Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Karabük, 50 Yılda 50 Şehit verdi

Gündem Yayın: 09.02.2018 14:34
Yazar:
Karabük, 50 Yılda 50 Şehit verdi

Türkiye’de artan terör olaylarında birçok asker ve polis şehit olurken, en son Suriye’nin Afrin bölgesinde terör örgütü PYD/PKK mensuplarınca düzenlenen saldırıda şehit düşen Piyade Astsubay Kıdemli Çavuş Ömer Bilal Akpınar’la birlikte Karabük’ün Şehit sayısı 42’ye yükseldi.

50 Yılda 42 Şehit veren  Karabük’e ilk şehit ateşi 12 Temmuz 1968 yılında  Ağrı Eleşkirt’te şehit olan Mehmet Kandemir’le düştü.  Daha sonra  şehit ateşi 21 Temmuz 1974 yılında Kıbrıs’ta şehit olan Hüseyin Hüsnü Uysal’ın baba ocağına düştü. 20 Eylül 1977 yılında Şanlıurfa’da Mehmet Çakır şehit düştü. 21 Mayıs 1984 yılında Siirt Pervari’de İsa Eken,

7 Temmuz 1985 yılında Kayseri’de şehit olan Mustafa Köklü’nün baba ocağına ateş düştü. 15 Mayıs 1986 yılında Siirt’te şehit olan Şenol Büber’in baba ocağına ateş düşerken, 2 ay sonra 30 Temmuz 1986 yılında Şırnak’ta şehit olan Mustafa Kızılkaya’nın baba ocağına ateş düştü. 29 Nisan 1987 yılında Hakkari Şemdinli’de şehit olan Yılmaz Bilgin’in baba ocağına ateş düşerken, yine 4 Aralık 1987 yılında Erzurum’da şehit olan Cevat Doğan’ın baba ocağına ateş düştü. 1 yılda 3 şehit veren Karabük’te bütün evlerde yas vardı. 18 Ocak 1989 yılında Muş’ta şehit düşen Özcan Ören’in baba ocağına ateş düşerken, yine 15 Ağustos 1989 yılında Gümüşhane’de şehit olan Emin Karma’nın baba ocağına ateş düştü. Yine aynı yılın son ayında 10 Aralık 1989 Siirt Eruh’ta şehit olan Ali Akbaş’ın baba ocağına ateş düştü. 13 Temmuz 1991 yılında Kars’ta şehit olan Nurettin Seki’nin baba ocağına ateş düştü. 9 Mayıs 1992 yılında Şanlıurfa’da şehit düşen Rüstem Üçel’in baba ocağına ateş düştü. 14 Temmuz 1993 yılında Kars’ta şehit olan Halil Gözlemeci’nin baba ocağına ateş düştü. 26 Ekim 1993 yılında Hakkari Çukurca’da şehit olan Mustafa Arık’ın baba ocağına ateş düştü.

1994 YILINDA 4 EVE ATEŞ DÜŞTÜ

1994 yılında Karabük’te 4 eve kor ateş düştü. 1 ay içinde iki şehidin geldiği Karabük, 1 yılda 4 şehit verdi. 17 Mayıs 1994 yılında Şanlıurfa’da şehit olan Kamil Karataş’ın baba ocağına ateş düşerken,  9 gün sonra 26 Mayıs 1994 yılında Van Gürpınar’da şehit olan Atilla Bodur’un baba ocağına ateş düştü.

27 Temmuz 1994 yılında Mardin Nusaybin’de şehit olan Adem Yavru’nun baba ocağına ateş düşerken, bir ay sonra 24 Haziran 1994 yılında Şırnak Cizre’de şehit olan Nazif Topsakal’ın baba ocağına ateş düştü.

