Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

HİÇ BİR BAŞARI TESADÜF DEĞİLDİR! “FİLYOS VE MEGA PROJE”

Köşe Yazıları Yayın: 02.01.2023 10:01
HİÇ BİR BAŞARI TESADÜF DEĞİLDİR!  “FİLYOS VE MEGA PROJE”

Filyos limanının  yapımına 2016 yılında başlanmıştı. 2021 yılı Haziran ayının başında hizmete açıldı. limanın yapılmasının ne kadar isabetli bir karar olduğunu  şimdi daha iyi anlıyoruz.

Bölgede; binlerce insan geceli gündüzlü çalışıyor. Olağanüstü bir çaba ve emek var. Başarı kolay gelmiyor.

Filyos açıklarındaki son keşifle birlikte bölgede, toplamda 710 milyar metreküp doğal gaz rezervine ulaşıldı. Çıkarılan gazın karaya ulaştırılması, bölgedeki faaliyetlerin yürütülebilmesi bu liman sayesinde oluyor!

Zamanlama ancak bu kadar isabetli olabilirdi.

Filyos limanı; bir anlamda, ülkenin mega enerji projesinin alt yapısı niteliğindedir.

Liman; hem bölge hem de ülke için muazzam bir lojistik merkezi projesidir.

Sadece Zonguldağın değil, başta Karabük ve Bartın olmak üzere tüm batı Karadeniz ve iç anadolunun ana ihracat merkezidir. Öneminin her geçen gün daha da artacağına hiç şüphe yok!

Filyos; Zonguldak ilinin, Çaycuma ilçesine bağlı küçük bir sahil beldemiz.

Ilgaz dağının eteklerinden doğan Araç çayı Karabük’te soğanlı çayı ile birleşir,  Yenice’de Filyos çayı ismini alır. Filyos’a ismini veren bu çaydır.

Karadeniz’in çok az bilinen bu sahil beldesinin nüfusu 5 bin civarında. Doğal gaz keşfi ile Filyos ismini artık tüm Türkiye,  hatta dünya biliyor.

Çocukluğumuzda; hafta sonları, Karabük’ten, kara trenle Filyos’a denize giderdik. Adım attığın anda derinleşen bir denizi ve uzun bir sahili vardı.

Tüm dünyanın dikkatini çeken Türkiye’nin bu mega enerji projesine rakamlarla bir göz atalım.

Yaklaşık 5000 kişinin gece gündüz çalıştığı dev bir proje. Denizin 2200 metre altına enerji üssü kuruluyor. Deniz tabanına inşa edilen bu enerji üssündeki 10 kuyuya; kuyubaşı vanaları yerleştiriliyor. Bu vanaların her birinin ağırlığı 65 ton civarında. Deniz tabanına yerleştirilen kontrol ünitesi ise 260 ton. Gaz denizin tabanından 2000 metre daha aşağıdan tabandaki enerji üssüne gelecek ve oradan kıyıya boru hattıyla taşınacak. Gazın çıktığı alan kıyıdan 170 km açıkta ve deniz yüzeyinden 4200 metre aşağıda. Gazı kıyıya ulaştırmak için döşenen boruların herbiri 12 mt. boyunda. Bu borular Castorone isimli gemi tarafından tek tek deniz tabanına döşeniyor….

Öncesinde, deniz tabanındaki engebeli zemin traşlanıyor. İşin zorluğuna bakar mısınız?!

Keşfedilen gazın 2023 yılının Mart ayı sonunda mevcut sisteme dahil edileceği söyleniyor. Konutlarda ülkenin 30-40 yıllık ihtiyacını karşılayacak büyüklükte bir proje. Maddi değerinin 1 trilyon dolar olduğu ifade ediliyor.

Karadeniz gibi çok hırçın bir denizden bu gazın çıkarılmasının zorluklarını tahmin edersiniz. Çok özel ekipman, teçhizat ve ileri teknoloji gerektiren bir projeden söz ediyoruz.

Bu tip büyük projeler; vizyon gerektirir. Arkasında kararlı bir siyasi irade olursa başarıya ulaşır. Yıllar önce Filyos limanı yapılmamış olsaydı. Bugün, bu gazı karaya ulaştırmak mümkün olmayacaktı!

Bu başarı tabiiki tesadüf değil. 4 derin sondaj gemisine sahibiz. Fatih, Yavuz, Kanuni ve Sultan Abdülhamid. Öte yandan Barbaros Hayreddin Paşa ve MTA Oruç Reis adında da iki sismik araştırma gemimiz var. Bunlara sahip olmasaydık bu güzel neticeye ulaşabilir miydik?

Muhalif olmak; ülke yararı sözkonusu olduğunda, takdir etmeye engel olmamalı. Muhalefet yapıcı olmalı. Doğruya doğru yanlışa yanlış diyebilmeliyiz. Bu ülkede en çok ihtiyacımız olan ilkeli siyaset!

Haber kamuoyuna müjde olarak verildikten sonra muhalif kanattan “Sıkıştıkça gaz çıkartıyorlar”

“Her seçim öncesi bu tür haberler çıkar”, “Yalan”… gibi tuhaf yorumlar gelmeye başladı!

“Çıkarılan gazın yarısına yabancılar ortak” diyenlerde var. Sakarya bölgesindeki gazın tamamı millidir. Sadece, 2008 yılında sisteme alınan Akçakoca bölgesindeki gazın % 49’u yabancı bir ortağa aittir.

