Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Kastamonu’da Heyelan

Kastamonu Yayın: 12.03.2015 08:26
Yazar:
Kastamonu’da Heyelan

KASTAMONU ‘da aşırı yağışlar nedeniyle meydana gelen heyelanda, 3 köy boşaltıldı.
Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde Kestanesökü köyü başta olmak üzere Sakızcılar, Şeyoğlu ve Kızılcaelma köylerine ulaşımı sağlayan ana yol kapandı. Heyelanla birlikte çok sayıda evde hasar oluştu. İl Afet ve Acil Yardım Müdürlüğü (AFAD) ekipleri, heyelanlı bölgede yaptıkları inceleme sonrası üç köyün boşaltılmasını istedi. Heyelan nedeniyle büyük oranda maddi hasarlar oluştu. Heyelan olan bölgelerde, evlerin duvarlarında yarıklar meydana geldi. Bazı evlerin istinat duvarları kırılırken evlerini tahliye eden köylüler, komşularında veya akrabalarında kalmaya başladılar.
Kestanesökü, Sakızcılar, Şeyoğlu ve Kızılcaelma köylerini birbirine bağlayan grup köy yolu ise, heyelan nedeniyle ulaşıma kapandı. Evlerine gitmek isteyen vatandaşlar, evlerine gidebilmek için tali yoldan güçlükle ulaşımı sağlayabiliyorlar.
KENDİ İMKANLARIYLA, YIKILAN YOLA ŞERİT ÇEKTİLER
Sakızcılar köyüne giden kanalda, heyelan nedeniyle büyük hasar oluştu. Yolun büyük bölümü heyelanda yıkıldı. Köy sakinleri, kanalda herhangi bir kazanın yaşanmaması için kendi imkanlarıyla şerit çektiler.
Sakızcılar köyünden 2. Aza Mustafa Özdemir, kanalın altında temelin bulunmadığını belirterek, yağmur ve kar yağışı sonrası duvarın çöktüğünü ifade etti. Bu yüzden kanaldaki boruların kırıldığını anlatan Özdemir, “Kanal, yaklaşık 2 aydır yıkılmış durumda bekliyor. Kastamonu’dan ekipler geldi, inceleme yaptı. Biz, buradan geçerken ecel terleri döküyoruz. Burası çok tehlikeli. Buraya araba düşebilir, kazalar olabilir. Biz, bundan köy muhtarlığımız olarak sorumlu değiliz. Burası tehlike yatağı, bir an evvel burasının onarılmasını istiyoruz” dedi.
Can güvenliklerinin olmadığını ve kanalın bir an önce tamir edilmesini isteyen Özdemir, şöyle konuştu: “Bizim can güvenliğimiz, başka misafirlerin can güvenliği için buraya kendi imkanlarımızla bir ışıldak çektik. Bu ışıldakla burada önlem alınabiliyorsa, artık bilemiyorum. Burada bir kaza olsa, ölüm olsa mesul değiliz. Can güvenliğimiz için kanalın yapılmasını istiyoruz.”
“KÖYLERİMİZ TAHLİYE EDİLİYOR AMA KALACAK YERİMİZ YOK”
6 köyün grup köy yolunu bağlayan yolda heyelan nedeniyle göçük olduğunu anlatan Kestanesökü Köyü Muhtarı Bilal Bilge ise, şunları kaydetti: “Vatandaşlar, karşıya geçemiyor. Şu anda bize, burada sahip çıkan yok. Köylerimizi tehdit altında, hem HES projesi hem de heyelan nedeniyle. Köyümüzde evlerimizin göçme tehlikesi de bulunuyor. 4 tane evimiz tahliye edildi. Ama bizler, mağduriyetimizi kimselere anlatamıyoruz.”
HES borularının köylerinin üzerinden geçtiğini söyleyen Bilge, “Köyümüzde şu anda 4 tane evimiz tahliye edildi. Köyümüz, afet kapsamına da alınmadı. Bize verilen bilgilerde, HES projesinden kaynaklı bu tahliyelerin yapıldığı söylendi. Vatandaşların mağduriyetlerini şu anda nasıl gidereceğimizi bilemiyoruz. Yollarımız bozuldu, yer altı şebekelerimizi tamamen tıkandı. Sakızcılar köyümüze giden grup köy yolumuzda heyelan meydana geldi. Aşağıda Tekelioğlu, Tekeci, Yeni Mahalle gibi mahallelerimiz var. Heyelan olduğu zaman, toprak oynamaya başladığı zaman diğer mahallelerimiz de tehdit altında bulunuyor. Köylerimizde birçok evde hasar oluştu ve oturulamaz hale geldi. Toprak kayması yani heyelan devam etmesi durumunda başka köylerimizin de tahliyesi gündeme gelecek. Camimizde hasar oluştu. Bu mağduriyetlerimizin devlet tarafından giderilmesini istiyoruz” diye konuştu.
