Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

GAZİLİK NEDİR? GAZİ KİME DENİR?

Köşe Yazıları Yayın: 18.09.2017 09:38

‘’Şehit Nurlanmış, Gazi Onurlanmış Askerdir.’’

Sakarya meydan muharebesinin kazanılmasının ardından T.B.M.M; 19 Eylül 1921 tarihli 79’uncu oturumunda almış olduğu karar, 153 No’lu kanunla; Türk Milletinin bağımsızlık mücadelesinin önderi ve devletimizin kurucusu, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’e, mareşal rütbesi ve gazi unvanının verilmesini kararlaştırmıştır.

Bu rütbe ve unvan Yüce Atatürk’e, Büyük Türk Milletinin gönlünden kopup gelen o engin sevgisinin de, tarih sayfalarına yansımasıdır.

İşte o tarihten bugüne;  ’19 Eylül tarihi, Gaziler Günü’ olarak kutlanmaktadır. Savaş meydanlarının en büyük rütbesi şehitliktir. Ama Gazilik de bu rütbeden sonra gelen en ulvi değerlerimiz arasındadır.

Yüce Türk Milletinin yüksek menfaatleri, ülkemizin bölünmez bütünlüğü, şanlı bayrağımızın ebediyete kadar gönderde dalgalanması, minarelerimizden duyulan ezan seslerinin kulaklarımızdan eksilmemesi için vatan ve vazife uğruna seve, seve ölüme giden bu aziz milletin evlatlarından savaş meydanlarında hayatta kalanlarına 1005 sayılı yasa uygulanır.

 Yüce dinimiz İslam, Gazi için şöyle der:

”Gaza eden kişidir. İlahi Kelimetullah için cihada giden, savaşan, Allah yolunda, Allah rızası için mücadele eden Müslüman askerlerden dönenlere gazi denildiği gibi, Savaşta büyük yararlılıklar gösterenlere de gazi unvanı verilir. İslami sözlüklerde gazilik: ”Savaşa katılan kişi” hakkında kullanılmasına rağmen, savaşa katılan ve sağ olarak dönenler için de kullanılan ulvi bir unvandır. İslamiyet’in dili Yüce kitabımız Kuran-ı Kerim, müminlere şu buyrukla seslenmiştir:

”De ki: Bize iki iyilikten, ‘gazilik ve şehitlikten’ başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz?” (et Tevbe, 9/52) Bu ilahi emir asırlar boyunca halk arasında, ”Ya gazi, ya şehit”, ”ölürsem şehit, kalırsam gazi” şeklinde kullanılmıştır.

‘’MUHARİP GAZİ: Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarından harbe fiilen katılanları ifade eder.

MALUL GAZİ: Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarından; Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırlarını korumak ve güvenliğini sağlamak görevi ile harpte veya devletin bekasını hedef alan terör örgütlerine karşı yurtiçi ve yurtdışı mücadelede her çeşit düşman veya terörist silahlarının tesiriyle veya harp bölgesindeki harekât ve hizmetler sırasında, bu harekât ve hizmetlerin sebep ve tesiriyle yaralanarak tedavileri sonucunda sakatlığı rapor ile kesinleşenleri ifade eder.

GAZİ, bir Kahramandır. Cumhuriyetimizin en büyük Gazisi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, yaşayan canlı temsilcisidir.(Kaynakça Türkiye Muharip Gaziler Derneği Genel Merkezi web sayfası)’’

Devletimizin kurucusu Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’te ‘Gazi’ unvanı ile anılmaktan büyük bir gurur duyduğunu ifade buyurmuşlardır.

Yüce Türk Milletini birbirine bağlayan değerlerin başında, tarih sayfalarına altın harflerle yazılan nice kahramanlıklar; vatan topraklarımız, ay yıldızlı bayrağımız uğruna ödediğimiz kan ve can bedeli gelir.

Bütün mazlum milletlere örnek olan bağımsızlık savaşımızdan tarihe mal olmuş yüzbinlerce İstiklal savaşı gazimizden ne yazık ki, günümüzde hayatta kalanı yoktur. Ancak onların vatanımıza sadakatle bağlılıklarının en önemli göstergesi olan İstiklal Savaşı Madalyalarını gururla taşıyan aileleri; devletimizin kuruluşunu anlatan o önemli dönemin temsilcileridirler.

