Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Çiçek: “16 Nisan Milletin HAYIR’lı Bir Karar Vereceğine İnanıyoruz”

Gündem Yayın: 10.04.2017 14:41
Yazar:
Çiçek: “16 Nisan Milletin HAYIR’lı Bir Karar Vereceğine İnanıyoruz”

CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek referandum çalışmaları kapsamında Karabük’e geldi.

Parti binasında basın toplantısı düzenleyen CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek’in hedefinde AK Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin vardı. Çiçek, Şahin’in FETÖ ile CHP’yi aynı kareye getirmeyi çalışmasına sert tepki gösterdi

CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek, hem Ergenekon, hem Balyoz davalarında  mağdur olduklarını, o dönemde AK Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin’in Adalet Bakanı olduğunu belirterek, “Duyuyoruz, işitiyoruz, FETÖ ile CHP’yi aynı kareye getirmeye çalışıyor. Bu davalar başladığında “Türkiye Bağırsaklarını Temizliyor” diye  aynı ifade Bülent Arınç’a da aittir. Şimdi ona sormak istiyorum. Türkiye Bağırsaklarını mı temizledi, yoksa FETÖ denen Hain Örgütün önünü mü açtı. Şimdi FETÖ’nün buradaki okulunu açıp, açılış kurdelasını kesip, ilk bağışı yapan siyasetçilerin bu işte hiç günahı yok mu? Ondan sonra demokratik hak ve özgürlükleri savunan, birey hakkını savunan, vatandaşları savunan Cumhuriyet Halk Partisi Mustafa  Kemal Atatürk’ün kurduğu partiye FETÖ’cülüğü yapıştıramazlar, bize yapışmaz” dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek referandum çalışmaları kapsamında Karabük’e geldi.  Milletvekili Dursun Çiçek Parti binasında düzenlediği basın toplantısında Ergenekon ve balyoz davaları sürecini anlatarak, 16 Nisan tarihinde  Milletin hayırlı bir karar vereceğini söyledi.

AK Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin’ini  de FETÖ ile CHP’yi aynı kareye koymakla suçlayan Çiçek;  “Siyaset hikayem biraz farklı vatan görevi için 1976’da yemin ederek Harbiye’ye girdik ve 35 yıl bu görevi başarı ile yapmaya çalıştık. Ancak Kumpas davaları dediğimiz Türk Hukuk tarihine kara bir leke olarak geçen, hukuki cinayeti olarak geçen, hem Ergenekon, hem Balyoz davalarında  mağdur olduk, her iki davanın da sanıklarından biriyiz. Balyoz davasında 16 yıl, Ergenekon davasında da Ağırlaştırılmış Müebbet hapis cezasına çarptırıldım. Ben biliyorum Mehmet Ali Şahin Karabük için önemli bir siyasetçi, bu davalar başladığında kendisi Adalet Bakanıydı.  Duyuyoruz, işitiyoruz, FETÖ ile CHP’yi aynı kareye getirmeye çalışıyor. Ben kendisi hakkında  suç duyurusunda bulunmuştum, bir açıklaması olmuştu Karabük’te.  Bu davalar başladığında “Türkiye Bağırsaklarını Temizliyor” diye aynı ifade Bülent Arınç’a da aittir. Şimdi ona sormak istiyorum. Türkiye Bağırsaklarını mı temizledi, yoksa FETÖ denen Hain Örgütün önünü mü açtı. Daha sonra kendisi bizzat açıkladı Yargıtay İmamı veya Yargıtay’da bir Daire Başkanı dosya hakkında görüş almak üzere Pensilvanya’ya gönderdi diyen kendisi idi. Mutlaka hem şahsımızdan hem bu kumpas davalarının mağdurlarının ailelerinde ki Adalet Şehitlerimiz var hem de Türk Milleti’nden bu geçmişteki yanlış söylemleri nedeniyle bir özür borcu vardır. Karabük’te onun siyaset yaptığı yerde bunu kendisine hatırlatıyorum” dedi.

“16 NİSAN’DA  MİLLETİN HAYIR’LI BİR KARAR VERECEĞİNE İNANIYORUZ”

