Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Karabük’ün büyükleri Karabük’ü anlattı

Gündem Yayın: 04.04.2018 13:57
Yazar:
Karabük’ün büyükleri Karabük’ü anlattı

Türkiye’nin ilk ağır sanayisi Karabük Demir Çelik Fabrikası ve Karabük’ün kuruluşunun 81. yılı kapsamında düzenlenen “3 Nisan 1937’den Bugüne Karabük” konulu panelde konuşan Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Refik Polat, karabük’ün tarihini sesli, yazılı ve görüntülü arşivlediklerini söyledi

Türkiye’nin ilk ağır sanayisi Karabük Demir Çelik Fabrikası ve Karabük’ün kuruluşunun 81. yılı kapsamında “3 Nisan 1937’den Bugüne Karabük” konulu panel düzenlendi. Panele; Karabük’ün kuruluşundan bugüne yaşamları boyunca şehre emek veren Abdullah Kalaycıoğlu, Ahmet Sarıtunç, Akın Çetin Güney, Şinasi Altıner ve Aytekin Kuş konuşmacı olarak katıldı.

Karabük Üniversitesi 15 Temmuz Şehitler Konferans Salonu’nda düzenlenen Panelin açılış konuşmasını  Rektör Prof. Dr. Refik Polat yaptı.

POLAT:KARABÜK’ÜN TARİHİNİ; SESLİ, YAZILI VE GÖRÜNTÜLÜ ARŞİVLİYORUZ”

Panelin açış konuşmasını yapan Rektör Polat, 3 Nisan’ın Karabük’ün bayramı ve en mutlu günü olduğunu belirterek, konuşmasında şu sözlere yer verdi: “Üniversite olarak 3 Nisan etkinliklerine nasıl katkı sağlayabiliriz diye düşünürken 3 yıl önce yaptığımız programı tekrar yapmaya karar verdik. Karabük’ün kuruluşundan bugüne burada yaşamış değerli insanlarını burada konuk etmiştik. O süreçte neler yaşandığını, neler yaşadıklarını anlatmışlardı ve çok enteresan şeyler öğrenmiştik. Daha sonra bunu kitaba dönüştürdük. Bugün de bunun ikincisini yapıyoruz.”

‘Fırsatlar depolanamaz’ diyen Rektör Prof. Dr. Refik Polat söz konusu etkinlikle, Karabük’ün tarihini; sesli, yazılı ve görüntülü arşivlediklerini ifade eden Polat; kısa süre önce hayatını kaybeden Karabük’ün değerlerinden eczacı Hikmet Derman Şeyhoğlu’nun da bu arşivde yer aldığını hatırlatarak “Allah gani gani rahmet eylesin. Onu dinleme fırsatı yakalamıştık. Biz istiyoruz ki bu nadide insanlardan Karabük adına ne varsa öğrenelim.” şeklinde konuştu.

Rektör Prof. Dr. Refik Polat, konuşmasının sonunda “Bu birikime destek olan herkese teşekkür ederim.” dedi.

ABDULLAH KALAYCIOĞLU 

Panelde ilk olarak 1965 – 1988 yılları arasında Karabük Demir Çelik Fabrikalarında çalışmış olan Abdullah Kalaycıoğlu konuştu.

Konuşmasında çok zor koşullarda kurulan Karabük Demir Çelik Fabrikalarının kuruluşundan sonraki yatırım ve genişleme projelerinden söz eden Kalaycıoğlu şöyle konuştu: “Karabük Demir Çelik Fabrikalarının boyutuna bakarsanız onun büyüklüğü çevreye verdiği sosyal hizmetin azametinden kaynaklanıyor. Karabük öyle bir çevre yaratmıştır ki bunu sadece demir çelik tesisi olarak algılamak tamamen yanlıştır. Karabük burada bir sosyal yaşamdır, ta Bolu’dan, Kastamonu’dan, Sinop’tan, Çankırı’dan eğitim için gelenlere gerçekten kucak açmıştır. Yani bu sosyal yapısıyla Dünyada bir eşine rastlamak mümkün değildir.”

