Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Milletvekili Güneş, bütçe görüşmelerin konuştu 

Gündem Yayın: 13.12.2018 14:02
Yazar:
Milletvekili Güneş, bütçe görüşmelerin konuştu 

AK Parti Karabük Milletvekili ve Dışişleri Komisyon üyesi Niyazi Güneş, TBMM Genel Kurulunda 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifinin görüşmeleri kapsamında konuşma yaptı. Güneş, konuşmasında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesi hakkında genel kurula hitap etti.
Milletvekili Güneş, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, İslam dininin inanç, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, halkı, doğru dinî bilgi ile aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek amacıyla Cumhuriyetin Osmanlı geleneği üzerine kurduğu önemli bir kamu kurumu ve devlet organı olduğunu söyledi.
Güneş, başkanlığın yürüttüğü hizmetlerde, İslâm’ın iki temel kaynağı, “ Kur’an-ı Kerim”i ve Peygamberimizin “Sahih Sünnet”ini esas aldığını belirterek, “ Bunun yanında bireysel ve toplumsal hayata ilişkin değerleri, Müslümanların 14 asırlık tecrübesini, modern çağın beşeri, ekonomik ve teknolojik değişimlerini hesaba katarak toplumun tüm kesimlerini kucaklayan, bir hizmet anlayışıyla hareket etmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı her türlü günlük tartışmaların dışında, sahih dini bilgi ve onun doğru yorumunu merkeze alarak İslam Dini’nin anlaşılması, insanlığın ihtiyaç duyduğu birlikte yaşama, karşılıklı sevgi ve saygı, sosyal yardımlaşma ve hoşgörü kültürünün oluşması ve yaygınlaşması için gayret göstermektedir. Buna ilaveten insanları, dini istismar eden odakların eline düşmekten koruyan, onların özgür iradeleri ve akıllarını ipotek altına almaya karşı duran bir anlayışı temsil etmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı artık, dünyanın birçok ülkesinde hizmet sunan uluslararası bir kurum hâline gelmiştir. Avrupa’dan Amerika’ya, Asya’dan Afrika’ya kadar 100’ü aşkın ülkede, öncelikle din hizmeti olmak üzere, insani ve sosyal yardım faaliyetleri yürütmektedir. Bu faaliyetleriyle mazlum coğrafyalarda bir umut ve sevgi eli olmuştur. Günümüzde tüm insanlığı ilgilendiren şiddet, terör, ırkçılık, sömürgeciliğe karşı çıkmak ve bunların sebep olduğu zorunlu göç, açlık ve yoksulluk gibi sorunları çözmeye yönelik bilinç oluşturabilmek için gayret göstermektedir. Bütün bu dinamikler Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan yeni talep ve beklentilerin oluşmasına zemin hazırlamakta ve Başkanlığın temsil ettiği misyon ve değerlerin bir umut olarak görülmesine vesile olmaktadır” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığın yurt içi ve yurt dışındaki vatandaş, soydaş ve dindaşlara yönelik sunmuş olduğu irşat ve eğitim hizmetleri, sadece dinî açıdan değil; millî, tarihî, sosyal ve kültürel değerlerin muhafaza edilip gelecek nesillere aktarılması açısından da önem arz ettiğini kaydeden Güneş, şunları ifade etti:
“Bu kapsamda 9 kez düzenlenen Avrasya İslam Şurası, 2 kez düzenlenen Afrika Müslüman Dini Liderler zirvesi ve Dünya Müslüman Azınlıklar Zirvesi gibi önemli şuralarla bu kapsamdaki hizmetlerin sonuçları, yurt dışında çok belirgin bir şekilde görülüp takdir edilmekte ve ülkemizin uluslararası camiada saygınlığının artmasına katkı sağlamaktadır. Diğer taraftan devletin hassasiyetleri, toplumun duyarlılıkları ve çağdaş dünyanın ihtiyaçlarını önceleyen bir anlayışla; çevre sorunlarına duyarlı, aile, kadın, gençlik, çocuk, yaşlı ve engelli vatandaşlarımıza daha etkin bir hizmet sunmak amacıyla kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği içerisinde hizmetlerini yürütmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Anayasa, kanun ve diğer mevzuatla kendisine verilen görev ve yetkiler doğrultusunda cami içi ve cami dışı din hizmetleri, sosyal-kültürel içerikli din hizmetleri, vaaz ve irşat, dini danışmanlık ve rehberlik, Kur’an eğitimi, din eğitimi, yayın, hac ve umre hizmetleri ve yurt dışı din hizmetleri gibi hayatın tamamını ve tüm insanlığı içine alan geniş bir alanda düzenli ve sistemli bir biçimde 140 bini aşan personeliyle hem yurt içinde hem de yurt dışında hizmet vermektedir.Son olarak manevi şuurla üstlendiği bu önemli görevleri, toplumumuzun huzuru, birlikteliği ve bir arada yaşama gayesi için yürüten Diyanet İşleri Başkanlığımızın her kademesindeki mensuplarına şükranlarımı sunuyorum.”

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Tarihi kalıntılar ve surlarla kaplı tepe merak uyandırıyor

Kültür Sanat Yayın: 16.04.2024 20:36
İhlas Haber Ajansı

Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinde bin 540 rakımda bulunan ve etrafı surlarla çevrili, mezar ve oda kalıntıları olan Dikmen Tepesi merak uyandırdı. Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Hikmet Haberal, arkeologlara çağrıda bulunarak tepenin incelenmesini ve koruma altına alınmasını istedi.