Ayrıca 50’li yıllarda dünya barışına katkı sağlamak adına katıldığımız Kore Savaşlarında Mehmetçiğin savaş meydanlarındaki yiğitliğini, korkusuz yüreğini bir kez daha dünya devletlerine gösteren;

Devletimizin milli menfaatini savunmak, milletimizin ayrılmaz parçası Kıbrıs Türk Halkının Rumlar tarafından topyekûn imha edilmesine mani olmak için ata yadigârımız Kıbrıs adasında 20 Temmuz 1974 yılında yaşanan her iki harekâta da katılarak, ‘Muharip Gazi’ unvanı alan on binlerce yurttaşımızdan günümüzde hayatta kalanlarının sayısı 30 bin civarındadır. Ben de Kıbrıs Gazisi olmanın gururunu taşıyanlardanım.

Bu gerçeğin yanı sıra 1984 yılından günümüze ülkemizin yaşamış olduğu P.K.K terör belası nedeniyle, T.S.K’da rütbeli rütbesiz binlerce evladımız, Emniyet teşkilatımızda güvenlik güçleri mensuplarımız,  korucularımız;

Ve en nihayetinde 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan; hain Fetö terör örgütü mensuplarının ülkemizi ele geçirmek adına girişmiş oldukları o alçak darbe teşebbüsüne göğüslerini siper ederek mani olan vatan evlatlarımızdan şehit ve gazi olanları da değerlendirdiğimizde;

Ülkemizin huzuru, güvenliği, bölünmez bütünlüğü için verilen mücadelede yaralanan, çeşitli uzuvlarını kaybeden bu yiğitlerin binlercesi:

‘Malul Gazi’;  Ay Yıldızlı Al Bayrağımız, Vatanımız, Milletimiz, Devletimiz için gözünü kırpmadan hayatlarını seve, seve feda eyleyenlerimiz de; ‘Aziz Şehitlerimiz’ olarak anılmaktadır.

Bu noktada özellikle son dönemde ilgili kanunda yapılan değişiklikle ”Gazi” ve ”Şehitlerimiz” ve onların birinci derecede kan bağı olanlarına daha önce verilen, bu unvanı gösteren örneğin: ”Gazi”, ”Gazi Eşi”, ”Şehit Eşi” vb. kimlik kartları yerine; günümüzde bu kavramlar, tek bir tanıtım kartında toplanmış olup;

”Şehit yakını/Gazi/Gazi Yakını/ Vazife Malulü/ Yakını” yazan tanıtım kartlarının T.C Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca düzenlenmesi, dağıtımının yapılması; kimin, hangi sıfatı taşıdığı belli olmayan bir karışıklığa neden olmuştur!

Yine basına düşen haberlere göre, Genelkurmay Başkanlığının ‘Gazi’ ve ‘Şehit’ tanımı ayrımını açıkça yaptığı, ancak siyasi otoritenin bu ayrımı dikkate almadığı ifade edilmiştir! Böylesi bir uygulama neden yapıldığı anlaşılmış değildir!

Bu önemli kavramlara sahip olanlara, devletimizin yasalar gereğince yapmış olduğu maddi yardımların, Şehit yakınlarına, Muharip ve Malul Gazilere verilen aylıkların ne denli farklılıklar gösterdiği ise ayrı bir yazı konusu olup; bu önemli hususun yeniden ele alınması, düzenlenmesi, yasa koyucunun önemli ve öncelikli görevi olmalıdır.

Günümüz Türkiye’sinde yaşanan her türlü olumsuzluğa rağmen..!

Vatan savunmasında milletimizin gönlünde taht kuran nice kahramanlarımızın,

Vatan ve vazife uğruna ter dökerek, kol bacak, göz feda ederek, can vererek; ‘Gazi ve Şehit’ olanlar,

Kimliğindeki ay yıldızı gururla taşıyanların,

Asil Türk Milletinin ferdi olmanın onurunu bilenlerin,

Bir ve beraber yaşamamızın gücüne inanların varlığı;

Vatan bellediğimiz bu topraklarda milletçe sonsuza dek yaşamaya devam edeceğimizin en önemli güç kaynağı olmaya devam edecektir.

 Vatan sevdası uğruna gözünü kırpmadan hayatlarını seve seve feda eden tüm Şehitlerimizi minnetle yâd ediyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.

Aynı rütbeyi taşımaktan gurur duyduğum tüm Gazilerimizden hayatta olmayanlara rahmet,  kahramanlık abidesi olarak yaşayan nice Gazilerimize sağlık ve huzur dolu bir yaşam diliyorum. Vatan onlara minnettardır.

Büyük Türk Ulusunun 19 Eylül Gaziler günü kutlu olsun.

 

Atilla Çilingir

www.atillacilingir.com

www.biyografi.info/kisi-atillacilingir

19 Eylül 2017

 

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

CHP’de Eski Başkanlardan Karadağ’a Destek

Manşet Yayın: 29.03.2024 12:53
CHP’de Eski Başkanlardan Karadağ’a Destek

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) eski Başkanları dargınlıkları ve küskünlükleri bir kenara bırakarak eski Başkan Av. Erdoğan Dinçel’in organize ettiği İftar programı ile bir araya gelerek Başkan Adayı Bayram Karadağ’a tam destek verdiler.