AHMET SARITUNÇ

Panelde diğer bir konuşmacı olan Ahmet Sarıtunç 60 ihtilalinden sonra Safranbolu tabakhanelerinde uzun yıllar çalıştığını dile getirdi. Tabakhanelerin 800 yıla aşkın bir geçmişi olduğunu hatırlatan Sarıtunç, o zamanki imkanlara bakıldığında ecdadın çok ağır şartlarda çalıştığını söyledi. 60 ihtilalindan sonra sanayileşmenin ve makineleşmenin çoğaldığını işlerin biraz daha hafiflediğini söyleyen Sarıtunç, fakat tabakhanelerin emek ve insan gücü isteyen bir kuruluş olduğunu yineledi.

AKIN ÇETİN GÜNEY

Karabükspor’a 40 yılı aşkın hizmet veren Akın Çetin Güney ise Karabükspor’un geçmişiyle ilgili bilgiler aktardı. Çetin Güney konuşmasında “Ankara takımları buraya gelip kamp yapardı, buraya yapılan çim saha Türkiye’nin ilk 3 sahalarından biriydi. Her hafta Ankara takımları Karabük’e gelmek isterlerdi. Benim gibi birçok arkadaşım Ankara takımlarında top oynadı. Karabük bir futbol fabrikası gibiydi. Herkes buraya hocalarını gönderir, futbolcuları seyretmelerini tavsiye ederdi. ” dedi.

KARDEMİR’in Karabükspor’un gelişmesinde büyük desteği olduğunu vurgulayan Çetin Güney, Karabükspor’un bugünkü ekonomik durumuyla ilgili yaşadığı sıkıntılarda da değinerek sendikaların ve kuruluşların da ellerini taşın altına koymaları gerektiğini dile getirdi.

ŞİNASİ ALTINER

üKarabük Demir Çelik Fabrikalarının özelleştirme süreci konusunu ele alan eski Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Şinasi Altıner, Demir Çelik Fabrikasının kapatılma sürecinde verdikleri mücadeleleri anlattı. Altıner, Karabük Demir Çelik Fabrikalarının şu an 3 milyon tona yakın hacmi olduğunu, başlangıçta ise bu hacmin 150 bin ton olduğunu ifade etti. Özelleştirmenin bir amaç değil araç olduğunu söyleyen Şinasi Altıner, özelleştirme öncesine kadar ki 40 yıllık süreçte ise 600 bin ton üretime ulaşıldığını sözlerine ekledi. Özelleştirmenin çok partili dönemde ortaya çıktığına dikkat çeken Altıner, bu dönemle birlikte istihdamla üretim korelasyonun kurulduğunu ve bu korelasyonun düzen içinde yürüdüğünü kaydetti.

AYTEKİN KUŞ

“Emeğin ve Kent Kültürümüzün Göz Bebekleri” konulu sunum yapan Aytekin Kuş sunumunda dünden bugüne Safranbolu ve Karabük’ün gelişimi, mimarisi, yemekleri ve kültürünü kendi çektiği fotoğraflarla anlattı. Her mevsimde çekilmiş Safranbolu’nun fotoğraflarını gösteren Aytekin Kuş, “Safranbolu mimarisiyle birlikte huzur dolu bir şehirdir. Safranbolu’da mimarideki her yapıtta nezaket, zarafet ve estetik hakimdir.” diye konuştu.

Sunumun son karesine Karabük’ün dumanlı fotoğrafını gösteren ve eskiden Demir Çelik Fabrikalarında müdürlük yapmış olan Aytekin Kuş, “Karabük dumanıyla var olan bir şehirdir. Biz dumanlı kentin çocuklarıyız. Başka bir Karabük yok, başka bir Safranbolu yok. Bu kente sahip çıkmalıyız” diye konuştu.

 

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

BAŞLARA TAÇ OLMUŞSUN, DAHA NE İSTİYORSUN?

Manşet Yayın: 28.03.2024 10:34
BAŞLARA TAÇ OLMUŞSUN, DAHA NE İSTİYORSUN?

Hükümetin ve belediye başkan adaylarının tek derdi emekliler.!  Duygulanmamak elde değil ! Muhteşem(!) müjdeler peş peşe geliyor. 2024 emekliler yılı ilan edildiğinden buyana emeklilere müjdesiz geçen 1 gün bile yok.