2 YILDA 6 ŞEHİT

1994 yılında 4 şehit veren Karabük, 1995 ve 1996 yıllarında 6 şehit verdi. 21 Ağustos 1995 yılında İzmir’de şehit olan Ali Bozkurt’un evine ateş düştü. 9 Eylül 1995 yılında Hakkari Yüksekova’da şehit olan Şendoğan Topçu’nun baba ocağına ateş düşerken, aylar sonra yine 27 Aralık 1995 yılında Beydere’de şehit olan Cemalettin Karagözoğlu’nun baba ocağına ateş düştü.

24 Haziran 1996 yılında Kuzey Irak’ta şehit olan Serdar Özdemir’in baba ocağına ateş düşerken, 6 gün sonra 30 Haziran 1996 yılında Tunceli’de şehit olan Celal Hatıl’ın baba ocağına ateş düştü. 24 Ağustos 1996 yılında Tunceli’de şehit olan Yılmaz Korkut’un baba ocağına ateş düştü. 16 Haziran 1997 yılında Şırnak Hisar’da şehit olan Ali Şen Korkut’un baba ocağına ateş düştü. 14 Nisan 1998 yılında Şırnak Hereke’de şehit olan Cevdet Çay’ın baba ocağına ateş düştü. 30 Mart 1999 yılında İstanbul’da şehit olan Dursun Katırcıoğlu’nun baba ocağına ateş düştü. 16 Nisan 1999 yılında Tunceli Aktuluk’ta şehit olan Mehmet Esen’in baba ocağına ateş düşerken, 2 gün sonra 18 Nisan 1999 yılında Sivas’ta şehit olan Hasan Yılmaz’ın baba ocağına ateş düştü. 29 Eylül 1999 yılında Hakkari’de şehit olan Faik Başkaya’nın baba ocağına ateş düştü. 19 Ocak 2001 yılında Kayseri’de şehit olan Hüseyin Tüfekçi’nin baba ocağına ateş düştü. 30 Haziran 2006 yılında Hakkari Şemdinli’de şehit olan Coşkun Ceylan’ın baba ocağına ateş düştü. 18 Mayıs 2007 yılında Diyarbakır Kulp’ta şehit olan Recep Çakıl’ın baba ocağına ateş düştü. 9 Eylül 2015 yılında Mardin Dargeçit’te şehit olan Ercan Hırçın’ın baba ocağına ateş düştü.

2 YILDA 5 ŞEHİT

1995 ve 1996 yıllarında 6 şehit veren Karabük, 2016 ve 2017 yıllarında 5 şehit verdi.

18 Ocak 2016 yılında Şırnak’ta şehit olan Ali Can Öztürk’ün baba ocağına ateş düştü. 21 Temmuz 2016 yılında Isparta’da şehit olan Serkan Erkartal’ın baba ocağına ateş düştü. 26 Kasım 2016 yılında Hakkari Şemdilli’de şehit düşen Coşkun İşleyen’in baba ocağına ateş düştü.

10 Şubat 2017 yılında El Bab’da şehit düşen Umut Aytekin’in baba ocağına ateş düştü. 15 Mayıs 2017 yılında Şırnak Silopi’de şehit düşen Alaaddin Seçkin Yirmibeş’in baba ocağına ateş düştü.

2018 yılında ise dün Suriye’nin Afrin bölgesinde terör örgütü PYD/PKK mensuplarınca düzenlenen saldırıda şehit düşen Piyade Astsubay Kıdemli Çavuş Ömer Bilal Akpınar’ın baba ocağına ateş düştü.

 

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Bakan Özhaseki: “Bunları bir araya getiren tek motivasyon kaynağı vardı, Cumhur İttifakı yıkılsın ne olursa olsun”

Politika Yayın: 29.03.2024 16:00
İhlas Haber Ajansı
Bakan Özhaseki: “Bunları bir araya getiren tek motivasyon kaynağı vardı, Cumhur İttifakı yıkılsın ne olursa olsun”

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Millet İttifakı’nı eleştirerek, söz konusu ittifakın tek amacının Cumhur İttifakı’nın yıkılması olduğunu söyledi. Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlarını da eleştiren Bakan Özhaseki, “Taş üstüne taş koymadılar. Sadece algı belediyeciliği yapıyorlar” dedi.