“60 GÜNDÜR KÖYE SU GELMİYOR”
Yaklaşık iki aydır köylerine su gelmediğini aktaran Muhtar Bilal Bilge, şunları söyledi: “İl Afet ve Acil Yardım Müdürlüğü tarafından köyümüze gelinip bakıldı. Bölgede yapılan incelemeye göre, HES’in kazılarından dolayı heyelan yaşandığını söylediler. AFAD ekipleri, köyümüzün 300 yıl önce afet bölgesi olarak yapılmış dedi. HES çalışmaları başladığı zaman, heyelanların da HES’in tetiklemesiyle birlikte bölgelerde kopmalar ve toprak kaymaları yaşanıyor. Bu arada evlerimiz hala tehdit altında. Kar da bu yıl çok yağdı, daha önceki yarılmalar ve kopmalar olduğundan dolayı heyelanlar başladı. Heyelanın önüne duramıyoruz şu anda. Devletimizin bize sahip çıkmasını istiyoruz. Sadece bizim burası da değil, Sakızcılar köyü, Kızılcaelma köyümüzde de heyelan tehlikesi sürüyor. Şeyhoğlu yolumuzda da aynı şekilde heyelan devam ediyor. Bizim, 60 gündür suyumuz yok, vatandaşımız susuz.”
Bölgede yaşanan heyelan nedeniyle köylerinin tahliye edildiğini ifade eden Bilge, “Tahliye edilen vatandaşlarımıza herhangi bir yer gösterilmedi. Tahliye edilen vatandaşlarımız da, bir süreliğine çocuklarının yanına gitti. Ama artık yavaş yavaş yaz geliyor ve vatandaş köyüne gelecek. Geçen hafta bazıları geldi. Ben, kendilerine evlerinde oturamaz raporu olduğunu söyleyerek geri gönderdim. Bu vatandaşlar daha ne kadar akrabalarının yanında kalacak” şeklinde konuştu.
“MUSLUKLARIMIZDAN İKİ YILDIR HİÇ SU AKMIYOR”
Oğlunu Tunceli Hozat’a askere gönderdiğini belirten köy sakini Hanife Çakmak da, şöyle konuştu: “Oğlum askerde iken 2012 yılının Kasım ayında beyimi kaybettim. O anda köyümüze HES geldi, buraları parçaladılar. Ne suyumu bıraktılar, ne de yolumu bıraktılar. Geçtiğimiz yıl söyledim. Senin suyunu yapacak kepçe yok dediler. Bana, kendi imkanlarınızla suyunu alabilirsiniz dediler. Ben, 850 TL maaş alıyorum. 220 TL ev kirası veriyorum. Odun, su parası veriyorum. Bana kalıyor ayda 200 TL para. 200 TL ile bir aile geçinir mi? Ben, hakkımı nerede arayayım?”
Sularının iki yıldır yapılmadığını ileri süren Hanife Çakmak, “Bir evin suyu kesilir mi, bir evin ışığı, suyu can damarıdır. Yolu can damarıdır. Peki, bu hakkımızı nerede arayacağız. Biz, köyümüzden geçen projeye karşı değiliz. Geçsin, ama yıktıkları yerleri de yapsınlar. Başka bir şey istemiyoruz onlardan. Biz, onlardan para pul istemiyoruz. Yeter ki yıktıkları yerleri yapsınlar. Ben, buradan iki ton fındık alıyordum. Şimdi 50 kilogram dahi alamıyorum. Peki, ben nereye gideyim, kimi nereye şikayet edeyim. Bir Allah’ın kulu bana sahip çıkmadı. Her tarafı yıktılar, yaktılar. Bana, sen evin kirasını verebiliyor musun diye sormadılar. Ben, iki yıldır evimin kirasını veremedim. Bir vatandaştan aldım da öyle yaptım. 200 TL ile bir insan geçinebiliyor mu? Bu gördüğünüz evi, ben kendi imkanlarımla yoksul zamanlarımda yaptırdım. Ama bu, HES projesi köyümüzden geçtikten sonra evimin köşeleri yarıldı. Duvarlar yarıldı. Musluklarımızdan iki yıldır hiç su akmıyor. Taşıma su ile su ihtiyacımı karşılıyorum. Bu sularla yemeğimi, abdestimi alabiliyorum. Bu depo, su olmadığı için bu hale geldi. Bu depoda su namına bir şey yok. Yaban hayvanları bile buraya gelip, burada su bulamayınca buradan dönüp geri gidiyorlar” dedi.
“HEYELAN NEDENİYLE 60 GÜNDÜR SUYUMUZ YOK”
İçme sularını tamir ettiklerini ifade eden Ahmet Yanık ise, “Köyümüzde HES projesi yapılıyor. İçme suyu borularımızı tahrip ettiler, yollarımızı bozdular. Bizler, bir yandan yapıyoruz, onlar bir yandan bozuyor. Şu anda 60 gündür köyümüzde su yok. Su akmayınca yaşam duruyor, hayat duruyor” diye konuştu.