Orman ve tabiat turizmi alanında ihtisaslaşan Kastamonu Üniversitesi, bu çerçevede çalışmalarını sürdürüyor. Kastamonu’nun turizm rotalarının oluşturulması için keşif gezilerini devam ettiren Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal, son olarak Kastamonu’nun Taşköprü ilçesini ziyaret etti. Taşköprü’de Aşağı Şehirören köyü sınırları içerisinde bulunan bin 541 rakımdaki Dikmen Tepesi, tarihi kalıntılarıyla gizemini koruyor. Bölge insanıyla Dikmen Tepesine keşif gezisinde bulunan Haberal, surlarla çevrili, mezar ve oda gibi kalıntıların olduğunu tespit etti. Haberal, Çorum, Sinop ve Kastamonu sınırlarının kesiştiği ortak bir yerde bulunan Dikmen Tepesiyle ilgili arkeologlarında incelemede bulunmasını talep etti.

Öte yandan, Dikmen Tepesindeki bazı tarihi kalınların, mezar ve odaların defineciler tarafından tahribata uğratıldığı görüldü.

“Arkeologların yapacakları inceleme neticesinde bölgede hangi uygarlıkların yaşadığı tespit edilecektir”

Bölgenin önemine dikkat çeken Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal, “Dikmen Tepesi ilçe merkezine 37 kilometre, köye de 7 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Dikmen Tepesi, bin 541 rakımdadır. Tepe, doğaya, bölgeye, coğrafyaya hakim bir bölgededir. Tepenin etrafına baktığımızda surlarla çevrili olduğunu gördük. Surlar içerisinde oda kalıntıları gördük. Ardından mezar taşları ve mezar kalıntıları gördük. Biz, turizmciyim. Bu yüzden burasını turizme kazandırmaya çalışıyoruz ve Dikmen Tepesini turizm rotası haline getirmeye gayret ediyoruz. Tabii ki Dikmen Tepesi’nde, özellikle arkeologlar ile Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu ve İl Kültür Müdürlüğüne bağlı ekiplerin gelerek incelemede bulunmasını talep ediyoruz. Bizler sadece turizm gözüyle bakarak bölgenin tarihi ve kültürel yönlerini ön plana çıkartmaya çalışıyoruz. Bölgede hangi dönemde hangi uygarlıkların yaşadığını arkeologlar tespit edecektir. Bizler, bulunduğu coğrafi konum ve doğal güzellikleri itibariyle yürüyüş ve trekking rotaları haline getirdik. Kamp ve karavan turizmi yapılabilecek hale getirmeye çalışıyoruz” dedi.

“Bölge, eski uygarlıklardan yaşamın olduğunu gösteriyor”

Tepenin surlarla çevrili olduğunu tespit ettiğini belirten Haberal, “Bölge halkı ile yapılan görüşmelerde, eskiden tepenin etrafında hiç ormanlık alan olmadığını öğrendik. Orman son 100 yıl içerisinde ortaya çıkmış. Bunun neticesinde ormanlık alan tamamen doğayı kaplamış görünüyor. Bizler, tepenin zirvesine doğru çıkarken yaptığımız gözlemlerde 1,5 kilometre uzunluğunda üçgen şeklinde surlarla çevrili olduğunu keşfettik. Zamanla bu surlar yere doğru çökme yapmış. Olduğu gibi surların kalıntıları durmaktadır. Aynı zamanda Dikmen Tepesi’nin üzerinde bir düzlük bulunmaktadır. Bu düzlük alan içerisinde odalardan oluşan bölmeler bulunuyor. Bunların içerisinde kaya mezarı şeklinde değil de normal mezarlar ve mezar taşları gördük. Bunlar bize burada eski bir uygarlığın yaşadığını, eskiden bu bölgede bir yaşam alanının olduğunu ve burada bir yaşam sürdüklerini açık ve net şekilde tespit etmiş bulunmaktayız. Bu da ilgili uzmanların ve arkeologların, Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu ya da Kültür ve Turizm Bakanlığından ilgili personelin Taşköprü’ye gelerek incelemelerde bulunmasını talep ediyoruz. Bizlerin asıl amacı koruyup, kollayıp, sürdürülebilirliğini sağlamak. Amacımız bölgeyi turizme kazandırırken kesinlikle koruma öncelikli hedefimizdir” diye konuştu.

“Turizme kazandırılması için bölgede çalışma yapılmasını istiyoruz”

Bölgenin önemli bir turizm rotası olabileceğine dikkat çeken Haberal, “Dikmen Tepesi’nin etrafında eski uygarlıklardan birçok insanın yaşam sürdüğüne dair kalıntılar bölgedeki coğrafyada mevcut. Mimari ve kültürel özellikleriyle bunu görebiliyorsunuz. Bölgede Roma İmparatorluğu zamanında hüküm sürmüş, daha sonra Osmanlı Devleti ve akabinde Türkler hüküm yaşamıştır. Osmanlı Devleti, Roma İmparatorluğu ve Bizanslıların bir arada olduğu bu topraklarda hakimiyet sürdüğü bu coğrafyada yaşam sürmesi sebebiyle adeta gizemli bir şekilde bizim dikkatimizi çekti. Gizemli bir coğrafya olması sebebiyle doğal güzelliklerin turizme kazandırılması amacıyla yaptığımız gezide bölgede su kaynakları da olduğunu gördük. Kocagöl denilen bir şelale bulunuyor. Dağın eteklerinde tarihi otantik köyler bulunuyor. Bölgede hayvancılık halen devam ettiriliyor. Buranın keşfedilmesi ve turizme kazandırılması için çalışma yapılmasını ve öncelikli olarak koruma altına alınmasını talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

Haberal, bölgenin Çorum ilinin Kargı ilçesi, Sinop’un Boyabat ilçesi ile Kastamonu’nun Taşköprü ilçelerinin kesiştiği bir noktada bulunduğunu ve tepenin zirvesinden Karadeniz’in dahi görülebildiğini kaydetti.