Gerçi önceden de basında emeklilere müjde haberleri görüyorduk. Ama bu defa seçiminde etkisiyle dozaj çok arttı. Zam yerine müjde!

 

Bu arada emeklilere akıl veren de var. Pek muhterem(!) bir vekil çıkmış “Su sat, simit sat, domates sat, limon sat” diyor.

 

İlginç olan şu; yerel yönetimlere talip olanlar durumdan vazife çıkartarak, hükümetin yapamadığını yapmak için, emeklilere destek yarışına girdiler.

 

İktidar boş durur mu?

Emeklilere yönelik 7 büyük destek üzerinde çalışılıyor muş. İnsanın gözleri yaşarıyor!

* Belediye hizmetlerinde indirim

* Enerji desteği

* Ulaşımı desteği

* Kira yardımı

* Finans desteği

* Tatil desteği

* Refah payı…

 

Daha ne olsun?

Emekliler yaşadı. Ekmek elden, su gölden yan gel yuvarlan. Tatiline kadar düşünülmüş.

 

Tek tek bu başlıklar üzerinde durmayacağım.

Fakat bunların içinde en ilgimi çeken Tatil desteği.

Tatil yapma imkanı bulamayan emekliler için kamu kurumlarının tesislerinin kapıları açılacakmış. Böylece emekliler istedikleri bölgedeki kamu tesislerinde konaklama ve tatil imkanına kavuşacak mış. Ayrıca turizm şirketleriyle yapılacak protokollerle emeklilere özel kampanyalarla tatil beldelerinde indirimle tatil imkanları da sunulacak mış.

 

İndirimli ekmek peşinde koşan emekli, indirimli tatil peşinde koşar artık!

 

Ayrıca,

16 milyon emekli var. Hadi çocuklarını saymayalım. Eşleriyle 32 milyon. Kamu kurumlarının bu sayıyı ağırlayacak kapasitede tesisi var mı? Emeklilerin kaçı bu imkandan yararlanacak? Kaç yılda bir sıra gelecek? Sıra gelene kadar emeklinin ömrü vefa edecek mi? Hadi şansı yaver gitti sıra geldi. 10 bin lira maaşla karnını doyurma derdindeki emekli kalkıp oralara nasıl gidecek?

 

Emeklinin aklıyla alay etmeyin. Geçin bunları kardeşim. Önce çalışanlara verdiğiniz seyyanen 8077 ₺ zammı güncel değeriyle, bu güne kadar vermediğiniz kayıp ayları da telafi ederek verin. Madem gönlünüzden koptu. Bu sıraladıklarınızı sonra  ayrıca verirsiniz.

 

Ömrünün en güzel zamanlarını topluma adamış, çalışarak, üreterek ülkesi ve geleceği için çabalamış milyonlarca emekli hiç bir dönemde bu kadar mağdur edilmemişti.

Hiç bir dönemde üst üste bu kadar müjde de almamıştı. Ne hikmettir müjdelerin ardı arkası kesilmiyor. Ülkeyi tanımayan biri bu müjdeleri görse emekliler ihya oldu zanneder.

Geçen gün Müjde Ar aradı (!)

“İsmim bu kadar ayağa düşürülmedi, bu kadar değersizleştirilmedi ayol. Bu yaştan sonra nüfusa gidip ismimi değiştireceğim” diyor!

 

Ne diyor Sn.Bakan;

“PTT AVM’de, Tarım Kredi Kooperatif Marketlerinde; Türk Hava Yolları’nda, TCDD’de, GSM Operatörlerinde, Sinema ve tiyatrolarda, PTT Kargo’da emeklilere özel indirimler ve kampanyalar başlatacağız. Ayrıca Türkiye’nin önde gelen zincir marketlerinde ve giyim mağazalarında emeklilere özel indirimler sağlayacağız. Kıymetli emeklilerimiz müsterih olsun, muhalefetin tahriklerine kapılmasın. Emekliler, bizim başımızın tacı.”

 

Haaa, maaşlara ayarlama mı, seyyanen zam mı? Boş ver onu. O başka bahara.

Emekli kardeşim bak! Başlara taç olmuşsun daha ne olsun!