Gündemlerinin farklı olduğunu ifade eden CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek, “Gündemimiz Anayasa oylaması. Yine kendisi Hukukçudur. eski sistemde veya şu anki uygulanan sistemde adı yolsuzluğa karışan bir Başbakan Bakan hakkında soruşturma açmak ve Yüce Divan olarak Anayasa Mahkemesine sevk etmek için gerekli olan oy sayısı 276’dır yani 550’nin yarısı. Şimdi 50 artırarak 600 yapmayım hedefliyorlar peki bunun yarısı kaç eder 300. Yine sayın Şahin’e soruyorum bir Hukukçu olarak  niye 300 değil de 400 Milletvekili istiyorsunuz?  AK Partililer cevap verin.  Niye MHP ile görüşürken o tasarı Meclise baya geç geldi  MHP bunu 300’e indirmeye çalışırken, AK parti niye 400’de ısrar etti? Hesap vermekten korktukları bir şey mi var? Biz olduğunu biliyoruz, Millet de biliyor, Dünyada biliyor Şimdi Kumpas davalarında binlerce masum insan, asker, sivil mağdur ediyorken bu Ülkeyi kim yönetiyordu? Silopi’de PKK’lı Teröristler törenle karşılanırken,  Çadır Mahkemeleri kurulurken Adalet Bakanı kimdi? Asker Polis operasyon izni isterken Valilere sakın ha vermeyin, görmeyin, teröristler sokakları kazsınlar, şehirleri, kasabaları teslim alsınlar diye göz yuman kimdi? Musul Konsolosluğu basılır haberi üzerine “Sayın Komutanım Genel Kurmay Başkanım, İŞİD’le bizim ilişkilerimiz çok iyi, İŞİD bize böyle bir kötülük yapmaz, bizim Konsolosluğu basmaz” diyen Başbakan kimdi?  Biz vatan savunmasında başarılı görev yaparken Zekeriya Öz bizi tutuklatırken onun  altına Mercedes tahsis eden, Temiz Eller Operasyonu yapıyor diyen, şimdi Yurt Dışına kaçmış Haine sahip çıkan kimdi? Bunların bir hesabı olmayacak mı?  Türk yargısına hesap vermeyecekler mi? Şimdi bankada hesabı var, sendika üyesi, yurdunda kalmış, okulunda okumuş diye binlerce yüz binlerce mağdur var. ByLock’tan görüşmüş diye binlerce tutuklu var. Şimdi FETÖ’nün buradaki okulunu açıp, açılış kurdelasını kesip, ilk bağışı yapan siyasetçilerin bu işte hiç günahı yok mu? Ondan sonra demokratik hak ve özgürlükleri savunan, birey hakkını savunan, vatandaşları savunan Cumhuriyet Halk Partisi Mustafa  Kemal Atatürk’ün kurduğu partiye FETÖ’cülüğü yapıştıramazlar, bize yapışmaz. Gerçekten içimizde FETÖ biri varsa Cumhuriyet Halk Partisi olarak söylüyorum, o sızdırılmıştır, verirler delillerini kapının önüne koyarız. Hiç sahip çıkmayız. Ama gerçekten Hukukçu iseler, vicdanları varsa ByLockcular dahil siyasi ayağı açıklasınlar ve Yargıya teslim etsinler, bunu yapabilir mi, yapamazlar, yaptıkları anda Mecliste İktidardan düşecekler hesap verecekler. İşte 400 Milletvekili bulun bizi yargılayın, hatta emekli olduktan sonra da 10 yıl sonra yine meclisten 400 Milletvekilini bulun yargılayın diyenler, bütün bunlara rağmen Anayasa Mahkemesini, HSYK’yı şekillendirmeye çalışanlar, kendi arka bahçesi yapmaya çalışanlar geçmişte bu ülkede suç işleyenlerdir, gelecekte de hesap vereceklerdir. Ben 5 Ağustos 2013 tarihini hiç unutmam. Silivri’de Spor Salonunda FETÖ Militanı Hakim savcı Cübbeli Hainler bize ceza yağdırdılar, Dursun Çiçek Müebbet, İlker Başbuğ Müebbet Öbürleri müebbet diye karar okuyup kaçarken onlara şunu söylemiştik. “Bakın bugün güçlü olabilirsiniz, Siyaset, İktidar, Amerika, İsrail arkanızda olabilir ama yarın şartlar değiştiğinde hesap vereceksiniz bu salonlara sahip çıkın Darbeci de sizsiniz, Terörist de sizsiniz” demiştik bize gülmüşlerdi. Siz bu cezaevinden sağlam çıkın halinize şükredin demişlerdi. 2016 Ağustosunda bütün bu bize gülenler kelepçeyi yediler, şimdi Türk Milletine, Türk Yargısına hesap veriyorlar. İşte bu örgütün, bu suçları işleyenlerin siyasi ayağı da bu millete er yada geç hesap verecektir. Bu noktada 16 Nisan çok önemli. Biz Milletin sağduyusuna güveniyoruz. Mustafa kemal Atatürk’ün dediği gibi bu millet zekidir, çalışkandır, gerektiği yerde iradesini koyar ve Cumhuriyete, demokrasiye sahip çıkar, diktaya ve saltanata HAYIR der, o nedenle 16 Nisan Milletin HAYIR’lı bir karar vereceğine inanıyoruz” diye konuştu.

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Osmanlı’da bir devre adını veren ‘Köprülüler’ memleketi Samsun’da yaşatılıyor

Kültür Sanat Yayın: 19.04.2024 12:48
İhlas Haber Ajansı
Osmanlı’da bir devre adını veren ‘Köprülüler’ memleketi Samsun’da yaşatılıyor

Osmanlı’da ‘Köprülüler Devri’ olarak bir döneme adını veren Vezirköprülü sadrazamlar, Samsun Müzesi’nde yaşatılıyor.