“59 YILDIR, BURALARDA HEYELANI HİÇ GÖRMEDİM”
Evinin altında yaşanan heyelan nedeniyle tahliye edilmesi istenilen Hüseyin Şengül de, “Asker geldi bize, buradan çıkacaksınız diyor. Ama ben, nereye gideceğim, buralar bizlerin, babalarımızın toprağı. Bizim yerimiz yok, yurdumuz yok, bizlere yer de göstermiyorlar.
Devlet bize, bir yer gösterirse belki gideriz. Yoksa burada doğduk, burada öleceğiz. Bir yere gidip daire almak veya ev almak gibi bir gücümüz yok. Ben, 59 yaşındayım. Şu ana kadar buralarda hiçbir yerinin göçtüğünü bilmiyorum. Ama köyümüzün üzerinden HES projesi geçti. Bu da biraz daha heyelanı tetikledi gibi geliyor bize. Tarlalarımız, hep yarıldı. Ben, geçtiğimiz yıl orada hayvan otlatıyordum, hiçbir şey yoktu” ifadelerini kullandı.
HEYELAN NEDENİYLE, KÖYLÜLER MAĞDUR OLDU
Ağustos ayından bu yana herhangi bir yardım görmediğini ileri süren İsmail Gündüz, “Gıda yardımı yapılmadı, hatta ev kiram bile ödenmedi. Beni, evimden tahliye ettiler ama bir yer göstermediler. Şu anda sağda solda, akrabalarımın yanında kalıyorum” dedi.
Kendisinden köyün boşaltılmasının istendiğini belirten Kızılcaelma Köyü Muhtarı Hasan Yorulmaz da, “Ben, köyü nasıl boşaltayım, bu insanlar nereye gidecek? Köyümüzün üzerinde, aşırı yağışlar nedeniyle buralarda göçmeler meydana geldi. Yağışlarla birlikte köyümüzde bir HES projesi var. Heyelanı, bu da tetikledi” diye konuştu.
Sakızcılar Köyü Muhtarı İbrahim Yorulmaz ise, şöyle konuştu: “Köylerimiz, Hidroelektrik Santrali (HES) nedeniyle tehdit altındadır. Boruların sağlıklı olup olmadığını bilemiyoruz. Bunların yeniden incelenmesini istiyoruz.”
HES YETKİLİLERİ, İDDİALARA CEVAP VERDİ
Bozkurt ilçesinde 2011 yılında başlanan ve hala inşaat çalışmaları devam eden Hidroelektrik Santrali (HES) yetkilileri ise, hukuk dışı kesinlikle hiçbir iş yapmadıklarını belirterek, “İl Özel İdaresi’nin yol iyileştirmesine 50 bin TL para verdik. HES kanalının aşağısında oluşan kaymalar HES ile ilgili değil. Aksine, HES projesinin geçtiği bölgelerdeki ağırlıklar yapılan çalışmalarla alındı. Devlet Su İşleri’nin heyelanın HES ile ilgili olmadığına dair raporu bulunuyor. Bölgemiz zaten heyelanlı bir bölge. Heyelan olan yer kanalımızdan 150 metre aşığada hem de uzakta bulunuyor. HES kanalının heyelanla bir ilgisi yok. Kamulaştırmada bir ev ile sorun çıktı. Eski köy muhtarının evi. Burayı kamulaştırdık. Ama biz, yine de o evi yıkmadan hattımızı yanından geçirdik. Muhtarımız da burada oturmaya devam ediyor. Ayrıca Sakızcılar köyünde HES ile alakalı sıkıntı yok. Yardım maksatlı 4 bin metre boru teslim ettik. Hanife Çakmak teyzemize, 700 metre uzunluğunda boru verdik. Biz, yıkmaya değil, daha çok yapmaya geldik. Bizim, buradaki projemiz sayesinde 35 Bozkurtlu vatandaşımız istihdam edildi. Heyelan yaşanan bölgeler, HES kanalının geçtiği yerin altında bulunuyor. Eğer HES kanalının üzerinde heyelan yaşansaydı o zaman bizden kaynaklanıyor diyebilirdik. Tamamen yanlış bilgiye sahipler” dediler.
Bozkurt’ta yıllık 64 milyon kilovat saat elektrik üretileceğini belirten yetkililer, bunun dışında birçok köye yardım ettiklerini ve köylülerin karşılaştıkları her sorunu kendilerine bağlamaya çalıştıklarını söylediler. Bazı bölgelere hasar vermiş olabileceklerini belirten yetkililer, “Hasar verdiğimiz noktaları en hızlı bir şekilde tamir etmeye çalışıyoruz. Ama bazen sorun çıkabiliyor. Her şey hemen istediğimiz zaman olamayabiliyor. Sırası geldikçe bu bölgelere yardım ediyor ve yıkılan veya bozulan yerleri tamir ediyoruz” diye konuştular.