Cumhur İttifakı Zonguldak’ta Terakki Mahallesi’nde miting gerçekleştirdi. Mitinge Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki de katıldı. Cumhur İttifakı’nın yerli ve milli olduğunu söyleyen Özhaseki, “Kitabın ortasından başlayalım. İki tane ittifak vardı. Birisi Cumhur İttifakı. Birisi de Millet İttifakı diyorlardı adına. Bizim ittifakımız belliydi. Biz yerliyiz. Biz milliyiz. Bizim derdimiz Cumhur İttifakı olarak bu milletin bölünmez bütünlüğüdür. Bizim derdimiz ezan derdiydi. Bayrak derdiydi. Ve biz dertli insanlarız. Bizim medeniyetimize karşı borcumuz var. İnsanımıza karşı borcumuz var. Cumhurbaşkanımıza, Devlet Bey’in dostluğu da arkadaşlığı da, yol arkadaşlığı da bu ulvi menfaatler üzerine kuruluydu. Hamdolsun. Bu konuda da kol kola verdiler. Ve önlerine bakarak devam ediyorlar. Cenabı Allah uzun ömürler versin” dedi.

“On tane birbirine benzemez bir araya gelerek nasıl bir medeniyet inşa edecek”

Millet İttifakını eleştiren Bakan Mehmet Özhaseki, “Karşıda da bir ittifak vardı. Altılı diyorlardı. Çok samimi bir hava veriyorlardı. Biz de diyorduk ki bak masanın altında kafasını uzatan bir PKK var. Onu da söyleyin ya saklamayın. Sonradan o da kesmedi onları. Dünyanın en başarısız iki tane belediye başkanı var. Ankara ve İstanbul’da taş üstüne taş koymadılar. Sadece algı belediyeciliği yapıyorlar. Onları da ortak ettiler. Dokuz oldu birdenbire ortaklık. Sonra da Kılıçdaroğlu herkesi kandırmış. Kimseye söylemeden adamın birine İçişleri Bakanlığı’nı vermiş. MİT’i vermiş. On oldu. Ya değerli arkadaşlar, on tane birbirine benzemez bir araya gelerek nasıl bir medeniyet inşa edecekler? Ne sosyal olaylara bakışları, ne siyasi meselelere bakışları, ne askeri konulardaki fikirleri asla birbirine benzemez bunların. Birbirlerini sevmezler de, doğru konuşalım şimdi. Biri bir gün olsun diğerini özleyip de çay içmeye gitmemiştir bunların. Peki bu onlu grup birbirine benzemezler çetesi. Nasıl oldu da bir araya geldiler? Bunları bir araya getiren tek şey vardı. Bir tek motivasyon kaynağı vardı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gitsin ne olursa olsun. Cumhur İttifakı yıkılsın ne olursa olsun. Başka bir şey var mıydı? Hayır. Değerli arkadaşlar biz de faniyiz. Sizler iş başına getiriyorsunuz. Hizmet ediyoruz. Vatandaş derse ki müsaade edin. Başımızın üstüne. Ne diyeceğiz ona? Ancak siz gelirseniz ne yapacaksınız kardeşim hadi bir cümle söyleyin. Yıkım çetesi gibi. Yapmak zor arkadaşlar. O yüzdendir ki biz yapma tarafındayız bu işin. Durmadan çalışıyoruz. Gece gündüz demeden çalışıyoruz” ifadelerine yer verdi.

