Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

KELTEPE’YE RÜZGAR GÜLLERİ ÇOK YAKIŞIR!

Köşe Yazıları Yayın: 05.02.2023 15:25
KELTEPE’YE RÜZGAR GÜLLERİ ÇOK YAKIŞIR!

Karabük’ün, yenilenebilir enerji yatırımları için uygun bir coğrafi yapıya sahip olduğunu düşünüyorum. Sürekli rüzgar alan yüksek tepeler, bol güneş alan geniş araziler bu konuda Karabük’ün elini güçlendiriyor.

Her ne kadar, meteorolojik veriler Karabük’te rüzgar potansiyelinin düşük olduğunu gösterse de; kenti çevreleyen yüksek tepelerde durumun farklı olduğu kanaatindeyim. Yüksek hava akımlarının olduğu bölgeleri tespit etmek zor olmasa gerek. Karabük güneşte zaten çok şanslı.

Benimki sadece bir öneri. Tabii ki, konunun uzmanları tarafından teknik olarak detaylı bir çalışma yapılması gerekir.

Yenilebilir enerji kaynaklarının ülkemizin kurulu gücü içerisindeki payı her geçen gün hızla artıyor. Bu konuda ciddi çalışmalar ve teşvikler var.

Benim de ilgi duyduğum ve araştırdığım bir konu.

Son verilere göre;

Haziran 2022 ayı sonu itibarıyla Türkiye’nin elektrik enerjisi kurulu gücü 101 bin 510 Megavat (MW) seviyesine ulaştı, bir önceki aya göre kurulu gücümüzde 851,8 MW, 2022 yılının ilk 6 ayında ise bin 698,7 MW’lık net artış elde edilmiş durumda…

Rüzgâr, Güneş, Jeotermal ve Biyokütle’den oluşan ve toplam içerisinde %22.5’e ulaşan Yenilenebilir ve Temiz Enerji kurulu gücümüz ise 22 bin 922 MW seviyesinde… Ülkemizin geçtiğimiz yılın ilk altı ayında ulaştığı bu seviye takdire şayan Fakat, henüz istenilen seviyede değil. Daha büyük hedeflere ulaşmak için yatırım ortamının iyileştirilmesi gerekiyor. Yenilenebilir ve temiz enerjinin toplam kurulu güçteki payını çok daha yukarılara taşımak zorundayız.

Almanya, güneş ve rüzgarda bizim kadar şanslı değil. Buna rağmen yenilenebilir enerjinin toplam kurulu güçteki payı onlarda yüzde 50 seviyelerinde.

Müstakil konutlardan başlamak üzere; artık kendi elektriğini kendi üreten siteler, köyler göreceğiz. Çatılarda kiremitlerin yerini güneş panelleri alacak.

Yüksek maliyetler nedeniyle henüz  fazla rağbet görmese de, sektöre ilgi çok fazla.

Müstakil bir konutun tüm ihtiyacını karşılayacak şekilde, anahtar teslimi sistemi kuran çok sayıda firma var. Sayıları da her geçen gün artmakta.

Belediyeler ve büyük sanayi kuruluşları bu konuda öncülük edebilir.

Kentimizin iş adamlarının ve yatırımcıların konuyu değerlendireceğini umuyorum.

İletişim için:

[email protected]

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Osmanlı’da bir devre adını veren ‘Köprülüler’ memleketi Samsun’da yaşatılıyor

Kültür Sanat Yayın: 19.04.2024 12:48
İhlas Haber Ajansı
Osmanlı’da bir devre adını veren ‘Köprülüler’ memleketi Samsun’da yaşatılıyor

Osmanlı’da ‘Köprülüler Devri’ olarak bir döneme adını veren Vezirköprülü sadrazamlar, Samsun Müzesi’nde yaşatılıyor.

Köprülü ailesinin kurucusu Köprülü Mehmed Paşa aslen Arnavutluk asıllı. Devşirme olarak Enderun’a yerleştirilen paşa, Samsun’un Köprü ilçesinden bir hanımla evlendi ve burayı ikinci memleketi olarak gördü. Sadrazamın Osmanlı’da daha önceden görülmemiş yetkileri elinde toplamasının ardından ilçenin Köprü olan adı, Vezirköprü olarak adlandırılmaya başlandı.

