Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Küre Dağları’nda Sonbahar Fotoğraf Ve Kültür Gezisi Düzenlendi…

Bartın Yayın: 04.11.2014 08:48
Yazar:
Küre Dağları’nda Sonbahar Fotoğraf Ve Kültür Gezisi Düzenlendi…

BARTIN ’a gelen 200’e yakın doğa fotoğrafçısı Küre Dağları’nda manzara ve köy evleri fotoğraf çekimi yaptı. Türkiye’nin en önemli doğa fotoğrafçılarından Ali İhsan Gökçen’in rehberliğinde çeşitli illerden gelen 200’e yakın doğa fotoğrafçıların katılımıyla Küre Dağları’nın manzara ve köy evleri fotoğraf çekimi yapıldı. Etkinlik kapsamında ilk önce bir otelde doğa fotoğrafçısı Ali İhsan Gökçen tarafından fotoğraflar eşliğinde söyleşi yapıldı. Doğa Fotoğrafçısı Ali İhsan Gökçen’in söyleşisinden önce konuşma yapan Küre Dağları Milli Park Müdürü Ahat Deliorman, Küre Dağlarının görülmesi gereken yerlerden biri olduğunu belirterek, “2000 yılında milli park olan Küre Dağları gibi özel bir yerde Milli Park personeli olarak 3 yıldır hizmet veriyoruz. Küre Dağları anlatılmaz, yaşanır. Ölmeden önce görülmesi gereken bin 1 yerden birisi- dir. Biz bu etkinliği 4 mevsimde de Küre Dağları Milli Park Müdürlüğümüz altında yapmaya çalışacağız” dedi. Söyleşi sonunda açıklama yapan Ali İhsan Gökçen, Küre Dağları’nın korunması gereken bir coğrafya olduğunu belirterek, “Küre Dağları korunması gereken bir coğrafyadır. Böyle güzel bir coğrafyayı herkesin görmesi lazımdır. Burası Türkiye’de yaşayan her insanın, her seviyedeki insanın, ailesiyle gezmesi ve görmesi gereken yerlerden biri olduğunu düşünüyorum. Çektiğimiz fotoğrafların görsellik açıdan güzel olanları Küre Dağları Milli Parkı Müdürlüğü ile paylaşmayı düşünüyoruz. Bize evimizde gibi hissettiren Bartınlılara teşekkür ediyorum” dedi.

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Çocuğu susturmada kullanılan ‘ekran’, beyinde kalıcı hasar bırakıyor

Sağlık Yayın: 19.04.2024 12:00
İhlas Haber Ajansı

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Alper Aykanat, ebeveynlerin çocukları susturmak için kullandığı telefon, tablet ve TV gibi ekranların, beyin gelişimini olumsuz etkileyerek otizm, atipik otizm, hiperaktivite ve dikkat eksikliği gibi birçok hastalığı tetiklediğini söyledi.

Birçok ebeveyn, çocuklarını enerjisini atmaya yardım etmek yerine teknolojik ekranları kullanarak çocukları susturmayı oyalamayı tercih ediyor. Uzmanlar, anne karnından itibaren ekran radyasyonuna maruz kalan çocukların ekrana bağımlı bir şekilde gerçek dünyadan uzak büyümesinin beyinde ciddi problemlere yol açtığına dikkat çekerek, 2 boyutlu yaşam yerine 3 boyutlu yaşamın önemine dikkat çekiyor. Medicana Sağlık Grubu doktorlarından Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Alper Aykanat, ekran bağımlılığının oluşturduğu olumsuz etkiler dolayısıyla uyarılarda bulunarak, doğru bir beyin gelişimi için ebeveynlere düşen görevleri sıraladı.