Savunma sanayiindeki muhteşem başarılara da bu tür acımasız eleştiriler yapıldığını görüyoruz.

İşin tuhafı; bu eleştiri ve ithamlar hep aynı odaklardan geliyor.

Muhalefet akılcı olmalı, akla mantığa dayanmalı.

En azından; bölgede  çalışan binlerce insanın emeğine biraz saygı lütfen!

Söz konusu olan vatansa;

“Çok daha büyük keşiflerin müjdelerini duymak umuduyla, başta siyasi irade olmak üzere, emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.” diyebilmeliyiz.

Paylaş:

2 kişi görüş bildirdi

  1. hayati Çelenk

    İlyas Bey, yazınızı zevkle okudum. Ülkemizdeki gelişmeleri kaleme almanızı da takdir ettim, istediğimiz muhalefeti çok güzel anlattınız. Müsaadenizle, mütevazilik yapmadan Filyos limanı hikayesinin geçmişi ile ilgili yaşadıklarımdan bahsetmek istiyorum. Filyos limanı hikayesi çok önceden başlar. O zamanlar Kastamonu DSİ’de Bölge Müdür Yardımcısı olarak görev yapıyorum. Ankara’da o zamanki DHL (Demiryolları, Havalimanları, Limanlar İnşaatı) Genel Müdürlüğünde Filyos Limanı ile ilgili toplantıya çağırdılar. O zaman Zonguldak Valisi Yavuz ERKMEN’di. Toplantıda Filyos Limanının önemini konuşuldu. Ancak Filyos Nehri ıslahı olmadan bu limanı yapamayacaklarını belirttiler. DSİ Genel Müdürlüğünden yetkili bir Daire Başkan Yardımcımız “Üst havzadaki barajlar ve sel kapanları yapılmadan bu taşkın korumayı yapamayacağımızı, Araç, Andıraz, Aktaş, Çay barajları ve birçok sel kapanlarının yapılması gerektiği, bu barajlar yapıldığında 150 metre yatak genişliği, yapılmadığında ise 300 metre genişliği olması gerektiğini, bu barajlar yapılmadan yapılması gereken 300 m yatak genişliğinin ise ekonomik olmadığını” söyledi. Toplantıda verilen arada bu kişinin yanına giderek “Abi, senin dediğin yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal, ne yani biz bu barajlarımı bekleyeceğiz” dediğimde, 300 metre genişlikte çok alan kaybı olacağını ve bunu kabul etmeyebileceklerini söyledi. DHL Genel Müdürlüğü bu alanda 4.5 milyon metrekare alan kamulaştırmış, yıllardır da liman yatırımını yapamıyordu. Yapacağımız taşkın koruma uzunluğu 5 km olup 300 metre yapıldığında alan kaybı ise 750 bin metrekare olacaktı. Zonguldak Valisi Yavuz ERKMEN’in yanına gittim, “Sayın Valim 300 metre yapıldığında 750 bin metrekare alan kaybı var, ne dersiniz” dedim. bana cevabı kayıp olacaksa olacaktır, bizim bu konu da itirazımız yok” dediğinde, doğup büyüdüğüm, bu liman Karabük için önemli olduğundan, beni yetiştiren Karabük’e vefa borcumu ödemek için Kurumumu, taşkın korumanın 300 metre yatak genişliği olacak şekilde yapılması için ikna ederek yatırıma aldırdık. Hızlı bir şekilde ihalesi ve de inşaatını yaparak DSİ görevini tamamladık. İnşaat sırasında yaşanan türlü zorlukları anlatsam hikaye uzar. Sadece yapılan seddelerden su sızmaması için Türkiye’de ilk uygulama olacak olan Jeotekstil kil örtü uygulamasını belirtmek isterim. Bu taşkın koruma yapısı yapılan liman yanında belki küçük kalır, ancak yıllardır limanın yapılmasına engel bir unsurdu. Sizin bu yazınızı okuyunca mütevazilik yapmadan bu hikayeyi anlatmak istedim. Ne kadar doğru bir iş yapmışım şimdi daha çok anlıyorum.

    1. İlyas Erbay

      Yorumunuz için çok teşekkür ederim Hayati bey.
      Filyos limanı için çok önemli katkılarınız olmuş. Yazımın başlığında “Hiç bir başarı tesadüf değildir” demiştim. Sizin ısrarlı çabalarınız olmasa, emek veren onca insanın çabaları olmasa, siyasi irade bu işin arkasında kararlı bir şekilde durmasa bu liman belkide hiç yapılmayacaktı. Emeği geçen herkesi saygıyla selamlıyorum.

      Ülkemiz çok daha güzel işlere layık. Ne mutlu emegi geçenlere, ne mutlu ülkemiz için yapılanları görebilenlere

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Tokat’ta 4.1 büyüklüğünde ikinci deprem

Dünya Yayın: 20.04.2024 08:24
İhlas Haber Ajansı

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Tokat’ın Sulusaray ilçesinde 4.7 büyüklüğündeki depremin ardından 4.1 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldiğini açıkladı.

AFAD’ın açıkladığı bilgilere göre saat 01.06’da meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki depremin ardından Tokat’ın Sulusaray ilçesinde saat 02.35’te 4.1 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. Depremin derinliği ise 7 kilometre olarak ölçüldü.

Paylaş: