Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Av. Kartal: “Bizlerin Cübbeleri Birer Silah Değil; Bağımsızlığımızın, Onurlu ve Dik Duruşumuzun Simgesi Oldu”

Zonguldak Yayın: 07.04.2015 07:26
Yazar:
Av. Kartal: “Bizlerin Cübbeleri Birer Silah Değil; Bağımsızlığımızın, Onurlu ve Dik Duruşumuzun Simgesi Oldu”

ZONGULDAK ‘ın Ereğli ilçesinde avukatlar, ‘5 Nisan Avukatlar Günü’nü bir gün gecikmeli kutladı.
Kdz. Ereğli ilçesinde Avukatlar Günü nedeniyle Atatürk Anıtı önünde tören düzenlendi. Yaklaşık 30 kadar avukatın katıldığı tören anıta çelenk sunulması ile başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından günün anlam ve önemine ilişkin konuşan Zonguldak Barosu Ereğli Temsilcisi Av. Tayyar Kartal, cübbelerinin silah değil bağımsızlığın ve onurlu ve dik duruşlarının simgesi olduğunu söyledi. Kendilerinin hakim ve savcılar gibi yargı görevi yapan hukukçular olduğunu dile getiren Kartal “Hak aramanın bağımsız ve tarafsız bir kurum olan yargı yolu ile elde edilmesi, aşama aşama gelişen ve gerçekleşen bir hukuksal aydınlanmanın sonucudur. Hak arama özgürlüğünün kullanılmasında ve korunmasında bireyin yanında yer alan, bilgisini ve zamanını hak arayan kişi veya kişilere özgüleyen hak arama ve savunma mesleğinin onurlu temsilcileri ise avukatlardır. Avukatlar, insanlığa; başkalarının hakkına, mülkiyetine, özgürlüğüne saygıyı öğreten, İnsan Hak ve Bildirgesini yazan, Kölelikten Kurtuluş Bildirgesini yayımlayan, çoğunluğun tiranlığına karşı duran, adaletsizlikle savaşan, kendini hakkaniyete adayan, eşitlik, özgürlük ve barış için mücadele eden, uzlaşmaya inanan insanlardır. Dünya tarihi bunun sayısız örnekleriyle doludur” dedi.
İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde görev yapan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın katledilmesine ilişkin üzüntü ve tepkilerini çeşitli yollarla dile getirdiklerini anlatan Kartal, yaşanan olaydan dolayı avukatların hedef haline getirilmesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı. Kartal konuşmasında şu sözlere yer verdi: “Olayın hemen ardından siyasi irade temsilcileri tarafından açıklanan ilk beyanların avukatların adliyeye giriş biçimlerine yönelik olmasına sessiz kalmamız mümkün değildir. Bizler, birtakım dokunulmazlık ya da ayrıcalık talebinde bulunan kişiler değiliz ve hiçbir zaman olmadık. Bizlerin cübbeleri birer silah değil; bağımsızlığımızın, onurlu ve dik duruşumuzun simgesi oldu her zaman. Bizler, tıpkı hakim ve savcılar gibi yargı görevi yapan, adaleti ve hukukun üstünlüğünü gaye edinen avukatlarız, hukukçularız. Bizler, hakimiyle-savcısıyla ve avukatıyla bir bütün olan hukuk dünyasında bireylerin savunmalarını üstlenen, onların sırlarını taşıyan vekilleriz. Bizler hakkında özel hükümlerin bulunmasının nedeni işte bu özelliklerimizin gereğidir. Biz avukatlar, potansiyel şüpheli olarak zan altında bırakılmayı kabul etmiyoruz. Güvenlik kavramı ile birey hak ve özgürlükleri birbiriyle çelişir ve karşı karşıya gelen kavramlar olarak göstermeye çalışmak hatalıdır. Güvenlik, her şeyden önce, kişilerin yaşam haklarının, her türlü özgürlüklerinin gelecek her türlü saldırıya ve müdahaleye karşı koruma altına alınmasını hedeflemelidir.”
Atatürk Anıtı önündeki törene CHP Kdz. Ereğli İlçe Başkanı Hayrettin Kartal, bazı CHP ve ÖDP’li parti yöneticileri katıldı.
Tören Av. Tayyar Kartal’ın konuşmasının ardından sona erdi.

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Çocuğu susturmada kullanılan ‘ekran’, beyinde kalıcı hasar bırakıyor

Sağlık Yayın: 19.04.2024 12:00
İhlas Haber Ajansı

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Alper Aykanat, ebeveynlerin çocukları susturmak için kullandığı telefon, tablet ve TV gibi ekranların, beyin gelişimini olumsuz etkileyerek otizm, atipik otizm, hiperaktivite ve dikkat eksikliği gibi birçok hastalığı tetiklediğini söyledi.

