri beni çok etkilemişti. Türkülerinde çokça yer verdiği Kerkük’ü ve Irak Türkmenleri’nin yaşadığı kıyımları o günlerde öğrenmeye başlamış, ilgi duymaya başlamıştım. 2010 yılında Ankara’da vefat eden Abdurrahman KIZILAY sayesinde yüzyıllardır Türk varlığını korumak amacıyla yirmiye yakın katliama karşın, her türlü zulme direnen bu kahraman halka karşı saygım ve sevgim giderek büyümüştü.

Baş1ta İngiltere olmak üzere emperyalist ülkelerin şeytani planlarıyla yüz yıldır öz vatanlarından ayrı bir coğrafyada yaşamak zorunda kalan bu insanlarımıza ne yazık ki; biz gerektiği gibi sahip çıkamadık. Oysa Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Hatay gibi Kerkük ve Musul’un da vatan topraklarına katılması en büyük hayaliydi.

Bilindiği gibi; Türklerin yaşadıkları yerler olarak belirlenen Misak-ı Milli, başta Mustafa Kemal olmak üzere vatansever subaylar ve milletvekillerinin diretmesiyle Meclis-i Mebusan’da kabul edilmiş ve Musul Vilayeti de bu yerler arasında sayılmıştı. İngilizlerin ve uluslararası petrol şirketlerinin Musul petrolleri üzerindeki emelleri öteden beri biliniyordu. Hatta konu Lozan Konferansı’nda da tartışılmış, ikili görüşmelerde İsmet Paşa’nın direnişi sonucunda bu amaçlarına ulaşamamışlardı..

2Büyük bir mücadele ve zorluklarla kurtarılan vatan ve kurulan cumhuriyet daha iki yaşındayken İngiltere’nin kışkırtması, para ve silahlarıyla desteklenen Şeyh Sait isyanının başlaması devleti zor durumda bırakmıştı. 13 Şubat 1925 Cuma günü Piran Camiinde “Din elden gidiyor” söylemiyle Şeyh Sait’in başlattığı isyan giderek büyümüş, bir çok yerleşim isyancıların eline geçmişti. İsyanı tetikleyen ve bunu fırsat bilen İngilizler sömürgeler bakanını denetleme yapmak üzere bölgeye göndermiş, Irak’taki işgal güçlerini takviye etmiş, subaylarının izinlerini kaldırmış, sıkı yönetim ilan ederek donanmasını da Basra’da konuşlandırmıştı. Bölgedeki zengin petrol varlığında gözü olan İngiltere’nin dayatmasıyla sorun Milletler Cemiyeti’ne götürülmüş, isyanın sona ermesi üzerine 5 Haziran 1926 Ankara Antlaşması ile de Musul Vilayeti İngiliz mandası altındaki Irak’a bırakılmıştı.

İşte bugün Kerkük, Musul, Telafer ve Süleymaniye ile diğer kasabalarda neredeyse yüz yıldır her türlü zulüm ve baskıya maruz kalan Irak Türkmenleri, gelenek ve görenekleriyle, hiç indirmedikleri ay-yıldızlı bayraklarıyla, acılarını ve sevdalarını terennüm ettikleri türkü ve hoyratlarıyla varlıklarını sürdürmeye çalışıyorlar.

Bu katlia3mları yaşayan, acılı ve yaralı kardeşlerimizden 25 kişilik bir grubu 26-31 Mayıs 2003 günleri Ayvalık’ta konuk etmiş, onlarla kucaklaşmıştık. Genel başkanı olduğum  dönemde Zihinsel Özürlüler Federasyonu’nun davetlisi olarak 1993 yılından beri düzenlediğimiz 11. Ayvalık Engelliler Şenliği’nde katliamları konu alan fotoğraf sergisi de açan konuklarımız, Genel Kurmay Başkanlığı’nda tanıdığımız bir yetkilinin yardımıyla çeşitli bölgelerden alınıp Kerkük’ten pasaportsuz olarak Hava Kuvvetlerimizin bir uçağıyla getirilip bize teslim edilmişti. Bu ilişki bir çok Türkmen dost kazanmamızı da sağlamıştı. Bunların başında Muharipler Derneği Başkanı E. Tümgeneral Yaşar VANDAVİ ve 2014 yılında kaybettiğimiz Türkmeneli Dernek Başkanı Sadun KÖPRÜLÜ’de bulunuyor.

Yıllardır neredeyse on milyona yakın sığınmacıyla aşımızı ve işimizi paylaşıyor, bu yüzden kaynaklanan sıkıntı ve sorunları yaşıyoruz.  Yüz yıldır Türkiye hasreti hiç azalmayan, Türklüklerinden hiç vazgeçmeyen Irak Türkmenlerinin bizden böyle bir talepleri yok. Sadece sevgi, ilgi ve unutulmamak istiyorlar.  Bu onlardan esirgenmemeli.,

Çeşitli zulüm ve katliamlarda yaşamını kaybeden kardeşlerimize Yüce Tanrı’dan  rahmet dilerken, selam olsun Irak Türkmenlerine, selam Kerkük’e, Musul’a, Süleymaniye ve Telafer’e…

Fikret Gökçe

Kıbrıs Gazisi-Mak. Müh.

* Görsellerde Ayvalık Engelliler Şenliği’nde Türkmenler ile bayrak tutan iki özel çocuğumuz, Hayat UĞUR ile Mehmet DİNÇ ve Sadun KÖPRÜLÜ’nün Kocatepe Camisindeki cenaze töreni yer alıyor.

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Göçük altından cesetleri çıkartılan işçilerin cansız bedenleri Adli Tıp Kurumu’na gönderildi

Gündem Yayın: 29.03.2024 08:00
İhlas Haber Ajansı
Göçük altından cesetleri çıkartılan işçilerin cansız bedenleri Adli Tıp Kurumu’na gönderildi

Trabzon’un Hayrat ilçesi Balaban Mahallesi’nde içme suyu isale hattı çalışması sırasında meydana gelen göçükte hayatını kaybeden 3 işçinin cansız bedenleri Trabzon Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.

Alınan bilgiye göre, ilçenin Balaban Mahallesi’nde saat 13.30 sıralarında içme suyu isale hattı çalışması sırasında göçük meydana geldi. Göçük altında kalan taşeron firmaya bağlı 3 işçinin kurtarılması için AFAD ekipleri ve itfaiye ekipleri çalışma başlattı. Yapılan çalışmalar sonrasında 3 işçinin cansız bedenine ulaşıldı. Hayatını kaybeden işçilerin isimlerinin Mehmet Mahmut Allahverdi, İbrahim Keskin ve Dinçer Uzunosmanoğlu olduğu öğrenilirken, işçilerin cansız bedenleri otopsi için cenaze aracı ve ambulansla Trabzon Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı.

Olayla ilgili açıklama yapan Hayrat Belediye Başkanı Mehmet Nuhoğlu, “İller Bankası’nın yaptığı Trabzon Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (TİSKİ) içme suyu ana ishale hattında çalışan 3 işçimiz boruya kaynak yaparken üzerine gelen heyelanın altında kaldılar. Buraya daha önce hat döşenmişti. Borularda tekrar arıza olunca yeniden hat döşüyorlardı. Olay duyulur duyulmaz zaten burada ekskavatör-kato vardı. Hemen müdahale ettiler. 3 işçimiz rahmetli oldular. Cesetleri çıkartıldı. Üzerlerinde fazla da toprak yoktu ancak takdiri ilahi böyleymiş” dedi.

Paylaş: