Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

“Eczacı Kişisel Sağlık Verilerinin Güvencesidir!”

Sağlık Yayın: 29.10.2017 19:22
“Eczacı Kişisel Sağlık Verilerinin Güvencesidir!”

26.Bölge Kastamonu-Çankırı-Karabük Eczacı Odası Başkanı Ecz.İ.Orkun Yılmaz; Son zamanlarda medyaya, hasta verilerinin ilaç firmalarına gönderilmesi koşulu ile ilaçların temin edildiği yönünde haberlerin yansıdığını belirterek, “Söz konusu haberlerde eczacıları zan altında bırakan ifadelere yer verilmiştir” dedi.

Eczacının kişisel sağlık verilerinin güvencesi olduğunu ifade eden Yılmaz yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Öncelikle ifade etmek isteriz ki; Eczacılar Vancouver Etik İlkeleri, Türk Eczacıları Deontoloji Tüzüğü ve İyi Eczacılık Uygulamaları Kılavuzu çerçevesinde ulusal ve uluslararası etik kurallara göre mesleklerini icra eden birer sağlık mensubudur. Eczacı, mesleki faaliyetleri dolayısıyla ve bu esnada öğrendiği sırları açıklayamaz. Hasta hakları, hastanın özerkliğine ve özel hayatına saygı gösterilmesi bağlamında hastanın izni olmadan onunla ilgili bilgiler üçüncü kişilerle paylaşılamaz.
Türk Eczacıları Birliği ve Eczacı Odaları olarak bugüne kadar kişisel sağlık verilerinin korunması yönünde gösterdiğimiz hassasiyet apaçık ortadadır. Daha önce kimi kişi ve kurumlarca kişisel sağlık verilerinin satıldığına dair haberler hakkında defalarca yaptığımız ve yetkilileri göreve davet eden basın açıklamalarımızı tekrar hatırlatmak isteriz. Ayrıca kamu yararını her şeyin üstünde tutan bir meslek örgütü olarak uzun süredir veri mahremiyetinin, kişisel sağlık verilerinin ve hastanın özel hayatının gizliliğinin korunması konusunda diğer meslek örgütleri ile birlikte pek çok çalışmanın içerisinde yer aldık ve almaya da devam ediyoruz.
Bu bağlamda; söz konusu haberlerde geçen eczacılık mesleğinin itibarını karalamaya dönük ifadeleri asla kabul etmediğimizi bildiriyor, bu tür haberlerle eczacıları karalamaya çalışanları gerçekçi haber yapmaya, ilkeli ve basın etiğine uygun davranmaya davet ediyoruz. Türk Eczacıları Birliği olarak dün olduğu gibi bugün de yurttaşlarımızın kişisel sağlık verilerinin ve özel hayatının korunmasını savunmaya devam edeceğimizi ve bu yöndeki her türlü girişimin karşısında yer alacağımızı basına ve kamuoyuna saygıyla ilan ederiz.”

 

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Tarihi kalıntılar ve surlarla kaplı tepe merak uyandırıyor

Kültür Sanat Yayın: 16.04.2024 20:36
İhlas Haber Ajansı

Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinde bin 540 rakımda bulunan ve etrafı surlarla çevrili, mezar ve oda kalıntıları olan Dikmen Tepesi merak uyandırdı. Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Hikmet Haberal, arkeologlara çağrıda bulunarak tepenin incelenmesini ve koruma altına alınmasını istedi.

Orman ve tabiat turizmi alanında ihtisaslaşan Kastamonu Üniversitesi, bu çerçevede çalışmalarını sürdürüyor. Kastamonu’nun turizm rotalarının oluşturulması için keşif gezilerini devam ettiren Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal, son olarak Kastamonu’nun Taşköprü ilçesini ziyaret etti. Taşköprü’de Aşağı Şehirören köyü sınırları içerisinde bulunan bin 541 rakımdaki Dikmen Tepesi, tarihi kalıntılarıyla gizemini koruyor. Bölge insanıyla Dikmen Tepesine keşif gezisinde bulunan Haberal, surlarla çevrili, mezar ve oda gibi kalıntıların olduğunu tespit etti. Haberal, Çorum, Sinop ve Kastamonu sınırlarının kesiştiği ortak bir yerde bulunan Dikmen Tepesiyle ilgili arkeologlarında incelemede bulunmasını talep etti.

Öte yandan, Dikmen Tepesindeki bazı tarihi kalınların, mezar ve odaların defineciler tarafından tahribata uğratıldığı görüldü.