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Prof. Dr. Ramazan Ayvallı üniversite öğrencileri ile buluştu

Kastamonu Yayın: 19.04.2024 20:48
İhlas Haber Ajansı
Prof. Dr. Ramazan Ayvallı üniversite öğrencileri ile buluştu

Kastamonu’da düzenlenen konferansta konuşan Prof. Dr. Ramazan Ayvalı, “İstikamet doğru yol demektir. Allah’ın emri, Peygamberin sünneti, sahabenin ve alimlerin yoludur” dedi.

Kastamonu’da İhlas vakfı Sıla Öğrenci Yurdu tarafından her ay düzenlenen konferansların bu ayki konuğu Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi ve İstanbul İslami İlimler Akademisi Başkanı Prof. Dr. Ramazan Ayvallı oldu. Sıla Öğrenci Yurdu Nuh Düğmeci Konferans Salonu’nda düzenlenen “İtikadda, Sözde, Amelde, İstikamet Üzere Olmak” konferansına üniversite öğrencileri ve çok sayıda davetli katıldı.

Konferansta konuşan Ayvallı, “İstikamet üzere olma, her halde dost doğru olmak demektir. Allah’ü Teâlanın emridir. Peygamber Efendimizin üzerinde çokça durduğu bir konudur. İslam alimlerinin en fazla meşgul oldukları, nasihatleridir. Allah’ın emri, Peygamberin sünneti, sahabenin ve alimlerin yoludur. Buna ‘eh-i sünnet vel cemaat’ ismi verilmiştir” dedi.

Konuşmasını hatıralarıyla süsleyen Prof. Dr. Ramazan Ayvallı, öğrencilere nasihatlerde bulundu Konferans sonunda Yurt Müdürü Enis Köklü, Prof. Dr. Ramazan Ayvallı’ya, misafirler ve öğrencilere teşekkürlerini ifade etti.

Konferans hatıra fotoğrafı çekimi ile sona erdi.