“Burası son yüzyılın bir sığınma coğrafyasıdır”

Anadolu coğrafyasının dünyanın en eski yerleşim yerlerinden birisi olduğunu, Türkiye’nin en kadim şehirlere sahip olduğunu söyleyen Bakan Özhaseki, “Cennet gibi bir vatanımız var. Allah’a hamdolsun. Ve özellikle de şunu söylemem lazım. Son yüzyılın burası bir sığınma coğrafyasıdır. Balkanlar’da daralan ne kadar mazlum millet varsa Boşnaklar dahil, Komaklar, Gürcüler dahil bizim oradaki kardeşlerimiz hep bu coğrafyaya gelmişler. Karadeniz ötesindeki Çerkez Kavimleri, Gürcü kardeşlerimiz buraya gelmişler. Ülkemizin doğusundaki Ahıskalı kardeşlerimiz güneydekiler hep bu coğrafyaya gelmişler. Bir olmuşuz, beraber olmuşuz. Etle tırnak gibi olmuşuz. Hamdolsun. Devletimizi kurduk. Ve gittikçe de büyüyoruz. Bayrağımız dalgalanıyor. Ezanımız okunuyor. Allah’a hamdolsun. Böyle bir güzel ortamımız var. O yüzden hiçbir yerde kimsenin kökenini konuşmamak lazım. Aşağıdandı yukarıdandı kuzeyden de, doğudandı, batıdandı. Asla denemez. Çünkü kimse bu dünyaya gelirken Cenabı Allah’a dilekçe vererek gelmiyor. Yüce takdir istediği yerde, istediği zamanda, istediği anneden babadan dünyaya getiriyor. Önemli olan ne? Adamlık, Çalışmak, hizmet bu milletin duasını almak. Ötesi ne ki? Ötesi hiçbir şey değil. O yüzden biz biriz, beraberiz Allah’ın izniyle” şeklinde konuştu.

“Vallahi billahi tallahi menfaatler olmasın, bir adım bile atmaz bu insafsızlar’

Bu topraklarda fitne odaklarının bitmediğini, dışarıdan tahrikli bir şekilde terör örgütlerinin bitmediğini söyleyen Bakan Özhaseki, çukur eylemlerinde gittiği Cizre’deki diyaloglara dikkat çekerek şu ifadelere yer verdi:

“Ama bu güzel coğrafyanın iki tane de sıkıntılı, kusurlu tarafı var. Her güzelin bir kusuru olur derler ya Bu coğrafyanın da kusuru var. Birisi bir türlü fitne odakları bitmek bilmez. Dışarıdan o kadar tahriklidir ki. İşte onların son elli yılda ürettikleri PKK’sından, IŞİD’ine, FETÖ’sünden, DHKP-C’sine bir türlü bilmez bunlar. Değerli kardeşlerim şuna dikkat edin ama. Bütün bu fitne örgütlerinin tamamını örgütleyen, onları destekleyen okyanus ötesindeki ülke var. Avrupa’dan dost gibi gözüken ülkeler var. Hiçbirisi meşru bir hak arama mücadelesindeki sivil toplum örgütü olarak asla gözükemez bunları. Onlara coniler niye geldiniz buraya diye Niye buraya geldiniz? Niye milyarlarca dolar harcıyorsunuz? Niye çocuklarımızın eline silah veriyorsunuz? Onları dağa gönderiyorsunuz. Ortalama dağda ömür üç sene. Sonra dönüp kurşunlar bize sıkılıyor. Kardeşliğimizi dinamitliyorsunuz. Asıl o conilere sorun. Bana niye soruyorsunuz? Ben hizmet için geldim buraya dedim. Herhalde diyorsunuz ki o okyanus ötesinden gelenler var ya insanlık getirecekler, eşitlik getirecekler. İnsan haklarını burada iyileştirecekler. Öyle mi diyorsunuz? Vallahi billahi tallahi menfaatler olmasın, bir adım bile atmaz bu insafsızlar. Bir adım bile Nereye gittiler de şimdiye kadar iyilik götürdüler? Nereye gittiler de hayır götürdüler? Her gittikleriyle şer götürdüler, kan götürdüler, gözyaşı götürdüler. Evet, oralarda bu mücadeleyi Allah’a hamdolsun veriyoruz. Hiç endişeniz olmasın” ifadelerine yer verdi.