“Arkeologların yapacakları inceleme neticesinde bölgede hangi uygarlıkların yaşadığı tespit edilecektir”

Bölgenin önemine dikkat çeken Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal, “Dikmen Tepesi ilçe merkezine 37 kilometre, köye de 7 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Dikmen Tepesi, bin 541 rakımdadır. Tepe, doğaya, bölgeye, coğrafyaya hakim bir bölgededir. Tepenin etrafına baktığımızda surlarla çevrili olduğunu gördük. Surlar içerisinde oda kalıntıları gördük. Ardından mezar taşları ve mezar kalıntıları gördük. Biz, turizmciyim. Bu yüzden burasını turizme kazandırmaya çalışıyoruz ve Dikmen Tepesini turizm rotası haline getirmeye gayret ediyoruz. Tabii ki Dikmen Tepesi’nde, özellikle arkeologlar ile Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu ve İl Kültür Müdürlüğüne bağlı ekiplerin gelerek incelemede bulunmasını talep ediyoruz. Bizler sadece turizm gözüyle bakarak bölgenin tarihi ve kültürel yönlerini ön plana çıkartmaya çalışıyoruz. Bölgede hangi dönemde hangi uygarlıkların yaşadığını arkeologlar tespit edecektir. Bizler, bulunduğu coğrafi konum ve doğal güzellikleri itibariyle yürüyüş ve trekking rotaları haline getirdik. Kamp ve karavan turizmi yapılabilecek hale getirmeye çalışıyoruz” dedi.

“Bölge, eski uygarlıklardan yaşamın olduğunu gösteriyor”

Tepenin surlarla çevrili olduğunu tespit ettiğini belirten Haberal, “Bölge halkı ile yapılan görüşmelerde, eskiden tepenin etrafında hiç ormanlık alan olmadığını öğrendik. Orman son 100 yıl içerisinde ortaya çıkmış. Bunun neticesinde ormanlık alan tamamen doğayı kaplamış görünüyor. Bizler, tepenin zirvesine doğru çıkarken yaptığımız gözlemlerde 1,5 kilometre uzunluğunda üçgen şeklinde surlarla çevrili olduğunu keşfettik. Zamanla bu surlar yere doğru çökme yapmış. Olduğu gibi surların kalıntıları durmaktadır. Aynı zamanda Dikmen Tepesi’nin üzerinde bir düzlük bulunmaktadır. Bu düzlük alan içerisinde odalardan oluşan bölmeler bulunuyor. Bunların içerisinde kaya mezarı şeklinde değil de normal mezarlar ve mezar taşları gördük. Bunlar bize burada eski bir uygarlığın yaşadığını, eskiden bu bölgede bir yaşam alanının olduğunu ve burada bir yaşam sürdüklerini açık ve net şekilde tespit etmiş bulunmaktayız. Bu da ilgili uzmanların ve arkeologların, Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu ya da Kültür ve Turizm Bakanlığından ilgili personelin Taşköprü’ye gelerek incelemelerde bulunmasını talep ediyoruz. Bizlerin asıl amacı koruyup, kollayıp, sürdürülebilirliğini sağlamak. Amacımız bölgeyi turizme kazandırırken kesinlikle koruma öncelikli hedefimizdir” diye konuştu.

“Turizme kazandırılması için bölgede çalışma yapılmasını istiyoruz”

Bölgenin önemli bir turizm rotası olabileceğine dikkat çeken Haberal, “Dikmen Tepesi’nin etrafında eski uygarlıklardan birçok insanın yaşam sürdüğüne dair kalıntılar bölgedeki coğrafyada mevcut. Mimari ve kültürel özellikleriyle bunu görebiliyorsunuz. Bölgede Roma İmparatorluğu zamanında hüküm sürmüş, daha sonra Osmanlı Devleti ve akabinde Türkler hüküm yaşamıştır. Osmanlı Devleti, Roma İmparatorluğu ve Bizanslıların bir arada olduğu bu topraklarda hakimiyet sürdüğü bu coğrafyada yaşam sürmesi sebebiyle adeta gizemli bir şekilde bizim dikkatimizi çekti. Gizemli bir coğrafya olması sebebiyle doğal güzelliklerin turizme kazandırılması amacıyla yaptığımız gezide bölgede su kaynakları da olduğunu gördük. Kocagöl denilen bir şelale bulunuyor. Dağın eteklerinde tarihi otantik köyler bulunuyor. Bölgede hayvancılık halen devam ettiriliyor. Buranın keşfedilmesi ve turizme kazandırılması için çalışma yapılmasını ve öncelikli olarak koruma altına alınmasını talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

Haberal, bölgenin Çorum ilinin Kargı ilçesi, Sinop’un Boyabat ilçesi ile Kastamonu’nun Taşköprü ilçelerinin kesiştiği bir noktada bulunduğunu ve tepenin zirvesinden Karadeniz’in dahi görülebildiğini kaydetti.