26.Bölge Kastamonu-Çankırı-Karabük Eczacı Odası Başkanı Ecz. Ümran Pelenkoğlu; İlaçta Taban Fiyat Uygulamasının 1 Ekim tarihi itibariyle başladığını belirterek, bu uygulamanın yeni mağduriyetler ortaya çıkaracağını söyledi.
Bu uygulama ile ilgili olarak Üst Birlik tarafından Danıştay’a dava açıldığını ifade eden Peleknoğlu yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi:
“Sağlık dönüşüm programı ile on yıldır uygulanan politikalarla sağlığa erişimin kolaylaştığı bir gerçektir. Ama bu süreç içinde sürekli kısıtlamalar getirilmiştir. Özellikle 2009 yılında Global Bütçe uygulamasına geçilmiş, yani sağlık hizmetine genel bir harcama sınırı getirilmiştir. Eczane ve sağlık çalışanlarının koşulları ağırlaştırılırken, halkımızın sağlığı için cebinden ödediği miktarda da gün geçtikçe artmıştır. Biz eczacılar ise vatandaşın ödeyeceği bu ücretler için tahsildar konumuna getirildik. Halen devam eden uygulamalarla devlet adına topladığımız ücretler eczacıların faturalarından kesilmektedir. Şu anda vatandaşın cebinden ödediği ücretlerin ayrıntıları şu şekildedir.
Muayene ücretleri (5 TL)
Reçete ücreti (3 TL)
Kutu başı ilave reçete ücreti (Üç kutudan sonra her kutu için 1 TL)
İlaç katılım payı (Yüzde 10-20)
Eşdeğer ilaç fiyat farkı
İşte 1 Ekim 2014 yani bugünden itibaren Taban Fiyat Uygulaması ile hastaların ödediği eşdeğer ilaç fiyat farkı yükselecektir. Kalp, Tansiyon, Mide, Şeker, Astım hastaları kullandıkları bir sürü ilaç için daha fazla para ödeyeceklerdir. İlaç fiyatları yükselmeyecek, fakat Sosyal Güvenlik Kurumu piyasadaki en ucuz eşdeğer ilacı ödeyecektir. Doktor başka ilaç yazdıysa hasta farkını verecektir. Bu uygulamadan etkilenen 15 kalem etken maddeyi içeren ilaçların, toplam tüketimdeki oranı %5’dir. Fakat Sosyal Güvenlik Kurumu yaptığı açıklamada bu ilaçların adedinin çoğalacağını ifade etmektedir. Yani önümüzdeki süreçte bu oran artacaktır. Bugün hastalar bu 15 kalem etken maddeyi içeren ilaçlar için önceden ödedikleri ilaç fiyat farkına ilave olarak, ilacına göre değişen %20 ile %120 oranında ilave ücret ödeyeceklerdir. Kurumun açıklamasına göre bu uygulama ile totalde 400 milyon TL civarında bir rakam vatandaş tarafından ödenecektir.
Ülkemizde asgari ücretle geçinen milyonlar ve emeklilerimizin maaşları düşünüldüğünde vatandaşın yükünün taşıyamayacağı boyutlara ulaşacağı bir gerçektir. Sağlıkta sosyal devlet anlayışından sürekli uzaklaşılan bu uygulamalarla, vatandaşla eczacı karşı karşıya bırakılmaktadır. Yaşanacak bu yeni mağduriyetin sorumlusunun da eczacılarımız olmadığını bir kez daha ifade etmek isterim. Zaten üst birliğimiz Türk Eczacılar Birliği tarafından da hastalarımızı korumak için bu uygulamaya karşı Danıştay da dava açılmıştır.”