Birçok ebeveyn, çocuklarını enerjisini atmaya yardım etmek yerine teknolojik ekranları kullanarak çocukları susturmayı oyalamayı tercih ediyor. Uzmanlar, anne karnından itibaren ekran radyasyonuna maruz kalan çocukların ekrana bağımlı bir şekilde gerçek dünyadan uzak büyümesinin beyinde ciddi problemlere yol açtığına dikkat çekerek, 2 boyutlu yaşam yerine 3 boyutlu yaşamın önemine dikkat çekiyor. Medicana Sağlık Grubu doktorlarından Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Alper Aykanat, ekran bağımlılığının oluşturduğu olumsuz etkiler dolayısıyla uyarılarda bulunarak, doğru bir beyin gelişimi için ebeveynlere düşen görevleri sıraladı.

“2 yaşına kadar çocuklarda ‘sıfır ekran’ olmalı”

Çocuklarda beyin gelişiminin anne karnından başlayıp, 2 yaşının sonuna kadar devam ettiğine dikkat çeken Medicana International Samsun Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Alper Aykanat, “Tüm ebeveynler, çocukların enerjisine yetişebilmekte güçlük çekiyor. Çalışma temposu, bahçe imkanı olmaması, parka gidememe, hava şartları gibi etmenler çocukların enerjisini atmada engel oluşturabiliyor. Bunun yanı sıra pandemide birçok çocuk da teknolojiye düştü. Beyin, gelişim sürecine anne karnından başlar, doğumdan 2 yılsonuna kadar gelişiminin yüzde 99’unu tamamlar. Anne hamilelik döneminde bile çok fazla radyasyona maruz kalmamalı. Buna ek olarak doğum sonrası 2 yaşına kadar çocukların teknolojiden uzak durması gerekiyor. Çok ciddi bir şekilde ekranın ‘sıfır’ olması önemli. 3 aydan itibaren farkındalık artar. Dış uyaranları fark eden çocuk bu zaman itibariyle 3 boyutlu şeylerin farkına varır. Sevgi gösterilmesi, meyve, sebze, oyuncaklarla vakit geçirmek ve dokunma duyuları beyni geliştirir. Bunları yapmayı bırakıp, ekran gösterir, dokunamadığı, hissedemediği, koklayamadığı 2 boyutlu bir yaşama maruz bırakırsanız, çocuğun beyni o şekilde yönlendirilir ve dünyadan soyutlanır. Dünyayı 3 boyutlu değil de 2 boyutlu yaşamaya devam eder” dedi.

“Çocuklar kendilerini çizgi film karakteri sanıp, ona göre hareket ediyor”

Gerçek dünyadan uzakta, ekran maruziyeti ile büyüyen çocuklarda davranış ve kişilik bozukluklarının yaşandığına değinen Uzm. Dr. Mustafa Alper Aykanat, “Bazen haberlerde çıkıyor, kendisini örümcek adam, Süperman ya da çizgi film karakteri sanan çocuklar olabiliyor. Bu çocuklar kendilerini çizgi film karakteri sanarak, olmaması gereken hareketlerde bulunabiliyor. Bu tür şeyler çocuğun beyninde tamir edilemeyecek ciddi travmalara ve algı bozukluğuna yol açıyor. Ekran bağımlılığına müsaade eden aileler, çocuklarını ekrandan uzaklaştırdıklarında madde bağımlısı gibi reaksiyon alıyorlar. Ekranın çocukları nasıl etkilediğini, ekrandan uzaklaştığında nasıl çılgına döndüklerini gören ebeveynler bunun zararının farkına varıyor. Ben çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı olarak 3 yaşına kadar ekranı kesinlikle önermiyorum. Çocukla 40 dakikada boyunca oturup oyun oynayın, resim yapın, boğuşun, güldürün ve efektif zaman geçirin. Çocukların fiziksel aktivite ile enerjisini atmak büyük önem arz ediyor” diye konuştu.

“Ekran bağımlılığı otizm, atipik otizm, hiperaktivite, dikkat eksikliği gibi birçok hastalık oluşmasını tetikliyor”

Birçok hastalığın tetiklenmesinde ekran bağımlılığının ilgisi olduğuna da vurgu yapan Aykanat, şunları söyledi:

“Çocuğun enerjisi fiziksel aktiviteye rağmen hala var ise de çeşitli dokunma egzersizleri yapılabilir. Oyun hamuru ya un ile gıda boyası kullanılarak hamur yaptırarak, el becerilerini geliştirecek şekilde oynamaları ya da çamurla oynamaları da etkili bir yöntem olabilir. Çocukların enerjilerini doğru bir şekilde atmak gerekir. Teknoloji çocukların beyin gelişimini olumsuz etkileyerek otizm, atipik otizm, hiperaktivite, dikkat eksikliği gibi birçok hastalık oluşmasını tetikliyor. Bilimsel araştırmalarda bahsediliyor. Ekranlarda çocuğa ve erişkinlere özel dalga boyları var. O yüzden erişkinler dizi izlerken hipnotize olur, reklamda kendine gelir, kanal değiştirmeye çalışır. Çocuklar da ise tam tersi, reklamlardaki dalga boyu çocuklara özel olduğundan çocuklar da reklama kitlenir kalırlar. Çocukların beynini ekran marifeti ile bizim görmediğimiz dalga boylarıyla maalesef çok ciddi zararlar veriliyor.”