“Türkiye’de kırılmamış 500 civarında fay hattı var”

Son yüzyıl içerisinde denizlerde ve karada meydana gelen 6 ve üzeri deprem sayısının 231 olduğunu, halen Türkiye’de kırılmamış 500’e yakın fay hattı olduğunu söyleyen Bakan Mehmet Özhaseki şöyle dedi:

“Cumhur İttifakımız da bizim kararımız net. Sağ olun. Amacımız belli. Özümüz belli, sözümüz belli elhamdülillah. Çok şükür. Bir başka kusurumuz daha var bu coğrafyada arkadaşlar. O da depremsellik. Ne yapalım? Son yüzyıl içerisinde bu coğrafyada denizlerimizde ve karada meydana gelen deprem sayısı altı ve üzerinde olanı söylüyorum. Yıkıcı olan deprem sayısı 231. Her sene iki veya üç tane deprem var. Şu anda bile Türkiye’de kırılmamış 500 civarında fay hattı var. Ne zaman kırılacak? Nasıl kırılacak? Nasıl hasar açacak, ne belalar çıkaracak. Emin olun bilemiyoruz. En son yaşadığımız 6 Şubat depreminde de tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin evimiz yıkıldı. 170 bin de iş yeri toplamda 850 bin. Neredeyse on tane Zonguldak demektir arkadaşlar. Zararın büyüklüğünü alayım diye söylüyorum. Maddi zarar yüz milyar doların üzerinde. Manevi zarar mı? Onu ölçecek bir alet daha icat olmadı. Evlerini teslim ettiğimiz kardeşlerimizin yanında gidiyorum. Oturuyoruz bir çaylarını içiyoruz. Biraz sonra o geceyi anlatmaya başlıyorlar. Hem anlatanlar ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Her bir evde mutlaka evlatlardan giden var, eşlerden giden var. Böyle de bir kaderimiz var. Ama Allah’a hamdolsun gece yarısından itibaren Sayın Cumhurbaşkanı ayakta. Bütün ekip ayakta. Ve oradaki bu büyük felaketi biz bir asrın dayanışmasına doğru döndürdük. Naçizane o dönemde ben de genel başkan yardımcısıydım. Belediyelerden sorumluydum. Bütün belediyelerimizi oraya sevk ettik. Orada çalıştık. Gece gündüz demedik.”

“Ne yazık ki CHP’li belediyeler arada bir özel jetlerle gelip selfie çekinip gittiler”