“2 yaşına kadar çocuklarda ‘sıfır ekran’ olmalı”

Çocuklarda beyin gelişiminin anne karnından başlayıp, 2 yaşının sonuna kadar devam ettiğine dikkat çeken Medicana International Samsun Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Alper Aykanat, “Tüm ebeveynler, çocukların enerjisine yetişebilmekte güçlük çekiyor. Çalışma temposu, bahçe imkanı olmaması, parka gidememe, hava şartları gibi etmenler çocukların enerjisini atmada engel oluşturabiliyor. Bunun yanı sıra pandemide birçok çocuk da teknolojiye düştü. Beyin, gelişim sürecine anne karnından başlar, doğumdan 2 yılsonuna kadar gelişiminin yüzde 99’unu tamamlar. Anne hamilelik döneminde bile çok fazla radyasyona maruz kalmamalı. Buna ek olarak doğum sonrası 2 yaşına kadar çocukların teknolojiden uzak durması gerekiyor. Çok ciddi bir şekilde ekranın ‘sıfır’ olması önemli. 3 aydan itibaren farkındalık artar. Dış uyaranları fark eden çocuk bu zaman itibariyle 3 boyutlu şeylerin farkına varır. Sevgi gösterilmesi, meyve, sebze, oyuncaklarla vakit geçirmek ve dokunma duyuları beyni geliştirir. Bunları yapmayı bırakıp, ekran gösterir, dokunamadığı, hissedemediği, koklayamadığı 2 boyutlu bir yaşama maruz bırakırsanız, çocuğun beyni o şekilde yönlendirilir ve dünyadan soyutlanır. Dünyayı 3 boyutlu değil de 2 boyutlu yaşamaya devam eder” dedi.

“Çocuklar kendilerini çizgi film karakteri sanıp, ona göre hareket ediyor”

Gerçek dünyadan uzakta, ekran maruziyeti ile büyüyen çocuklarda davranış ve kişilik bozukluklarının yaşandığına değinen Uzm. Dr. Mustafa Alper Aykanat, “Bazen haberlerde çıkıyor, kendisini örümcek adam, Süperman ya da çizgi film karakteri sanan çocuklar olabiliyor. Bu çocuklar kendilerini çizgi film karakteri sanarak, olmaması gereken hareketlerde bulunabiliyor. Bu tür şeyler çocuğun beyninde tamir edilemeyecek ciddi travmalara ve algı bozukluğuna yol açıyor. Ekran bağımlılığına müsaade eden aileler, çocuklarını ekrandan uzaklaştırdıklarında madde bağımlısı gibi reaksiyon alıyorlar. Ekranın çocukları nasıl etkilediğini, ekrandan uzaklaştığında nasıl çılgına döndüklerini gören ebeveynler bunun zararının farkına varıyor. Ben çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı olarak 3 yaşına kadar ekranı kesinlikle önermiyorum. Çocukla 40 dakikada boyunca oturup oyun oynayın, resim yapın, boğuşun, güldürün ve efektif zaman geçirin. Çocukların fiziksel aktivite ile enerjisini atmak büyük önem arz ediyor” diye konuştu.

“Ekran bağımlılığı otizm, atipik otizm, hiperaktivite, dikkat eksikliği gibi birçok hastalık oluşmasını tetikliyor”

Birçok hastalığın tetiklenmesinde ekran bağımlılığının ilgisi olduğuna da vurgu yapan Aykanat, şunları söyledi:

“Çocuğun enerjisi fiziksel aktiviteye rağmen hala var ise de çeşitli dokunma egzersizleri yapılabilir. Oyun hamuru ya un ile gıda boyası kullanılarak hamur yaptırarak, el becerilerini geliştirecek şekilde oynamaları ya da çamurla oynamaları da etkili bir yöntem olabilir. Çocukların enerjilerini doğru bir şekilde atmak gerekir. Teknoloji çocukların beyin gelişimini olumsuz etkileyerek otizm, atipik otizm, hiperaktivite, dikkat eksikliği gibi birçok hastalık oluşmasını tetikliyor. Bilimsel araştırmalarda bahsediliyor. Ekranlarda çocuğa ve erişkinlere özel dalga boyları var. O yüzden erişkinler dizi izlerken hipnotize olur, reklamda kendine gelir, kanal değiştirmeye çalışır. Çocuklar da ise tam tersi, reklamlardaki dalga boyu çocuklara özel olduğundan çocuklar da reklama kitlenir kalırlar. Çocukların beynini ekran marifeti ile bizim görmediğimiz dalga boylarıyla maalesef çok ciddi zararlar veriliyor.”