Köprülü ailesinin kurucusu Köprülü Mehmed Paşa aslen Arnavutluk asıllı. Devşirme olarak Enderun’a yerleştirilen paşa, Samsun’un Köprü ilçesinden bir hanımla evlendi ve burayı ikinci memleketi olarak gördü. Sadrazamın Osmanlı’da daha önceden görülmemiş yetkileri elinde toplamasının ardından ilçenin Köprü olan adı, Vezirköprü olarak adlandırılmaya başlandı.

17’nci yüzyılda Osmanlı’da Kösem Sultan’ın etkin olduğu ve 4. Mehmet’in 6 yaşında tahta çıktığı dönemde devletin başına getirilen Köprülüler, Osmanlı’yı içinde bulunduğu kaotik ortamdan çıkartıp, tekrar şaşalı günlerine geri döndürmüştü. Osmanlı’da bir döneme adını verecek kadar hizmetlerde bulunan Vezirköprülü sadrazamlar Köprülü Mehmed Paşa, Oğlu Fazıl Ahmet Paşa ve damadı Kara Mustafa Paşa’nın 27 yıl boyunca devlet yönetiminin elinde bulundurması Samsun Müzesi’nde ziyaretçilere aktarılıyor. Müzede, 3 sadrazamın balmumu heykellerinin yanı sıra bilgilendirme yazıları, Osmanlı dönemine ait savaş malzemeleri ve araç gereçleri de sergileniyor.

Samsun Müzesi’nde kendilerine ayrılan köşede Köprülü ailesi hakkında, “17. yüzyıl ortalarından itibaren saltanata önemli vezir ve sadrazamlar yetiştirmişti. Köprülü ailesinin kurucusu olan Köprülü Mehmed Paşa’nın 1656 tarihinden itibaren kesintisiz olarak oğlu Fazıl Ahmet Paşa, damadı Kara Mustafa Paşa ile birlikte 27 yıl boyunca devlet yönetimini elinde bulundurmuştu. Kara Mustafa Paşa’nın Viyana yenilgisi adeta Köprülü ailesi için de bir dönüm noktası olmuştur. Aile bu tarihten itibaren hiçbir zaman eski gücünü elde edememiş olsa da Abaza Siyavuş Paşa, Köprülü Fazıl Mustafa Paşa, Amcazade Hüseyin Paşa, Köprülüzade Numan Paşa ve Abdullah Paşa da sadrazamlık makamına yükselen aile üyeleridir. Kars ve İstanbul milletvekillikleri, dışişleri, devlet bakanlığı ve başbakan yardımcılığı da yapan edebiyatçı, edebiyat tarihçisi ve Türkolog olan Ord. Prof. Dr. Mehmet Fuat Köprülü (1890-1966) de bu aileden gelmektedir” ifadeleri yer alıyor.

Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği müzede ayrıca Köprülü ailesi ile ilgili olarak, “17. yüzyıl başlarından itibaren Osmanlı’da değişim ve dönüşüm faaliyetleri kısa süreli çalkantılar yaşanmasına yol açmıştır. 17. yüzyıl ortalarından itibaren mutlak otoriteyi ele geçiren Köprülü Mehmed Paşa saray içerisindeki konumunu güçlendirirken Anadolu, Balkanlar ve Orta Doğu’da büyük imar faaliyetlerinde bulunmuştur. Bu şekilde hem kendinden sonraki aile fertlerine zengin vakıflar bırakmış, hem de halk nazarında devlet otoritesinin gücünü yansıtmayı amaçlamış olmalıdır. Köprülü Mehmed Paşa’nın ilk olarak imar faaliyetinde bulunduğu yer Vezirköprü’dür. Burada önce bir konak, han, arasta, namazgah ile Kedeğre/ Köpri kasabasının su yollarının tamiri, çeşmeler yaptırmıştı. Gümüşhacıköy, Turhal, Hekimhan, Safranbolu, Bilecik, Bozcaada, İstanbul ve Balkanlarda cami, mescit, namazgah, medrese, han, hamam, mektep, sebil ve çeşmeler yaptırdığı kitabe, vakfiye ve arşiv belgelerinden öğrenilmektedir” bilgileri yer alıyor.

Köprülüler Devri

Kaynaklar, ’Köprülüler Devri’ veya ’Köprülüler Dönemi’ni, Osmanlı’da 15 Eylül 1656 ile 15 Aralık 1683 tarihlerini kapsayan ve Köprülü ailesinden sadrazamların görev yaptığı ve imparatorluğun toparlanması ve istikrarı için bir fırsat yaşanan tarihi döneme verilen isim olarak nitelendiriyor.

Ayrıca, Samsun’un batısında bulunan ve hala Vezirköprü adını kullanan ilçede 90 bin 388 kişi yaşamını sürdürüyor. Köprülülerin kentte bıraktığı izler ve eserler de geçmişten bugüne köprü vazifesi görmeye devam ediyor.