17’nci yüzyılda Osmanlı’da Kösem Sultan’ın etkin olduğu ve 4. Mehmet’in 6 yaşında tahta çıktığı dönemde devletin başına getirilen Köprülüler, Osmanlı’yı içinde bulunduğu kaotik ortamdan çıkartıp, tekrar şaşalı günlerine geri döndürmüştü. Osmanlı’da bir döneme adını verecek kadar hizmetlerde bulunan Vezirköprülü sadrazamlar Köprülü Mehmed Paşa, Oğlu Fazıl Ahmet Paşa ve damadı Kara Mustafa Paşa’nın 27 yıl boyunca devlet yönetiminin elinde bulundurması Samsun Müzesi’nde ziyaretçilere aktarılıyor. Müzede, 3 sadrazamın balmumu heykellerinin yanı sıra bilgilendirme yazıları, Osmanlı dönemine ait savaş malzemeleri ve araç gereçleri de sergileniyor.

Samsun Müzesi’nde kendilerine ayrılan köşede Köprülü ailesi hakkında, “17. yüzyıl ortalarından itibaren saltanata önemli vezir ve sadrazamlar yetiştirmişti. Köprülü ailesinin kurucusu olan Köprülü Mehmed Paşa’nın 1656 tarihinden itibaren kesintisiz olarak oğlu Fazıl Ahmet Paşa, damadı Kara Mustafa Paşa ile birlikte 27 yıl boyunca devlet yönetimini elinde bulundurmuştu. Kara Mustafa Paşa’nın Viyana yenilgisi adeta Köprülü ailesi için de bir dönüm noktası olmuştur. Aile bu tarihten itibaren hiçbir zaman eski gücünü elde edememiş olsa da Abaza Siyavuş Paşa, Köprülü Fazıl Mustafa Paşa, Amcazade Hüseyin Paşa, Köprülüzade Numan Paşa ve Abdullah Paşa da sadrazamlık makamına yükselen aile üyeleridir. Kars ve İstanbul milletvekillikleri, dışişleri, devlet bakanlığı ve başbakan yardımcılığı da yapan edebiyatçı, edebiyat tarihçisi ve Türkolog olan Ord. Prof. Dr. Mehmet Fuat Köprülü (1890-1966) de bu aileden gelmektedir” ifadeleri yer alıyor.

Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği müzede ayrıca Köprülü ailesi ile ilgili olarak, “17. yüzyıl başlarından itibaren Osmanlı’da değişim ve dönüşüm faaliyetleri kısa süreli çalkantılar yaşanmasına yol açmıştır. 17. yüzyıl ortalarından itibaren mutlak otoriteyi ele geçiren Köprülü Mehmed Paşa saray içerisindeki konumunu güçlendirirken Anadolu, Balkanlar ve Orta Doğu’da büyük imar faaliyetlerinde bulunmuştur. Bu şekilde hem kendinden sonraki aile fertlerine zengin vakıflar bırakmış, hem de halk nazarında devlet otoritesinin gücünü yansıtmayı amaçlamış olmalıdır. Köprülü Mehmed Paşa’nın ilk olarak imar faaliyetinde bulunduğu yer Vezirköprü’dür. Burada önce bir konak, han, arasta, namazgah ile Kedeğre/ Köpri kasabasının su yollarının tamiri, çeşmeler yaptırmıştı. Gümüşhacıköy, Turhal, Hekimhan, Safranbolu, Bilecik, Bozcaada, İstanbul ve Balkanlarda cami, mescit, namazgah, medrese, han, hamam, mektep, sebil ve çeşmeler yaptırdığı kitabe, vakfiye ve arşiv belgelerinden öğrenilmektedir” bilgileri yer alıyor.

Köprülüler Devri

Kaynaklar, ’Köprülüler Devri’ veya ’Köprülüler Dönemi’ni, Osmanlı’da 15 Eylül 1656 ile 15 Aralık 1683 tarihlerini kapsayan ve Köprülü ailesinden sadrazamların görev yaptığı ve imparatorluğun toparlanması ve istikrarı için bir fırsat yaşanan tarihi döneme verilen isim olarak nitelendiriyor.

Ayrıca, Samsun’un batısında bulunan ve hala Vezirköprü adını kullanan ilçede 90 bin 388 kişi yaşamını sürdürüyor. Köprülülerin kentte bıraktığı izler ve eserler de geçmişten bugüne köprü vazifesi görmeye devam ediyor.