İftar yemeyi sonrası bir konuşma yapan Erdoğan Dinçel,  Pazar günü Türkiye ve Karabük için çok önemli bir seçime gidileceğini ifade ederek, “Genelde, ekonomik politikalar nedeniyle ülkemizin büyük sıkıntılar içinde olduğu, yerelde ise 15 yıldır boşa geçirilen bir dönemi geride bırakarak, bir yerel seçime gidiyoruz. Bizim için önemli olduğu gibi, ülkemizin bundan sonraki siyasi şekillenmesi açısından da son derece önemli bir seçim olacak. Sadece bir yerel yönetim seçimi olmaktan ziyade, önümüzdeki dönemde Cumhuriyet değerlerinin yerle bir edileceği bir anayasa değişikliğine yol açabilecek sonuçlar doğurması açısından ve bunun engellenmesi açısından son derece önemli bir seçime gidiyoruz. Bizler eski il ve ilçe başkanları olarak, 70’li yıllardan sonra belki de ilk defa Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir bütünlük içinde seçime girmesini sağlamak ve bu seçimden zaferle çıkabilmek için, güç birliği yapmaya ve adaylarımıza tam destek vermeye karar verdik. Baştan beri bu düşünce içindeydik ama bunu siz basın mensuplarının önünde kamuoyuna bir kez daha açıklamak istedik” dedi.

“KARABÜK  OLUMSUZ GELİŞMELERLE ANILMAKTA”

Karabük’ün  son yıllarda önemli icraatlarla ve olumlu gelişmelerle anılmaktan ziyade, ne yazık ki Türkiye’de çok olumsuz gelişmelerle gündeme oturduğunu belirten Dinçel; ” Sayın Belediye Başkanın göreve başladığı günlerde kendi yaptığı alt geçitte yağan yağmurlarda mahsur kalmasıyla Türkiye gündemine oturan Karabük, geçtiğimiz aylarda bir üniversite öğrencisinin cinayetiyle tekrar Türkiye gündemine oturdu. Ve bugünlerde ne yazık ki yine bir üniversite rezaleti ile Türkiye’nin gündeminde. Karabük çok daha güzel şeylerle anılması gerekirken, maalesef çok büyük olumsuzluklarla ülke gündeminde anılmaya başladı. Türkiye Karabük’ü konuşurken, bütün kanallarda Karabük tartışılırken, Karabük’le ilgili doğru yanlış pek çok şey gündeme taşınırken, ne yazık ki Karabük’teki sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, milletvekilleri, tartışmasız hepsi, bunu gündemlerine alarak, gündeme getirerek, bir eleştiri, bir özeleştiri veya bir açıklama, bir kınama yapmadıklarını görmekten son derece üzgünüz. Türkiye Karabük’ü konuşurken, Karabük başka yerlere bakıyor” dedi.

“VERGİLİ REKTÖR POLAT’A TAM DESTEK VERİYORDU”

Karabük Üniversitesi ile ilgili “Karabük Üniversitesini rezil ettiler”  şeklinde açıklama yapan Belediye Başkanı Rafet Vergili’yi hedef alan Dinçel, “Sayın Belediye Başkanımızın geçtiğimiz günlerde bu konu ile ilgili ‘Karabük Üniversitesi’ni rezil ettiler’ şeklinde bir açıklaması var. Karabük Üniversitesini bugünlere taşıyan, şimdi büyük eleştiriler yapılan eski Rektör Sayın Polat tartışılırken, görevden alınacağı konuşulurken Başkanın ‘Ben rektörümüze sonuna kadar kefilim ve ona güveniyorum’ dediği günleri unutmadık. Şimdi bu olumsuzluktan ‘Karabük Üniversitesini rezil ettiler’ diyerek sıyrılamazsınız. Bunda Cumhur İttifakının, ikisinin de sorumluluğu vardır. Hadi sorumlular konuşmuyor da, muhalefet neden konuşmuyor, onu da bilemiyorum. Bundan son derece üzgünüm” diye konuştu.

Erdoğan Dinçel’in konuşmasının ardından, Karabük Belediye Başkan Adayı Bayram Karadağ’da bir konuşma yaparak, desteklerinden dolayı bütün partililere teşekkür etti.

Düzenlenen programa, CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, İl Başkanı Vedat Yaşar ve Merkez İlçe Başkanı Ali Yavuz’un katılmaması ise dikkatlerden kaçmadı. (Ramazan Öztürk)