6 Şubat depremleri sonrası 4 bin 333 köyde çelikten evler yaptıklarını, 110 bin kişilik orduyla çalıştıklarını ifade eden Bakan Özhaseki, “Bizler böyle yaparken anlı şanlı koca koca milyonlarca nüfusu olan ne yazık ki Cumhuriyet Halk Partili belediyeler de arada bir özel jetlerle geldiler. Selfie çekindiler, bırakıp gittiler. Allah onların da iyiliğini versin. Bir saniye bile boş geçirmedik. Binden fazla şimdi orada şantiyemiz var. Devletimizle, milletimizle övünelim diye söylüyorum. Yüz binlerce ev yaptırıyoruz. 4 bin 333 tane köyde çelikten evler yaptırıyoruz şimdi. 110 bin kişilik bir orduyla çalışıyoruz. Şehirlerin merkezini yapıyor Altyapılarını yapıyoruz. Ana caddeleri yapıyoruz. Yetmiş altı bin konutu bitirdik. On ay içerisinde oradaki vatandaşlarımıza dağıttık. Bazen kuradan çıkmayınca üzülüyorlar. Diyorum ki kardeşlerim üzülmeyin. Öbür ay çıkar. On, on beş bin konut gelecek ay dağıtacağız. On, on beş bin konut, öbür ay dağıtacağız. Çıkmazsa öbür sefer çıkar. Ama size söz olsun diyorum onlara. Bütün bu evleri bitirip sizler evinize oturuncaya kadar. Dönüp sonra bize Allah Cumhurbaşkanımızdan razı olsun. Cenabıhak sizden razı olsun deyinceye kadar buralardayız. Gitmeyeceğiz ve evlendirip teslim edeceğiz diyoruz. Çok şükür bizler büyük bir Devletiz. Büyük bir milletiz. O günlerde düşünün. Kumbaralarındaki paraları bozdurarak yatıran çocuklarımızı mı dersiniz? Haccını erteleyip AFAD’a hibe olarak veren anne babalarımızı mı dersiniz? Azerbaycan’dan bir kardeşimiz çıkmış. Adı Server Beşilli. Hacı Murat arabası eski mi eski. Battaniye doldurmuş, yiyecek doldurmuş. Ben kardeşlerime yardıma gidiyorum diyor. Böyle bir milletin üyesi olmak, ferdi olmak bizim için bir şereftir. Bunu bilin. Elhamdülillah şimdi de çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

“Ne olur şu kirli dilinizi çekin, depremzedeler üzerinden siyaset olmaz”

Muhalefetin depremzedeler üzerinden siyaset yaptığını ifade eden; tamamlanan evlerin dağıtımına ilişkin iddialarına sert tepki gösteren Bakan Özhaseki, “Ama biz böyle gece gündüz demeden uğraşırken muhalefet tarafından da genel başkanları bize laf atmaya devam ediyorlar. Birisi çıkmış diyor ki, hani nerede evler? Bir tane bile teslim etmediler. Karnesini söylüyorum hükümetin, sıfır, sıfır. Kocaman bir genel başkan. Öbürü çıkmış diyor ki, herhalde diyor bu evlere AKP’lilere dağıtıyorlar. Akrabalarına veriyorlar. Diyorum ki ya ne olur şu kirli dilinizi çekin. Depremzedeler üzerinden siyaset olmaz. Günahtır, ayıptır. İlle de yaptığımız evleri görmek istiyor musunuz? Binden fazla şantiyemizi söz vereceğiz, gezdireceğim size, göstereceğim. Hadi gelin. Ama bir tanesi bile gelmiyor. Ama geriden bu sözleri söylemeye de devam ediyorlar. Bakın karşınızda birisi konuştuğu zaman can kulağı dinleyeceksiniz ki ne diyor adam bir anlayasınız. Sizinle konuştuğunuz zaman kulağınız duyacak ki adam olasınız demiş. Allah bunlara kulak nasip etsin. Ne diyeyim başka ben?” dedi.

“Kimseyi ayırmayacağız da mazeret de üretmeyeceğiz”

31 Mart 2024 tarihinde yapılacak olan Mahalli İdareler seçimlerine dikkat çeken Bakan Mehmet Özhaseki, şunları kaydetti:

“Bir yerel seçim arifesindeyiz. Yerel seçimin de özelliği şu. Elbette bizler bir taraftan başkanımızın yaptıklarına dikkat ederiz. Bundan sonra da hizmetlerini sevdiysek devam ettiririz ama yerel seçimlerde verilen karar şundan dolayı önemli. Biz geleceğimizi oyluyoruz. Şehrimizin hizmetine oyluyoruz. Bundan sonra yapmak istenilen işleri oyluyoruz bir noktada. Yavrularımızın geleceği için oy kullanıyoruz. Elhamdülillah bizde 1994’te Cumhurbaşkanımız İstanbul’da naçizane Anadolu’da ben de Kayseri’de adaydım. O gün çıktık dedik ki biz hizmet edeceğiz. Eski o ideolojik takıntılı belediyecilik anlayışlarını asla dönüp bakmayacağız. Gece gündüz demeden çalışacağız. Bizler kimseyi ayırmayacağız de mazeret de üretmeyeceğiz. Böyle diyerek çıktık. Ve çok şükür o yıldan bu tarafa hala hizmet etmeye devam ediyoruz. İnsan odur ki bıraka bir eser eseri olmayanın yerinde yeller eser. Buna inanmış insanlarız bizler. Çok şükür burada da Ömer Selim kardeşimle beraber çok hizmet Genel merkezdeyken de bakanlıkta da kapıdan hiç ayrılmayan birisi var. Ömer Selim. Her seferinde gelir. Mutlaka bir şey ister ve koparır. Alır buraya getirir. Yapılan çalışmaları sizler de biliyorsunuz zaten hem genelde hükümet olarak hem de yerelde Allah’a hamdolsun çok hizmet ettik.”

“Önümüzü kesiyorlar, her numarayı yapıyorlardı”

Kayseri’de beş dönem hizmet ettiğini ve oyunu arttırdıkça çalıştığını; buna rağmen önüne engeller çıkartıldığını söyleyen Bakan Özhaseki, “Burada bir şey daha vurgulamam lazım. Ben yirmi seneden fazla beş dönem üst üste Kayseri’de hizmet ettim. Allah razı olsun Kayserili hemşerilerimiz oyumu arttırdıkça ben de deli gibi çalıştım. Herkes buna şahit orada. Yirmi seneden fazla sürdü. İlk günlerde muhalefetteydik. Önümüzü kesiyorlardı. Her numarayı yapıyorlardı. Biz de sessiz çalışmaya devam ediyorduk. Büyük projelerimiz vardı. O büyük projeler için hiç izin alamamıştım. Yani Erciyes Kayak Merkezi yaptırmak istiyorum. Hayır diyorlardı. Param var benim. Raylı sistem getireceğim. Sizden kredi de istemiyorum. Lütfen bana bir izin verin diyordum. Hayır diyorlar bunların hepsinin yazılarını saklıyorum ben. Kızılırmak’ın üzerine baraj yaptırıyorum. Ruhsatını verin. Hayır diyorlardı. Stadyum bak eskimiş dökülüyor. Ben belediye başkanı olarak stadyum yaptıracağım. Sizden de para istemiyorum. Bana izin verin diyorum. Hayır diyorlardı. Ne kadar büyük Varsa hepsine hayır demişlerdi. Ama ne zaman ki iki bin ikide AK Parti iktidara geldi? Cumhurbaşkanımız iş başında. Bütün projeleri tek tek götürdüm. Daha bir kuruş istemediğim halde önüme açıldığı için şehri büyütecek devasa projeleri biraz da tabii ki ağamıza güvenip sırtımızı yaz yola çıkıp yaptık Allah’ın izniyle” ifadelerine yer verdi.

“İktidar gücü başka, onu kullanmak lazım”

Bakan Özhaseki, “İktidar gücü başka. Onu kullanmak lazım. Oradaki insanlardan fırsatlardan istifade etmek lazım. Burada da Ömer Selim Bey kardeşime sizler izin verirseniz önünü açarsanız, onu desteklerseniz Allah’ın izniyle ben de buranın bir evladı olarak elimden ne geliyorsa yapacağım. Söz veriyorum sizlere. Bu fırsatı kaçırmayalım. Eğer sizin desteğiniz olursa sonuna kadar bütün projelere destek vermeye söz veriyorum. Sizler de buna şahit olun inşallah” dedi.

Bakan Mehmet Özhaseki ve Cumhur İttifakı üyeleri mitingin sonunda hatıra fotoğrafı çektirerek mitinge katılanlara karanfil dağıttı. Bakan Özhaseki, 31 Mart yerel seçimlerinde Cumhur İttifakı adayı Ömer Selim Alan için destek istedi.